Talip KOKTAŞ - Şair Yazar

Talip KOKTAŞ - Şair Yazar


RAMAZAN PAYLAŞMAKTIR!

08 Nisan 2024 - 14:57

RAMAZAN PAYLAŞMAKTIR!

Ramazan paylaşmaktır. Tokun açın halinden anlamasıdır. Varlığın yokluğu idrakidir. Yokluğu anlamanın yoludur. Her şeyin parayla satın alınamayacağının göstergesidir. Var ama yiyemiyor olmanın sembolüdür. Halden anlamaktır Ramazan.

Şimdi cümleye nereden başlayalım? Sloganların arkasına sığınınca ruhumuz teskin oluyor mu? Sahip olduğumuz mal varlığı bizi sırattan geçirmeye yetecek mi? Sahi, sahip olduklarımıza ne kadar sahibiz?
Dünya kalabalıklar ordusu, yığınlar topluluğudur. Bir avuç toprağın üzerinde birbirinden habersiz yaşayan topluluğun, zamanı geldiğinde gittiği yerdir dünya. İnsanlar birbirinden habersiz yaşamaya devam ettiği müddetçe bu böyle sürüp gidecektir.

Bu çoğunluğu, bu yığınları anlamlı bir bütün kılan değerin adıdır İslam. Bu birlikteliğin en güzel örneğidir oruç. Sahurda birliktelik, imsakta birliktelik, iftarda birliktelik, namazda aynı safta en saf haliyle birliktelik. Bu birliktelik sayesinde insanlık ümmet paydasında cem olur, bütün olur. Cüzlerin, parçaların bir bütün olarak idrak edildiği bilincin adıdır ümmet bilinci. Bir tespih misali taneleri birbirine bağlayan gizli iptir ümmet fikri.

Bugün tespihin ipi kopmuş ve her biri bir yana dağılmış taneler gibiyiz. Hepimizin rengi, görüntüsü, şekli, şemaili aynı tespihin taneleri gibi olsak da birbirimizden bihaber yaşıyoruz savrulduğumuz diyarlarda. Bugün bu birlikteliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir devrin içerisindeyiz. Tespih bizim, taneler biziz, ancak ip başkasının elinde. Kardeşlerimiz acı çekerken biz sabır ve dua libasına sığınarak günleri geçiştirmenin gayretindeyiz. Acımız dinmiyor, her yanımız yara bere içinde ve kan revan haldeyiz.

Gazze’de açlıktan ölürken insanlık, Doğu Türkistan’da kardeşlerimiz toplu soykırıma maruz kalırken hiçbir şey yapmadan ve susarak sadece ibadet maksadıyla aç kalışımız oruç olarak kabul edilir mi?

Oruç, bile isteye salt bir mantıkla imsaktan iftara kadar aç kalıp sonra da iftarda kuş sütü eksik sofralarda iftar etmek midir? Midenin aç kalışıyla ruhun açlığı giderilmiş oluyor mu? Oruç, farkında olma duygunu kazandırıyor mu bize? “Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir.” diyen Peygamberin ümmetiyiz derken içimizde o ümmet bilincinin huzurunu duyuyor muyuz? Oruç tutuğumuzda aç kalırken yokluktan dolayı aç kalanların halini hatırlıyor muyuz? Oruç, başlı başına bir öğretmen olmalıdır bizim için. Onu öğretmen olarak görerek ondan öğreneceğimiz çok şey var.

Oruç ibadetinden yola çıkarak dahi ümmet ipini sımsıkı sarılabiliriz. İpin birleştirici gücüne ihtiyacımız var. Ümmet olma bilincini yeniden inşa etmek gerekir. Bir olmanın ve birlikte güçlü olmanın düşünü kurarak söylemden eyleme geçmenin gerektiği zamanlar içerisindeyiz. Bugün halden anlayarak halleşmenin ve helalleşmenin günüdür. Bizim olmayan şeyler için bizim olan zamanları ve adamları harcamaktan vazgeçerek bize kalacaklar uğruna çalışmak gerekir.

Bu dünyadan götüremediklerimizin sahibi olduğumuzu iddia etmekten daha büyük cehalet var mıdır? Amellerinden başka bir azığının olmayacağı ahiret yurdu için bugünden hazırlık yapmalı. Toplumsal bir varlık olan insan empati duygusuyla halden anlama sorumluluğu içerisinde olmalıdır. Ramazan ve oruç bu anlamıyla bizim için fırsattır. En doğru yatırım tavsiyesidir. Hesabındaki rakamların kendine ait olduğunu düşünen insan yanılgı içindedir. Böyle düşünenler için Yüce Allah “Kim yalnız dünya hayatını ve onun ziynetini isterse, biz onlara yaptıklarının karşılığını orada tastamam öderiz. Orada onlar bir eksikliğe uğratılmazlar.” (Hud Suresi, 15. Ayet) buyuruyor. Bu uyarıya dikkat etmek gerekir.

Fitre ve zekât ibadeti bir bakıma insanın sorumluluk bilincinde yerine getirmesi gereken bir ibadettir. Dünyadaki fakirliğin büyük sebeplerinden birisidir zekât ibadetinin hakkıyla yerine getirilmiyor olması. Sorumluyuz ve sorumluluk sahibi oluşumuz herhangi bir sorunun arkasına gizlenemez. Zekât almak değil, vermek farzdır. Bu sorumluluk zorunluluktur. Sana kalan biriktirdiklerin değil yaşarken verebildiklerindir. Aldığın değil, verdiğin senindir. Sağlığın zekâtı ibadet ile malın zekâtı para iledir. Hala imkânın varken veren el olmanın huzurunu yaşamak gerekir.

Parçalar bir araya gelince puzzle anlam kazanır. Halden anlayabilmenin, halleşmenin, kardeşinin derdiyle dertlenmenin, Ümmet olabilmenin vesilesidir Ramazan ayı.


 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum