Ramazan KAYAOĞLU

Ramazan KAYAOĞLU


Her Veda Biraz Erkendir

08 Nisan 2024 - 21:38

HER VEDA BİRAZ ERKENDİR

Edebiyat denilince aklımıza genellikle kitaplar gelir. Ama birçok dönemde edebiyatın sesini, dergiler duyurmuştur. Çoğu zaman kısa soluklu olsalar da genellikle yazarların ve şairlerin boy gösterdiği bir vitrin olarak görülseler de hatta bazen siyasi tartışmalara ve ideolojilere meze edilseler de dergiler, yıllar boyunca edebiyatın soluk almasını sağlamış, edebiyatın büyüyüp gelişmesine katkı sağlamıştır.
 
Ülkemizde dergicilik faaliyetlerinin başlaması, matbaanın kullanımıyla paralellik göstermiştir. Bu yüzden ülkemizde bilinen ilk Türkçe dergi ancak 19. yüzyılda yayımlanabilmiştir. Tıpkı diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de yayımlanan ilk dergiler, bilimsel nitelik taşımaktadır. Vaka-i Tıbbıye, bu tür dergilerin ilk örneğidir. Bu derginin açtığı yolu Mecmua-i Fünun dergisi takip etmiş Tanzimat aydınlarının seslerini duyurduğu bu dergi, aynı dönemde Mecmua-i İbritname dergisine de kapı aralamıştır. Yine aynı dönemde Takvim-i Ticaret, Cüzdan gibi birçok dergi yayım hayatına başlamış ama sayıları giderek artan bu dergiler maalesef süreklilik gösterememiştir. 1862 yılında yayımlanan ilk resimli Türk dergisi Mirat da bu sürecin kurbanı olmuş ve sadece üç sayı yayımlanabilmiştir. İlerleyen yıllarda müzik, mizah ve çocuk dergileri gibi farklı alanlarda dergiler yayımlanmış bunlar da genellikle kısa soluklu olmuştur.
 Servet-i Fünun dergisi ile birlikte dergi dünyasına edebiyat dergisi kavramı yerleşmeye başlamıştır. Özellikle dönemin şartları bu dergilerin ilgi görmesini sağlamış bu dergiler, bir nevi edebiyat okulu gibi faaliyet göstermiştir. Örneğin Servet-i Fünun dergisi batı edebiyatının izlerini taşırken Malumat dergisi eski edebiyatın sesi olmuştur. 2. Meşrutiyetin ilanından sonra dergi sayılarında artış olmuş, düşünce akımları seslerini, dergiler vasıtasıyla duyurmaya başlamıştır. Bu durum günümüzde bile geçerliliğini sürdürmektedir.
 Cumhuriyetin ilk yıllarında Akbaba, Resimli Ay, Yeni Mecmua, Milli Mecmua, Hayat, Güneş, Meşale gibi dergiler, yayım hayatına renk katmıştır. 1933 yılında yayımlanan 7 Gün dergisi 54 bin adet satarak satış rekoru kırmıştır. Bugün bile birçok dergi bu sayıya ulaşamamaktadır. Daha sonraki yıllarda Varlık, Büyük Doğu, Markopaşa, Gırgır gibi birçok dergi yayım hayatına başlamış ama bunların birçoğu maalesef söyleyeceklerini bitiremeden yayım hayatına son vermek zorunda kalmıştır.
 
Geçmişte dergileri kapanmaya götüren bu süreç günümüzde daha da dayanılmaz hale gelmiş ve birçok dergi yayım maliyeti ve kargo ücretleri gibi nedenlere kapısına kilit vurmuştur. Bu süreçten etkilenen son dergi, Şiar dergisi olmuş ve dergi 50. sayısında yayım hayatına ara vermek zorunda kalmıştır. Umarız bu ara çok uzun sürmez.
 
Şiar Dergisi, 2015 yılında yayım hayatına başlamış bir edebiyat dergisidir. Serap Kadıoğlu’nun genel yayın yönetmeliğinde “Nasip Oldukça Çıkan Dergi” mottosuyla sesini duyuran dergi, ilkeli duruşu ve kaliteli yayımı ile faaliyet gösterdiği dönemde birçok insanın takdirini kazanmıştır. Sırtını bir yerlere dayamadan, kimseye eyvallah etmeden sadece edebiyat kaygısıyla yayım yapan dergi, hakkı hak için savunmuş ve benimsediği bu ilkeli duruşla birçok yeni dergiye ilham kaynağı olmuştur. Ayrıca günümüzde faaliyet gösteren birçok derginin aksine kapılarını sadece kendi çevresine açmamış, edebiyatı dert edinen herkesi ayrım yapmadan sesine ortak etmiştir. Bu sayede Anadolu’nun ücra köşelerinde hayallerini kâğıda döken birçok insanın eserlerinin edebiyatseverlere ulaşmasına vesile olmuştur.
Her veda biraz erkendir biliyoruz ama Şiar’ın vedası gerçekten çok erken olmuştur. Zira büyütülen bir sevgi, beklenilen bir hayal ve söylenecek bir söz olduğu müddetçe Şiar gibi dergiler var olmalıdır.
 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum