Gökmen CAN

Gökmen CAN


Pencere Önemli

28 Aralık 2023 - 00:26


Geçen bir dostum aradı. Sağ olsun itibar ettiğim biridir. Tanıma ya da tanış olma süremizin bir önemi yok “dost” kelimesini kullanmamda. Çünkü bazı şeylerin gerçekliği ilk anda da aynıdır aradan uzun yıllar da geçse aynıdır. Hatta daha ötesini söyleyeyim. Şaşıracaksınız belki. Lakin bazen sesini duymaktan öteye gitmediğin, yüzünü görmediğin kimselere bile dost diyebiliyor insan. Böyle olmasının da temelinde yatan bazı şeyler vardır ki o da önünde durup hayata bakılan pencereden kaynaklanmaktadır.

Dilerseniz açalım meseleyi. Uveys El Karani hazretleri Peygamberimizi gördü mü? Sesini duydu mu? Yok! Ama görmediği, sesini duymadığı birine tam teslimiyetini ibraz etti tüm benliğiyle. Peki İsra ve Miraç hadisesi sonrası Mekkeli müşrikler Ebu Bekir Radıyallahu Anha gelerek Peygamberimizin Mescidi Aksa’ya gittiğinin iddiasını söylediklerinde, zanlarınca Ebu Bekir hazretlerinin inanmayacağını düşündüler değil mi? Ama o ne yaptı? Dostluğun gereğini yaptı. “Onun gökten getirdiklerine inanmışım kaldı ki yerden verdiği haberlere mi inanmayacağım” diyerek dostluğun çıtasını ne de güzel yükseltmiştir. Ne de olsa “dostum” dediği kimse “kul/abd” olmada dünyaya numunedir. İnsanlığın iftiharıdır. Hayatını “Allah’a kulluk etme” penceresinden bakarak yaşayan birisiydi. Ona iman eden de kendisinin mukallidi olur ve bundan şeref duyar.

Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerîm, bizlere; dostluk ve muhabbet, merhamet ve sevgi adına bakın ne de güzel pencereler açmıştır:

-"Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı yapışın (emirlerine itaat edin); parçalanmayın. Allâh'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah, size âyetlerini böyle açıklar ki, doğru yolu bulasınız." (Âli İmran/103) 
-"Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin ve Allâh'tan korkup sakının umulur ki esirgenirsiniz" (El-Hucurat/10)
-"Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve Allah'a ve Rasûlüne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği kimseler bunlardır..." (Et-Tevbe/71)

-"Kendilerinden önce o yurdu (Medine'yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise, kendilerine hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı da içlerinde bir ihtiyaç duymazlar. Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin cimri ve bencil tutkularından korunmuşsa, işte onlar, felah bulanlardır." (El-Haşr/9)
Dilerseniz bir de Fahri Kâinat Muhammed Mustafa Aleyhissaletu Vesselam Efendimize kulak verelim ve hiçbir zaman da bu kulak vermekte geri durmayalım:
-"Üç sıfat vardır ki, bunlar kimde bulunursa, Allah o kimseyi himayesine alır ve onu cennete koyar. Bunlar: Zayıflara yumuşak davranmak, anne ve babaya sevgi ve hürmet, emri altındakilere iyilikle muamele etmektir.” (Tirmizi, Kıyame/48) 
-“Kardeşine gülümsemen, iyiliği emredip kötülükten sakındırman, yolunu şaşıranlara yol göstermen, yol üzerinde eziyet veren diken, kemik gibi şeyleri kaldırman, senin su kabından onunkine boşaltman sadakadır.” (Terğîb)
-“Sizden biriniz, kendisi için arzu ettiğini kardeşi için de arzu etmedikçe kâmil iman etmiş olamaz.” (Riyazü-s Salihin, 1/1829)
Yüzyıllar boyu şanlı sancağın hadimi olmuş bir milletin bugünkü fertleri olan bizler, her ne kadar başkalaştırılmak istensek bile eminim ki bu gidişte zafer yine “doğru pencere önünde doğru konuşlanan” bizlerin olacaktır. Âyetlerin, hadisi şeriflerin bize rehber olduğu imtihan dünyasında, bu hususta bakın atalarımız da neler demişler: 
-“Dostun attığı taş baş yarmaz.”
-“Dostluk para ile alınıp satılmaz.”
-“Dost acı söyler.”

Dost; sevdirir, müjdeler, korur, güzel söyler ve dostunu en az kendi gibi görür ve dostluğuna adeta bir “emanet” şuurunda bakar. Elinden gülleri, dilinden güzellikleri, gönlünden hüsnü niyetleri eksik etmez. Bilir ki bu dünyada ne kadar “gerçek dost” sıfatını sahiplenirse ve kendine libas edinirse, imtihan sonrası netice de “kulluğa ve dostluğa” yakışır şekilde olacaktır. Yeter ki “hayat penceremizi” iyi seçelim, temiz tutalım ve her zorluğa karşı dirayetli olmaktan beri durmayalım.

Kalın sağlıcakla…
Gökmen CAN
Eğitimci Sosyolog

Reklam

YORUMLAR

  • 6 Yorum
  • Fethullah Kaçmaz
    4 ay önce
    İslam kardeşliğini benimseyenler gerçek dostluğu da bulmuştur. Rabbim bizleri birbirimize gerçek din kardeşi ve gerçek dost eylesin. Sağlığınız yerinde huzurunuz daim olsun. Saygılarımla değerli hocam.
  • Hayrettin Korkut
    4 ay önce
    Gerçek dostluk sağlık gibidir; kaybedilene kadar değeri çok az bilinir.Allah kimseyi gerçek dostsuz bırakmasın! Ağzına sağlık değerli dostum
  • BÜLENT cankurt
    4 ay önce
    Müslüman müslümanın ahlaki üzeredir. Kiminle arkadaşlık yaptığına dikkat etmeli. Güzel bir konu
  • Adnan Alp
    4 ay önce
    Abime Dostuma Selam Olsun...
  • Coşkun Şahin
    4 ay önce
    Hocam Allah razı olsun emeğinize sağlık elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş. Yazılarınızıı takip ediyorum.Ne mutlu gerçek dostları olanlara.Dost Farsça bir kelime olup çok sevilen kişi anlamına gelir.Sevilen kişilerinde vasıfları Allah resulunun vasıfllarına benzer.Bugün maalesef İslam dünyasında dostların sayısı çok az.Bencillik, dünya sevgisi ve dünya malına tamah etme,çekememezlik, makam sevgisi,gıybet,nemime ve diğer kötü hasletler almış başını gitmiş. Birbirini sırf Allah rızası için sevenler az.Rabbimiz bizlere selamet versin Allah resulunun ahlakıyla ahlaklanmayı nasip etsin
  • ömer demir
    4 ay önce
    kalemine ve yürğine sağlık CANım kardeşim