BİR "SEBEBİ / SONUCU RÜYA" OLARAK KURBAN!
Onca imtihana sebep nihayetinde bir rüyaydı.
İBRAHİM’İN (A.S) RÜYASI...
Dua idi, Müjde idi,İmtihandı, Teslimiyetti, Mükafattı, Kurbandı rüyasının özeti…
O: "Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver" dedi. İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik. Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: "Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin" dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi.Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Biz ona: "Ey İbrahim!" diye seslendik. Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız.Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır. Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. (SAFFAT 100-107)
Bir dua ile başladı her şey!
O: "Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver" dedi.
Yaşı hayli geçmiş idi İbrahim’in ama duaya icabet edildi.
‘’İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik.’’
Çok sevdi İsmail’i İbrahim üzerine titredi.
Derken uzunca bir zaman sonra başladı rüyalar…
Bir rüya ki; İbrahim’i dize getiren,
Bir rüya ki; Uğruna ‘’can’’ feda edilen,
Bir rüya ki; Peşpeşe üç gece görülen…
İlk gece;‘’Yevm-i Terviye”gecesi idi
Sıhhatinden şüphe duyulan.
İkinci gece; “Yevm-i Arefe” gecesi idi
Sadık olduğuna emin olunan.
Üçüncü gece; “Yevm-i Nahr”gecesi idi
Şüphesiz kabul edilen.
Hiç düşündün mü, İbrahim’in rüyası neydi?
Rüyasının içeriği değil ama, gerekçesi?
Ne tuhaf değil mi,rüyasıyla aynıydı eyleminin gerekçesi .
Oğlunu kurban etmeye kalkışmasının sebebi de, gerekçesi de
Düşünde oğlunu kurban ettiğini görmesiydi sadece.
Gördüğü için kesmek istedi.
İbrahim gördüğünü kesmek istedi.
Elinde rüyasından başka ne vardı? Hiçbir şey!
Sadece bir rüya. Bir rüya uğrunaydı herşey.
Rüyası; Ademi adam edecek tek şey!
Oysa İbrahim’in yüreği titriyordu
Kurban olarak verilen oğulcağızıydı, evlâdıydı.
"Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin"
‘’Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun.’’
Her ikisi de teslim olunca göklerden gelen bir nida!
"Ey İbrahim! "Rüyayı gerçekleştirdin…
Kazandılar imtihanı baba-oğul.
Mükafatları ise büyük bir kurban….
Kurban;
Duanın müjdeye,müjdenin imtihana,
İmtihanın teslimiyete,teslimiyetin mükafata,
Mükafatın koça,koçun kurbana dönüşmesidir…
Kurban ödenmesi gereken bedeldir…
Duadır,müjdedir,rüyadır,imtihandır,teslimiyettir,mükafattır.
Öyleyse Ey Adem dinle ve düşün;
Dua nedir,müjde nedir,rüya nedir,imtihan nedir,teslimiyet nedir,mükafat nedir?
Seslensek biraz daha yakınlaşmak için Kurbanımıza,
Acep elimizdeki bıçağa aldırmadan gelir mi yanımıza.
Bütün sinsiliğimizle gözüne çirkin görünecek olsak bile,
Yine de yakınlaşmak ister mi bize sessizce bile isteye?
Bile isteye uzatır mı boynunu ellerimizin arasına?
Okşamamızı ister mi bizden gerdanını bıçağımızla?
Vuslat sevincinden kapayıp gözlerini
Ben hazırım yeter ki sen yumma gözlerini,
Yoklukta varlığı seçip şikayet etmeksizin
Ayaklarımızın dibine serilir mi mecalsiz bedenin?
Ey Adem bilmiyorsun değil mi ?
Sevildiğinden bile emin değilsin değil mi.?
Neyi kestiğinden, neden kesildiğinden habersizsin değil mi?
Hakikaten sevdiğinimi kesiyorsun, sevdiğin için mi ?
Bir daha bak, ellerinin arasında tuttuğun şeye kimin, neyin?
Tanır mısın onu? Ne kadar tanır, ne kadar seversin?
Riyanı değil, rüyanı anlat bize!
Ne yazık ki sen sevdiğini kendi rüyan uğruna değil,
Başkalarını tatmin için kesiyorsun.
Öyle ki yârini sen bile kesmekten acizsin,
Utanmadan sıkılmadan onu başkasının ellerine terkediyorsun!
Nâ-mahremini başkalarının elleri kavrıyor, sen seyrediyorsun.
Her şey bittikten sonra da dağıtan, gösteriş yapan sensin.
İbrahiminki bir rüyanın eseriydi, seninkiyse riyanın.
Oysa İbrahim’in yüreği titriyordu
Kurban olarak verilen oğulcağızıydı, evlâdıydı.
İşin gücün etle kanla, koyunla koçla... et yiyip et dağıtmakla...
Etleri göğe fırlatıyorsun, kabul edilir sanıyorsun ama
Gökten üzerine kan yağıyor her defasında,
Fırlattığın etler düşüyor patır patır arza .
Ne et ne de kan ulaşıyor semâya.
Bir de utanmadan İbrahimcilik oynuyorsun.
Etlerin kanların arasında aklınsıra bayram ediyorsun.
Hâlbuki bayram, vâsıl olanın hakkı, Hakikate ulaşanın.
Vuslattan eser yok!
O hâlde neyin nesi bu çığlıklar ?
Nedir bütün bu bağırıp çığırışmalar?
Neyi gördün, hangi rüyayı? Senden kim neyi istedi?
Anlat bakalım şu rüyanı Uğruna sevdiceğini feda ettiğini!
Sana, kurbanın nedir, diye sormuyorum ey Adem,
Sadece rüya görüp görmediğini merak ediyorum.
Söyle, senin rüyan nedir? Hangi rüya uğruna neyi kesiyorsun?
Nasil bir rüyanın,Hangi rüyanın gerçekleşmesini istiyorsun?
Rüyan ne ki Ey Adem, kurbanın ne olsun?
Rüyan kadar kurban kesebilirsin! Düşün kadar.
Düştüğün, düşebildiğin kadar.
İnan bana, ancak günahların kadar.
Kurbanın nedir, diye sormuyorum sana Ey Adem,
Sen asıl rüyanı söyle! Kendi rüyanı.
Başkalarının rüyasını değil senin rüyanı?
Görülmeye değer neyin var ki kesebilesin,
Neyi gördün ki neyi keseceksin?
Görebiliyormusun ki görülmeye değer olanı
Konuşmaya kalkıyorsun kesilmeye değer olanı ?
Bakmaya bile kıyamayacağına mı kıydın?
Elindeki bıçağı göre göre sana koşan sevgiliyi mi gördün ?
Yazık ki çok yazık! Başkalarına ait,hem rüya hem kurban!
Bu yüzden rüya ile şereflendirildiler.
Bütün peygamberler ,bütün velîler, bütün ârifler...
Göğün onlara hediyesiydi rüya.
Bir yanda rüyalar vardı gerçekler öte yanda...
Arzın gerçeklerine mukabil, semânın rüyaları...
Arzda varolmanın tek yolu duyular ve akılsa,
Muhayyile varoluşun biricik yoludur semada...
Rüya Dervişin tek tesellisi, varlık sebebi.
Kurban perdenin arkasına bakmanın bedeli.
Önceden görmenin görülmeye değer olanı .
Bana gelince, benimkisi bir günahkârın hisleri. Param parça!
Bıçağı elinde tutan ben değilim, kimseyi görmedim düşümde.
Görüldüm... Ne rüyam var benim, ne de bir kurban önümde.
Cazibem yok, meczubum çünkü. Tutan değil, tutulan.
Bıçağı elinde olanın ayaklarının dibine düşecek olan.
Çağırmana gerek yok, kendim gelirim, kendiliğimden.
Bir bakışınla kan kesilirim. Saklama bıçağını, incinirim hakikaten .
Okşasın da bıçağıyla okşasın beni sevgili, derim,
Hiç şikâyet etmem, elinin tenime her değişinde cânına can veririm.
Gözlerini açarsan, dayanamam ey yâr,
Hemen ayaklarının dibinde ölüveririm.
Sana ancak gözlerin kapalıyken görünebilirim…
BİR İBRAHİM, BİR RÜYA, BİR İSMAİL, BİR KURBAN!
KURBAN BAYRAMIMIZ MÜBAREK OLA!
YORUMLAR