YÖN LEVHASI

YÖN LEVHASI

Güzel Sözler

Düşmandan Korkmayın, Ona Benzemekten Korkun!

09 Kasım 2023 - 05:29

 "Zaferden Değil, Seferden Sorumluyuz"

Yaşamımda yaptığım her şey yarım kaldı: ölümüm bile...
Ölen yanımla yaşıyor, yaşayan yarımla ölüyordum...
(Bir Ölünün Seyir Defteri)
*
Ve anladım ki sesleri kaybetmedim; sesler beni kaybetti. Sessizlik ölünün ruhu, ölünün ölü soluğudur. Sedat Memili
(Bir Ölünün Seyir Defteri)

*
Herkes hareket halinde ama hiç hareket yok.
Herkes birbiriyle konuşuyor ama hiç ses yok.
(Bir Ölünün Seyir Defteri)
*
Belki de hayat, ölülerin gördüğü bir rüyadır.
Sedat Memili (Bir Ölünün Seyir Defteri)
Ah empati! Öfkem ölünce celladıma karşı bir acıma duygusu hissettim. O öfkesinden başkalarını yok ediyordu, ben de kendimi…
(Bir Ölünün Seyir Defteri)
*
Oysa ölüler, ilk aşklar ve fotoğraflar yaşlanmaz, hatırlanan son halleriyle kalırlar.
(Bir Ölünün Seyir Defteri)

Sedat MEMİLİ

Zerreleri gördüm ağızlarını açmış bekliyorlar ne yediklerinden bahsetsem söz uzar gider.
*
Hâkim-i hükmi ezel infaz için takdirini,
Selbeder erbab- ı aklın fikrini tedbirini
*
Düşmandan değil günahlarınızdan korkun,
*
Düşmandan korkmayın, ona benzemekten korkun.
*
Biri beyaz, biri siyah biri siyah beyaz üç öküzün hikâyesi bugün İslam devletletlerinin halini anlatıyor.
*
Her alınan ve verilen nefeste iki nimet vardır, biri nefes alma nimeti, diğeri nefesi verme nimeti.
Bu iki nimetin her birine şükür gerekir.
*
Şeyb u ayb feğfir yê men ya'lam ül ğayb.
(Yaşlandı ve saçları ağardı yine de günahlardan el etek çekmiyor, Sen Ğafursun ey gaybı bilen Allah'ım.)
*
Seni öldürmeye gelen (seni öldürse de öldürmese de)sende dirilisin.
*
U'zire men unzire. Uyarılanın özrü kalmamıştır.
*
Yersiz ve ölçüsüz metheden, yersiz ve ölçüsüz de zemmeder.
*
Zaman bir kılıç gibidir, sen onu kesmezsen o seni keser.
*

Ahmet ÖZKAN - E. Müftü

Sadeliğin muhteşemliğini anlarsak ihtişamın da kurgusallığını keşfederiz.  İlki bizi hakikate ikincisi ise sahte bir gerçekliğe ulaştırır...
*
Modern epistemenin mutlak doğru olduğu savı kendisiyle çelişmektedir. Klasik epistemenin modern epistemeden üstün olduğu bugüne kadar yaşanan yaşamın niteliğinden bellidir. Müslüman bir zihnin modern epistemenin üstünlüğüne inanması anlaşılır bir şey değildir. Bu daha çok bir ezikliğin dışa vurumu olarak tasvir edilebilir.  İslami epistemenin ise hem klasik ve hem de modern epistemeden farklı olduğu bedihidir/apaçık ortadadır. Bu Müslüman olmanın keyfiyeti gereği böyledir. Kafası karışık olanların kendini nispet ettiği epistemenin bir karşılığı olamaz!
*
Batılı anlamda bir evrensellik imkânsızdır. Yani bir şeyin her şeyde geçerliliği imkânsızdır. Bilim ve felsefe de bundan müstağni değildir. Yasaların evrenselliği de kesinlik bağlamında mümkün olamaz! Bu sonsuzluğun tabiatına aykırı ve Tanrının varlığının yaratılmış varlıkla olan ilişkisini göz ardı etmeyi zorunlu kılıyor. Bu da bir başka imkânsızlığı içermektedir. Tanrı yoktur demek yasa yoktur anlamına da gelecektir. Bir şeyi reddetme zorunlu olarak onun yokluğunu içermez. Çok yalın şekilde bu mesele kişi tarafından da gözlemlenebilir... O yüzden evrensellik yerine şartlarla bağımlı ve sınırlı bir zeminde varlığı kabul ederek değişimin mihverini yeniden düşünmekte fayda var. İşte o zaman modern batı düşüncesinin aşılabileceğini ve oluşturulan teknolojinin dışında da bir var oluşun mümkün oluşunu anlayabilir bir zemin kazanabiliriz.
*
İnsanın kendini bilmesi, tanıması ve kendini fark etmesi, başkaları ile farkını idrak etmesi, çevresine dair algısı ve idraki ile bir bütün olarak 'ben' oluşudur ki onu insan kılar ve bilişsel süreçlerde onu olumlu bir yapıya taşır.
Bilmek en temelde Ben’in işidir...
*
Bilgimizin bizi hakikate taşımakta yetersiz oluşunu kavramakta zorlandığımız gibi elimizdeki bilgi ile de bilinemeyenlere dönük bir bakış geliştireceğimize olan inancımız ise tamdır. Bu tam sorunun kendisidir. İnsan, kendi yetersizliğini anlamadan ve bu yetersizliğinin temelinde hakikati ihata edemeyeceği gibi bilgi konusunda da yetersizliğini kabul etmeden hakikat ile sahici bir bağ kurması düşünülemez. Bunun tabii sonucu ise; kişi, eksiğini bilir ve her türlü bilgiye açık bir tutum gösterirken, kendisine sunulan bilginin üzerinden hakikate dair kesinlik oluşturacak bir bakış oluşturamayacağı gerçeğini dikkate almalıdır. O zaman hakikat dediğimiz şey kendisini o kişiye izhar edecektir.
Abdulaziz TANTİK


Bir ölünün seyir defterindeki en büyük rol ölecek olanındır.
*
Katlanabilecek gönüller için gözler görmez, kulaklar işitmez olur.
*
Yürekteki fermanı okuyamayan dilin korkaklığı, insanı bugün var etse bile muhakkak bir gün yok eder.
*
Bir demir al hadi! Şöyle bir çık özgürlüğün bağrına doğru. Geleceksin diye de bekleyenlere bir not bırak: Size diyecek bir şey kalmadı lügatimde; bu yüzden gerçek aydınlıklara yelken açtım.
*
Tercihiniz; Ram'a zan olmak olsun, zanlara ram olmak değil.
*
Kalbte kaybedilen yollarda bulunamaz.
*
Malın değiştirdiği bir kalbi ninnilerle yola getiremeyiz
*
Hikmetten sual, teslimiyetin şüphesidir.
*
Katran karası gecelerin elbet sabahı olacak. Ümit kaldıkça yüreklerde gözler illa ki gülecek.
*
Binlerce sabiyi katletseniz de Mûsâ elbette galebe gelecek. Engeller, engel olmaktan çıkacak bir gün. Güneş bir gün Mûsâ'yı müjdeleyecek!
*
Görmeyi istemeyen, duymaktan kaçan ve bilmeyi sadece konuşmak olarak bilen bir kimseye bir şey anlatmaya çalışmak beyhudedir.

Gökmen CAN


Bırak bu işleri şair!
Gazze, Filistin, Kudüs Ağlarken,
Ekim'e, Kasım'a şiir yazılmaz artık!
Esra GÜL


Ölüme gülenleri öldüremezsiniz!
*

Çilesine katlandığın yolculuğun nihayeti mutluluk olur.
*
İnsan, sahip olmadıklarının cesurudur.
*
Zulme ağlamalı mı;?
Yoksa kızmalı mı insan?
Susup rıza göstermek...
En beteri bu olsa gerek!
Talip KOKTAŞ



Ey aynadaki!
Bir bardak ılık suya aldanıp, serin pınarlardan olma!
*
Maden derinde; üstü örtülü, sıyır, hakikat yüzündeki tülü, savur havaya eskilerden kalan, sıcacık muhabbet dolu külü! Hû!

*
Derekeyi derece, inmeyi çıkma diye göstermek, gerçekten büyük yetenek!
*
Maalesef huzurunda secde eden bir kısım  kimse, secde ettikleri Zât'ın yegâne rızık verici olduğunda şüpheleri var.
*
Biraderim; Bu kadar masraf senin içindi,
Güneşler icad, yağmurlar rahmet,
Yumuşacık hava , ciğerine rahmet,
Gel sahib-i mekâna yürekten şükret!
Ramazan YÜKSEL

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum