Taylan Özgür SAĞLAM

Taylan Özgür SAĞLAM


Muzaffer Sarısözen

09 Ocak 2024 - 10:34

Muzaffer Sarısözen
4 Ocak Perşembe günü Türk folklorcusu, Türk halk müziği sanatçısı ve derleyicisi Muzaffer Sarısözen’in 61. Seneyi devriyesiydi. Ağızdan ağıza aktarılan sözlü halk müziği eserlerini toprağa düşmeden havada yakalayıp derleyerek ruhlarımıza işleten büyük insanların başında bulunan büyük usta Muzaffer Sarısözen’i rahmetle anmadan geçmek istemedim. 
Sevgili okurlar, amacım tabii ki seneyi devriyesinde Muzaffer Sarısözen hakkında bilgi vermek değil zira Türk Halk Musikisinde çok önemli bir yere sahip olan bu ismi Google’ya yazarak binlerce bilgiye ulaşılabilir.
Ancak konuya sizinle ufak bir anımı paylaşarak girmek istiyorum. Türk halk müziğine olan hayranlığım ailede de sıkça radyo dinlenmesinden kaynaklı 5-6 yaşlarından itibaren başladı. Buna bağlı olarak gelişen farkındalıkla tek kanallı dönemde Türkülerle ilgili belgeselleri büyük bir ilgiyle izlerdim. Bu belgesellerden birinde öğrendim bu büyük ismi. Seksenli yıllarda rahmetli Bülent Özveren’in sunduğu Ben Bilirim yarışmasının bölümlerinden birini izlerken -o sıralar 11-12 yaşlarındaydım- bir soru denk geldi. Soruda Özveren, bir kişinin hayatını anlatırken TRT Yurttan Sesler Topluluğu kurucusu diye anahtar bir cümle kurunca ben de TV karşısında bağırarak Muzaffer Sarısözen diye cevabı yapıştırmıştım. Ama hiçbir yarışmacı bilememişti. Ben de o zaman çocuk aklımla kendimle müthiş gurur duymuş, “bakın kimse bilemedi, ben bildim.” diye büyüklerime ve arkadaşlarıma anlatmaya başlamıştım. Aradan geçen onlarca yıl sonra madalyonun diğer yüzünü görecek akıl olgunluğuna ulaştım. Aslında bunun gurur duyulacak değil üzülecek bir olay olduğunu fark ettim. Kültürümüzde bu denli büyük yeri olan bir insanın yeterince tanınmamış olması milletçe sanata olan ilginin ne kadar düşük olduğunu göstermiyor mu? Elbette herkesin türkülere gönül vermesi ve bu alanda araştırma yapması gerekmiyor ancak bu gerçek, ilgili kurumların da duyarsız kalmasını gerektirmiyor. Kültürümüze katkı sağlayan her insanın topluma tanıtılması, isimleri adına festivaller, yarışmalar, ödüller düzenlenmesi; bu değerli insanların toplum tarafından tanınmasına ve böylece yeni nesil yeteneklere ilham kaynağı olmasına vesile olmaz mıydı?

PTT bir dönem Sarısözen anısına bir pul yaptırdı. Bu elbette kıymetli bir aksiyondu ama yeterli olmadığını düşünüyorum. Benim önerim banknotların birinin arka yüzünde Muzaffer Sarısözen resminin yer almasıdır. Bu konudaki görüşlerim yalnızca müzikte değil, bilim, sanat ve akademik anlamda ülkemizde öncülük eden tüm değerli bilim ve sanat insanları için geçerlidir. Bizlerin ve sonraki nesillerin en büyük misyonu da geçmişi geleceğe taşımak. Güzel, tarihi bir evi herkes görür ve beğenir ancak onu yapan ustayı tanıyıp seven bir genç de ondan ilham alabilir onun gibi olmak isteyebilir. İşte meslekler de kültürler de bu şekilde sürdürülebilir ve ölümsüzleşir.
Ulaşımın çok zor olduğu dönemlerde kimi zaman araba, kimi zaman yürüyerek, kimi zaman at sırtında dağ taş gezerek büyük bir sevgi ve emekle türkülerimizi toprak altında kalmaktan kurtaran ve aramızda olmayan bütün halk müziği sanatçılarımızı saygı ve rahmetle anıyor, yeni nesillerin bu misyonu devam ettirmesini gönülden diliyorum.

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum