Serbest Kürsü

Serbest Kürsü

Serbest Kürsü

Bu Sese Ses Verin! - Turgay BAŞBOĞA

20 Ekim 2023 - 03:19

Ve ant içerim ki;
bir şiir yazacağım yarına kadar,
mavi ve özgür gözlerine adayacağım,
‘’Barbara’’ üzümlerinden ve incirlerinden tatlı cümleler kuracağım
Filistin’e dair…
Biliyorum bir Filistin vardı, bir Filistin gene var.
Ve hep olacak son çocuk ölene kadar.
Ölümün ve doğumun Filistin’i,
sözcüklerin ve sessizliğin Filistin’i ve çığlıkların…

Bu sese ses verin!..

1948’de kurulan İngiliz ve Amerikan teşvikli/destekli Siyonist İsrail devleti, siyonizmin kanlı hançerini bir halkın kalbine sapladı. O tarihten itibaren de Filistin halkı bir tek gece rahat uyuyamadı. Bir tek gece sabahı görüp görmeyeceğinden emin olamadı. Bombalar beşikleri parçaladı. Bebeleri, minicik bedenlerinden daha büyük mermiler vurdu; anne sütüne hasretken… İhtiyarlar sakallarından sürüklendi; kadınların memeleri kesildi, dünyaya yeni Filistinli getirmesinler diye. Bir halk sürüldü yurdundan. Bir halk kovuldu yurdundan…

Beni salıncaksız kodular,
ekmeğimi çamura buladılar, kirpiklerimi toz toprağa,
aldılar tahta atımı benim,
yükü babamın sırtına koymaya zorladılar beni,
gecenin ağırlığını kaldırmaya zorladılar.
Kim açtı ateş arklarını içimde,
kim açtı, kim açtı, kim?
Kim götürdü benden barış güvercinini
Kızılhaç?ın bayrağı altında?

Emperyalist haydutların gözü bölgedeydi. Bölgede ise, dünyayı paylaşmak, yeryüzünün bütün kaynaklarına el koymak için yarışan aç gözlü, doymak bilmeyen kapitalistlerin ağzınının suyunu akıtan petrol vardı. Devir o devirdi. Petrol kaynakları, zenginlikler kimin kontrolundaysa güç ondaydı. Öyleyse bir halk kurban edilebilirdi. Haydut Amerika, kiralık katil olarak kendine İsrail’i tuttu. Katilin eline bol para ve her türlü silahı verdi. Topraklar kana bulandı. Petrolün rengi kızıla boyandı.
Şimdilerde kanlı oyun bir kez daha yineleniyor, ama bin kez daha vahşi, bin kez daha gözü dönmüşçesine İsrail tarafından. Bir kez daha kalan son topraklarından da kovulmak için Filistin’li. Bininci kez katliam. Bininci kez sürgün. Ne Amerikan emperyalizminin tüm gücüyle desteklediği İsrail siyonistleri saldırılarından vazgeçti, ne de Filistin halkı yeni intifadalardan yoruldu. O gün Sabra ve Şatila katliamı, dün Cenin katliamı,bugün hastane saldırısı….
Ah! Yaralı Filistin!.. Ah! Acılı kardeşlerimiz!.. Yüreğimizin çarptığı memleket. Emperyalist haydutlara karşı kinimizin bilendiği kutsal topraklar.

Yıllar yılı zulüm gördü bu topraklar. Yıllar süren barbarlığın en alasını. Kan gördü, acı gördü.İhaneti yaşadı ; komşu Arap devletlerinin uşak ruhlu krallarının, prensliklerinin, alçak yönetimlerinden. Koyun postu giymiş kurtların ihanetine, arkadan hançerlemesine de tanık oldu. Bu yüzden son derece duygusaldır Filistin’li. Yaralı bir arslan gibidir. Kükrerken mahzunlaşır, mahzunlaşırken kükrer.
Tarihte bu kadar saldırıya uğrayan, bu kadar acı çeken, bu kadar kanı dökülen, topraklarında bu kadar esir edilen bir başka halk ve vatan var mıdır diye karıştırırsanız tarih kitaplarını, bir halkın çığlıkları uzatır kana bulanmış bir sayfadan başını: FİLİSTİN!


Yüzyıllardır istilaların diyarı… İşgallerin mekanı… Aç gözlü sömürgecilerin kanlı lokması… Romalılardan, Osmanlılara, Mısırlılardan, sömürgeci İngilizlere kadar fetihlerin kanlı sahnesi… Siyonizmin canlı hedef tahtası… Kırılan, yıkılan, acılara boğulan bir halk ve o halkın ekmeğinden, aşından, suyundan üstün vatanı: Filistin… Filistin… Filistin.


Kavga, direniş, boyun eğmeme, başkaldırıda dünyanın en görkemli örneği. Kıyıma uğratılan, vatanlarından kovulan, köleleştirilmeye çalışılan halkın, öfkesini, acılarını, duygularını ifade ettiği, varlığını en yüksek biçimde haykırdığı yanık bir türkü, gerçek insanlığın yarınlara bıraktığı en soylu sestir Filistin.

Bu bakımdan Filistin ayrıcalıklı bir vatandır. Elbette Filistinli mücahitlerde bir o kadar ayrıcalıklıdır. Çünkü Filistin’li mücahid  kendini, vatanına ve ezilen halkının davasına adamış, cesaretini ve baş koymuşluğunu bu davadan, bu soylu kavgadan beslemiştir.Bu başı dik halkın çektiği acılar, yokluklar, tüm dünyaya insanlık adına bugüne dair direnç, yarına dair umutlarının sunulduğu bir bildirgedir. Böyle olunca Filistinli mücahit melenkolik ruh haliyle oflayıp puflayarak, kaderine ve kendi de dahil herkese küsecek bir bahane, göz yaşı dökecek dert çeşmesi aramaz!..

Filistin mücahitte duygu vardır, vatana ölümüne bağlılık, halkına sonsuz sadakat vardır. Ölüm, kan, gözyaşı vardır. Ve ezenlere büyük nefret, zalimlere başkaldırı ve bitip tükenmek bilmeyen bir umut? En zor, en acımasız, en sıkıntılı anlarda bile aydınlıklara kavuşulacağına dair müthiş bir umut. Yurduna ve halkına sonsuz bir sadakat. Aynı yola baş koymuşluğun, yoldaşlığın yüce değerlerini ve inancın yenilmezliğini haykırır yürekten.Bir anlık bile teslimiyete rastlanmaz.Düşmana inat, zalime inat, hayduta inat, bir kavga türküsüdür zorbanın burçlarına dikilen; en soylu notalarla…

Başkaldırın, diyoruz, başkaldırın,
öğretin karanlık tarihimizi,
Öğretin çocuklarımıza,
yapışıp kalsın diye kanımız
bir felaket arması gibi
katillerin bayrağında.
İsteriz güçsüzleri
koruyasınız güllelerden,
yara almasın hiç bir canlı
ve geleceğin çocukları.
Akar oluk oluk cinayetin kanı,
tıkayın onu.
Dört açın gözünüzü
Tetikte olun.
Hazırlanın kavgaya…
Zulme uğramış, vatanından sürülmüş, yakılmış, yıkılmış, katledilmiş bir halkın destanlarına ,şiirlerine ve  türkülerine kulak verin. Göreceksiniz ki, hiçbir rüzgâr bu kadar güçlü, hiçbir fırtına bu kadar yaralayıcı ve hiçbir volkan bu kadar yakıcı değil.

Sakının hey Zalimler!
Ben barbarların atlarını iyi bilirim.
Bir ben kalsam dururum onların karşısında,
çocukluğun yüreğiyim ,
yüreğiyim beyaz kanatlı atlıların.
Yurdumda ölmek bana yeter,
gömülmek yurdumun toprağına,
toprakta dağılmak, karışmak toprağa, yok olmak,
sonra dönmek bir gün yeryüzüne tekrar
bir demet çiçek olarak
Ülkemde büyüyen bir çocuğun elinde.
Yaramın üstünde yürümeyi öğretti
bana cellatın bıçağı.
Yürümeyi, hem de yorulmadan yürümeyi.
Direnmeyi öğretti,
Ölümüne direnmeyi…

Bu sese ses verin!

Not; Yazı içindeki mısralar Filistin’li Şair’lere aittir.

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum