14 ŞUBAT ve AŞK GÜZELLEMESİ
Tanımı zordur. Kalp ile göz arasındaki mistik etkileşimle ayrı bedende tek nefes olabilmenin adıdır aşk...
Sadece mutlu olmayı değil acı çekmeyi, güzel olanı sevmeyi değil sevdiğini güzel görmeyi öğrenmektir!
Sevgili uğruna ölmenin hüznünü değil, uğruna ölünecek bir sevgiliye sahip olmanın hazzını yaşamaktır...
“Âdemi âdem eden; üç harfle beş noktadır” derler ki bu; “aşk” kelimesinin Arap harfleriyle yazımıdır. Bu demektir ki “âşık” olmadan “adam” olamazsınız…
Çile şairi, aşksız insanı “yobaz” olarak niteler. İskender Pala’nın betimlemesi ise şöyledir: “Aşk ile insan elbet güneşe benzer ve aşksız gönül misâl-i taşa benzer. Hayatı aşka bölünce hayat çoğalır, bütün hayatları toplasan geriye aşk kalır!”
“Aşka uçarsan kanadın yanar” diyen birisine şair “Aşka uçmazsan kanat neye yarar” cevabını verir. Yunus Emre bu türden insanlar için “yemişsiz ağaç” benzetmesini uygun görür...
Fuzûlî ise apayrı bir boyut katıp aşkı âlemin merkezine alarak varlığı bir bütün halinde “aşk”tan ibaret görmekle kalmaz, “aklın” yerine “aşk”ı rehber olarak ikâme eder. Hatta bir adım daha ileri giderek özünde “aşk” olmayan her şeyin lâf-u güzâf olduğunu haykırır...
Ya Mecnun’un duasına ne demeli:
Yâ Rab! Belây-ı aşk ile kıl âşinâ beni
Bir dem belây-ı aşktan kılma cüdâ beni!
İki şeyi gizlemenin zor olduğunu ifade ederler: Aşk ve öksürük! Dudaklarınız sudaki mehtap gibi titreyip, susmak için çabalasanız da, kelimeler size rağmen dökülür gözlerinizden...
Şu da var ki, aşkın bakmakla güzelleşip, konuşmakla zenginleştiği ama dokunmakla bozulduğu söylenir. Belki bu yüzdendir ki en uzun süre devam eden aşklar karşılığı olmayan aşklardır...
Hani Leyla’ya sormuşlar: “Sen mi daha büyük âşıksın yoksa Mecnun mu?”. “Elbette ben daha büyük âşığım!” diye cevap vermiş. “Çünkü ben aşkımı kimseye söylemedim, O ise bir dağ delisi gibi davrandı, sevgimizi dillere düşürdü!”
“Ya al götür geri kalanımı, ya da gel tamamla eksik yanımı” diyen Mevlana da, “Gitmekle gitmiş olamazsın; gönlün kalır, aklın kalır, anıların kalır” diyen Cemal Süreyya da aşkı tanımlamış olmalıdır.
Velhasıl aranızdaki sevgiyi öldürmeyin ki; bir ömür ellerinizin dokunuşuna, ceylan gözlerin bakışına yüreğinizin çarpıntısı eşlik edebilsin!
Böylesi duygular yılın tek gününe sığar mı sığmaz mı bilmiyorum ama biz alıştık ibadetleri kutsal gecelere sevgileri 14 Şubatlara sığdırmaya! Bana da edebiyatını yapmak kaldı. Yüreğinizden sevgi eksik olmasın!
-adem doğantemur-
YORUMLAR