Talip KOKTAŞ - Şair Yazar

Talip KOKTAŞ - Şair Yazar


ORUÇ FITRATA DÖNÜŞE VESİLEDİR

29 Mart 2024 - 12:44

ORUÇ FITRATA DÖNÜŞE VESİLEDİR

İmsak ile başlayıp iftarla tamamlanan süreçtir oruç. Seher vakti dediğimiz sahur zamanında sabah ezanına kadar yenilebilen sahur yemeği ile başlar ve ezan ile Allah rızası umularak niyet edilerek başlanılan oruç ibadeti akşam ezanı vakti dediğimiz iftara kadar devam eder. İki ezan arası Allah’ın rızası umularak nefsin terbiye edilmesidir oruç. İftar kelimesi Fâtır, fitre ve fıtrat ile aynı kökten gelmektedir. Yaratan, yoktan var eden anlamına gelen Fâtır, aynı zamanda Yüce Allah’ın isimlerindendir. Yaratılan olan insan da yaratılışına uygun olarak fıtratına yani özüne dönerek Allah’a karşı sorumluluğunu yerine getirmiş olur. Bu anlamda iftar da insanın özüne dönüşüne vesiledir.

***

Mide merkezli bir hayatı yaşamaya başladığımızdan beri nefsin istekleri karşısında el pençe divan durduk. Karın tokluğu diye diye kalbin yokluğunu fark edemez olduk. Kalbimiz bize küsünce de soluğu psikologların yanında aldık. Bu dünyanın bir han bizlerin de birer yolcu olduğumuzu unutarak ölümün varlığından bihaber yaşamaya başladık. Bir gaflet uykusudur, esneyip duruyoruz. Ayakta uyuyoruz, bedelini ise ömrümüzle ödüyoruz.

Bütün ışıklarını söndürdük ruhumuzun. Sonra da dünyanın karanlığında cenneti arıyoruz. Bunca karanlığın içinde bir mahya arıyor ruhumuz. Minarelerin ışıklarını yakmasını bekliyor huzura aç kalan ve iftar etmek isteyen kalbimiz. “Allah en yücedir, en büyüktür!” sözü ile irkilmek ve kendine gelmek istiyor. Özünü hatırlayıp hakikat ile huzura ermeyi umut ediyor. Bu hakikate erebilirsek işte o vakit iftarı olur tuttuğumuzun oruçların.

İnsanın kendisini dinlemesi ve dinlenmesi gerekir. Hayatın yoğun temposunda içinde dünya sızan insanın içindeki karanlıkları aydınlatmasına vesiledir Ramazan. On bir ayın hesaba çekilerek vücudun kendini resetlemesidir. Bu bilinç ile konfor alanının dışına çıkmaya gayret etmektir Ramazan. Dünyanın isteklerine karşı insanı yanlışa düşmekten koruyan bir kalkandır oruç. Konformizmin hazcılığına karşı duruş sahibi olmaya çalışmaktır. İnsanın kendine çekidüzen vermesidir. Günü kurtarmak yerine ömrün dirilişine ve gönlün direnişine açılan kapıdır.

Kişinin ağzından girene dikkat ettiği kadar çıkana da dikkat etmesidir. Dil her türlü nimetin tadını da tuzunu da en iyi bilendir. Bu anlamıyla dil, sihirli bir organdır. Beyne en hızlı ulaşan sinirlerin buluşma noktasıdır. Acıyı, tatlıyı, ekşiyi ayırt ettiği gibi iyiyi, kötüyü ve güzeli de pek ala ayırt edebilir. Bu sebeple dilden geçene her zaman dikkat etmek elzemdir. Ki dil, kalbin de libasıdır. İnsan içindekini dışarıya diliyle gösterir. Dışarıda olanı da ilkin diliyle anlamlandırır. Dil, şiddetin olduğu kadar şefkatin da göstergesidir. Yunus Emre ne de güzel demiş: “Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı / Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz.”

Oruç, her an umut ile korku arasında teyakkuz halinde olmaktır. Oruçlu olduğunun fikrini her an zihninde ve gönlünde diri tutmak gerekir. Ola ki orucuna halel getirecek bir sorun ile karşı karşıya kaldığın an Peygamber Efendimizin (SAV) buyurduğu üzere “Ben Oruçluyum!” diyebilmektir.

Bir şeyi yasayarak öğrenmek, öğrenmelerinin en kalıcısıdır. Bu anlamıyla da halden anlamaktır oruç. Empatinin en güzel örneğidir. “Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir.” düsturunun hayat bulmuş halidir. Komşusunun aç olabileceğinin hissini ruha nakşeden letafettir oruç.

Ramazana hangi gözle bakarsan onu öyle görürsün. İbadet olarak bakarsan ibadettir, Allah rızasıdır, dirilişin anahtarıdır, kalbin sükûnu, ruhun huzurudur. Perhiz gözüyle bakarsan senin için diyetten başka bir şey değildir. Diyet niyetiyle tutulan orucun karşılığı aç kalınmış bir mideden başka bir şey değildir. Peygamber Efendimiz (SAV) “Nice oruç tutan ve namaz kılan var ki, onların oruçtan ve namazdan nasibi sadece açlık ve uykusuzluktur.” buyurarak bu hakikate işaret etmektedir. Muradın ne ise bulacağın da odur. Aslında baktığın her yerde gördüğün kendinsindir. Dünyada baktığı her şeyde kendini görür insan. Elin dokunduğu, gözün gördüğü her şey insanın kendine açılan kapısıdır. Bakmayı bilenler görebilenlerdir.

Bugün kendini bulmayı dert edinmeli insan. İçinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayı bunun için en güzel vesiledir. Tuttuğumuz oruçlar da fırsattır. Fırsatlar insan için külfet değil, ülfettir. Nimetin hikmetine varabilmek ümidiyle oruç ibadeti ile hayatımızı onarmaya gayret edelim. Rabbim tuttuğumuz oruçlar ile hikmete nail olmayı hepimize nasip eylesin.

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum