Adem DOĞANTEMUR

Adem DOĞANTEMUR


Müslümanlar Aptal mıdır? (2)

02 Aralık 2023 - 21:16

MÜSLÜMANLAR APTAL MIDIR? (2)
İşin özeti şudur ki; 7. asırdan başlayıp 13. asra kadar devam eden dünya medeniyeti tarihi, İslam Medeniyetinden ibarettir. Tüm bu yukarıda bahsettiğim bilimsel faaliyetlere karşılık 9, 10, 11 ve 12. asırlarda Orta Avrupa’nın en az %95’i okuma yazma bilmiyordu. % 5’lik kesim de din adamları ve çevresiydi. Çünkü kilise insanları cahil bırakmıştı. Ortaçağda bir Müslüman bilim adamının şahsi kütüphanesinde bulunan kitap sayısının tüm Avrupa’daki kitap sayısından fazla olduğunu ve birçok alanda Müslümanların gerçek anlamada Batı dünyasının önderleri olduğunu batılı araştırmacılar itiraf etmektedir. Mesela ülkemizde “Avrupa’nın Üzerine Doğan İslam Güneşi” adıyla tercüme edilen eserin sahibi Alman medeniyet tarihçisi Dr. Sigrid Hunke, İslam'ın Avrupa'ya Tesiri” adlı eserin sahibi Montgomery Watt bunlardan sadece iki tanesidir.
 
Endülüs’ün merkezi Kurtuba’da 10. asrın ortalarına doğru 600 cami, 300 hamam, 50 hastane, 80 resmi ilkokul, 17 yüksek okul, 100.000 cilt kitabı ihtiva eden 20 resmi kütüphane vardı! Endülüs sadece bilimde ve mimaride değil musikide de Batı için tam anlamıyla bir ilham kaynağıdır. 950 yılında kaldırımlarla döşenen Kurtuba’nın caddeleri öküz arabalarıyla muntazaman temizleniyor, evlerin duvarlarına sabitlenen lambalarla sokaklar aydınlanıyordu.

Kurtuba 8. asır ile 11. asır arası ilim öğrenmek üzere Endülüs’e akın eden öğrencilerin merkezi haline gelmişti. Endülüs ilmi, İbn. Rüşt, İbn. Zühr, İbn. Tufeyl, İbn. Bâçeğ, İbn. Haldun, İbn. Arabî gibi insanlar bu coğrafyanın ürünleridir.
 
Arapça bilim ve felsefe eserlerinin Latinceye tercüme edilmeye başlandığı 11. yüzyıldan itibaren İslâm düşüncesi ve kültürü, Avrupa üzerinde etkili olmaya başladı. Orta Çağlar boyunca Eflatun ve Aristo gibi filozofların eserlerinin Yunanca asılları kaybolmuş ve sadece Arapça tercümeleri muhafaza edilebilmişti. Avrupalıların Yunan bilim ve felsefesini yeniden keşfetmesi, Arapçadan yapılan bu Latince tercümeler sayesinde olmuştur.

Yani İslam kültürü, eski Grek kültür hazinesini yok olmaktan kurtardı. Şam ve Bağdat’ın büyük kütüphanelerinde Pisagor, Eflatun, Aristo, Hipokrat, Öklid, Batlamyus tercümeleri bulunuyordu ki Batı bu eserlere asırlar sonra Arapça tercümeleri sayesinde kavuşacaktır. Bugün Almanca başta olmak üzere Batı dillerinde birçok Arapça asıllı kelimenin bulunması bile bu kültürel etkileşimin boyutunu göstermektedir. (Bahse konu kelimelerin bir kısmının listesi için Dr. Sigrid Hunke’nin adı geçen eserine bakılabilir.)

Haçlı Seferleri boyunca doğu İslâm topraklarından Avrupa’ya pek maddi ve kültürel anlamda çok şey gitti. Yani yok etmeye geldikleri bir medeniyetin değerlerini çalarak gittiler. Rönesans din olarak İslâm’ı sevmeyip nefret etse de, kültür ve medeniyet olarak ona hayranlık duyacaktır.

Jean-Jacques Rousseau şu tespiti yapar: “Yunan bilim geleneğinin çökmesinden sonra Avrupa tekrar ilk yüzyılların barbarlığına geri dönmüştü. Bugün aydın bir hayat yaşayan bu dünyanın insanları birkaç yüzyıl önce cahillikten dolayı çok kötü bir durumdaydılar. İnsanları doğru yola tekrar getirmek için bir devrime ihtiyaç vardı. Maalesef bu devrim hiç umulmayacak bir yöreden geldi. Nihayet bilimlerin aramızda tekrar doğmasına sebep olan işte bu aptal Müslümanlardı!” Rousseau, bir taraftan gerçeği itiraf etmek zorunda kalırken, diğer taraftan Müslümanlara hakaret etmeyi de ihmal etmeyecektir!

Henry George Farmer, Dr. J.W Draper’in “Avrupa’nın Fikrî Gelişimi” adlı eserinden şu sözünü nakleder: “Tarihin en üzücü şeylerinden biri, Avrupalı yazarların ustaca ve sistemli bir şekilde Batı’nın İslam bilim geleneğinden aldıklarını göz önünden kaldırmaya çalışmalarıdır.”

Ancak Müslüman âlimlerin Ortaçağ boyunca yaptıkları çalışmaları, zamanla günümüz Batı âlemi tarafından da anlaşılmaktadır. Nitekim Montgomery Watt, İslam'ın Avrupa'ya Tesiri adlı bir eser kaleme almıştır. Benzer bir tespit de Sigrid Hunke tarafından bize şöyle nakledilir: “Dini taassup yüzünden kültürümüzün temeli olan eserlerini gizlediğimiz ve adını bile anmaktan çekindiğimiz bir milletin hakkını vermenin zamanı artık gelmiş midir?”

Fransız antropolog ve Doktor Briffault (ö. 1948) da “Making of Hummanity” isimli eserinde: “İlim, İslam Medeniyetinin dünyaya en önemli armağanıdır” demektedir.

Osmanlı dönemi maalesef bilim geleneği açısından artık bir çöküntüyü devralmıştır. Osmanlılar maalesef tüm enerjilerini askerî faaliyetlerle tüketmiştir. Fatih ve Kanunî gibi bilime önem veren idareciler de sonraları pek gelmemiştir. Bu yüzden yeni medreseler açılmamış ve Batı’da gelişen eğitim sistemine paralel olarak iyileştirme yapılamamıştır.

Maalesef 19. yüzyıl İslam bilim geleneği için felâketler asrıdır. Müslümanlar tam anlamıyla bir düşünce tembelliğinin girdabında boğulmaktadır. Artık bilim diye bir şeyden İslam dünyasında bahsetmek mümkün değildir. Osmanlı İstanbul’u fethedip yükselişe geçtiğinde Avrupa’da yavaş yavaş Rönesans başlamış, bilim alanında son derece önemli gözlemler, gelişmeler ortaya çıkmıştı. 1789 Fransız ihtilalı, buharlı makinenin icadı, sanayi devrimi vs. Avrupa’nın çehresini değiştirmişti yani atı alan Üsküdar’ı geçmişti.
 
Bilimde zirveye çıkan Müslümanlar, daha sonra ilim deyince sadece dinî ilimleri anlamış, maalesef diğer ilimlere yeteri kadar önem verememiştir. Ortaçağda bir Fârabi’nin, İbn. Sina’nın, İbn. Rüşt’ün, İbn. Bacce’nin vs. dengi yoktur. Ancak ne yazık ki MS 1500’lü yıllardan sonra bir Descartes’in, John Luck, Spinoza, Leibnice, Kant, Newton ve nihayet Hegel’in koskoca İslam dünyasında dengi yoktur. Üstelik ki bu yüzyıllar İslam dünyasının en büyük gücü olan Osmanlı’nın yükselişe geçtiği dönemlerdir!

Konuyla ilgilenenler başlıca şu kaynaklara bakabilirler:

  1. “İslam Medeniyetinde Bilgi ve Bilim”, Alparslan AÇIKGENÇ, İsam Yayınları
  2. “İslam ve Batı”, İbrahim KALIN, İsam Yayınları
  3. “İslam ve Çağdaşlık”, Fazlur RAHMAN, Ankara Okulu Yayınları
  4. “İslam Güneşi”, Sigrid HUNKE, Bedir Yayınları
  5. “İslam Medeniyeti Tarihi”, Prof. İbrahim Sarıçam, Prof. Seyfettin Erşahin
  6. “İslam Medeniyeti”, Prof. Ziya Kazıcı

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum