Mehmet Ali TEK

Mehmet Ali TEK


Olmak ile Ölmek Arası Bir Yol

02 Nisan 2024 - 01:50

 
Olmak ile Ölmek Arası Bir Yol 
Yönetenlerin rahatlığıyla yönetmeye memur olduklarımızı ıskaladık. En başta kendimiz ve ardından neslimiz ile imtihan olduk bu süreçte. Hiçbir ahlak kuralı tanımayan ve bunun tercih edilmesinde bir beis görmeyen nesil ile tanıştık. Elbette ki öteki ile var olur, varlığımız anlam bulur. Lakin hangi yaşam tarzına sahip bir insan ile yaşamak istiyorsak aslında o yaşam tarzına öyle veya böyle bir şekliyle yaklaşıyoruz demektir. 

"Benzeri aracılığıyla yaşayanın ölümü benzerinden olur." Baudrillard bu sözüyle her ne kadar benzemek kavramını olumsuzlamış olsa da bizim anladığımız anlamda bir 'benzer' kavramı ile bunu kastetmiyor. Biz bu konuda şurada duruyoruz. Önemli olan burdaki 'benzer' olanın hangi özne ile neşvünema bulacağıdır. İyilik üzerine olanla benzerlik 'olma'yı, kötülük üzerine olanla benzerlik 'ölme'yi, yokluğu getirir.

Pirimiz Yunus'un sözü ile ahlaklanamadık. "Öl söz verme, öl sözünden dönme." Ölmek ile olmak arasında 'söz' vardır. Muhatabımızı ağzımızdan çıktığımız her söz ile yaraladığımızı ve yaralandığımızı bilseydik 'kelam' etmekten daha çok 'sükut' ederdik. 
Kıyas kendi cinsiyle olur. Bunu da ıskaladık. Yalancı, sözünde durmayan ve sözün namusunu ayaklar altına alan, zaman hırsızı, nemelazımcı bir prototip nesil de yetişti. Şimdi ahlakın kem gördüğü bütün bu özellikleri üzerimizde nasıl barındırdık toplum olarak. Ahlak ile ahlaksızlığın yerini değiştirdik böylece.

Kolay zamanların insanlığından 'sahih' bir şahsiyet kimliği inşa edilemiyor. Yozlaşma ve ifsad kurtları ile çürüdü kimlik. İmmünolojik bir vakıa ile direnci kırılan insan çöküşü gördü ve bütün kavramlarıyla kendi kendisini sömüren Arendt'in deyişiyle bir 'animal laborans'a dönüştü. Kavramın inşası ile bir nesil inşa, kavramın imhası ile mağlupların türediği ve zulme, zalime karşı ahenkli ve güçlü bir sesin imha edildiği bir nesil ortaya çıktı. 

Zor zamanların insanı ve 'direnen' bir kimlik ile inşa olunanlar bir kurtuluş reçetesi aramışlardı. O nesil 'direnme ahlakını' çocuklarına miras bırakamadı. Mirasyedi olmayı tercih eden nesilde de hiçbir 'kavram/yaşantı ahlakı' kalmadı. Her an her davranışı ile bir sınav kağıdının önünde durduğu ve bunu nasıl dolduracağını bilme yetisini kazanmalı, zor zamanların samimiyetine, hasbiliğine, direniş kültürüne dönük bir hale doğru yönelmeli. 

İlk dersimiz ile yeniden sınıflara giriyor, üzerimize düşen vazifeyi kimsenin ne dediğine bakmadan bihakkın yerine getirme erdemini dimağlarımızda inşa etmeliyiz. Samimiyet kimliğimizdir. Kim olduğumuzu kimliğimiz ile tanımlarız. İyilerin yurduna iyiliği tanımayanlar yön bulamaz, yolda kalırlar. Ancak önceden iyiliğe ve samimiyete aşina olanlar istikamete varabilirler. Kontrol toplumu'nda dışımızda aradığımız yol bizi kontrolsüz bir uçuruma götürüyor. Yol içimizde. İçimizi keşfetmenin, içimize dönmenin bir yolu var. İstikamet ve samimiyet yolu! 

Reklam