Metin ÖZEL

Metin ÖZEL

Tükenmez Kalem

ANNELER GÜNÜ: BİR KUTLAMA MI, YOKSA ORTAK VİCDAN MUHASEBESİ Mİ?

11 Mayıs 2025 - 21:00

Anneler Günü geldiğinde, hayatın telaşı bir anlığına durulur. Vitrinler rengarenk çiçekler ve özenle seçilmiş hediyelerle süslenir. Sosyal medya platformları, annelere ithafen yazılmış içten mesajlarla dolar taşar. Ancak annelik, sadece bir güne sığdırılabilecek bir sevgi ve fedakârlık öyküsü müdür? Yoksa bu özel gün, kendi annelerimize duyduğumuz minnetin ötesinde, dünyanın dört bir yanındaki annelerin yaşadığı acılara ve umutlarına da dikkat kesilmemiz gereken bir fırsat mıdır?

Annelik, biyolojik bir bağın çok ötesinde, yürekle büyütme sanatıdır. Bir çocuğun gözyaşını silen her şefkatli el, aç bir cana uzanan her yardımsever yürek, kimsesizi sahiplenen her vicdan, aslında anneliğin farklı suretleridir. Öğretmenin öğrencisine sabrı, hemşirenin hastasına şefkati, sokak hayvanına merhamet gösteren bir çocuğun masumiyeti... Tüm bunlar, anneliğin evrensel dilinin yansımalarıdır. Anne olmayı arzulayıp da bu kutsal duyguyu tadamayan nice yürek de vardır ki, anneliğin sadece doğurmak değil, sonsuz bir sevgiyle yaşatmak olduğunu en derinden hissederler.

Ne yazık ki, 2025 yılının bu Mayıs ayında, Anneler Günü'nü buruk bir hüzünle karşılayan milyonlarca anne var. Bizler Adana semalarında baharın ılık rüzgârları eserken, Siyonistlerin soykırım yaptığı Filistin de Gazze'de evlatlarının cansız bedenlerine sarılan annelerin feryatları yankılanıyor. Ukrayna'da savaşın acımasızlığı arasında çocuklarını korumaya çalışan kadınların çaresizliği, Doğu Türkistan'da zulmün gölgesinde yaşama tutunmaya çalışan anaların sessiz çığlıkları, Sudan'da açlıkla pençeleşen yavrularına bir lokma ekmek bulma umuduyla bekleyen annelerin çaresizliği... Bu acılar, coğrafyalar aşan bir insanlık dramının parçasıdır.

Ve yanı başımızda, vatan uğruna can veren evlatlarının ardından "Vatan sağ olsun" diyerek gözyaşlarını içine akıtan metanetli annelerimiz var. Onların yürek yangını, hepimizin ortak acısıdır. Gerçek Anneler Günü, işte bu acılar dindiğinde, yeryüzünde barış, adalet ve huzur egemen olduğunda, tüm kalplerin ortak sevinciyle kutlanabilecektir.

Annelerimize duyduğumuz minneti sadece bir güne sığdırmak yerine, onlara her an değer vermeli, zor zamanlarında yanlarında olmalı, sevgimizi sözlerimizle ve davranışlarımızla göstermeliyiz. Ancak bugün, bir adım daha öteye gitmeliyiz. Çocuğuna bir dilim ekmek götüremeyen, savaşlarda evladını kaybeden, hastane köşelerinde umutla bekleyen tüm anneler için adalet ve eşitlik talep etmeliyiz.

Bu Anneler Günü'nde, Gazze'den Myanmar'a, Sudan'dan Ukrayna'ya, Doğu Türkistan'dan ülkemizin dört bir yanına kadar acı çeken tüm anneleri unutmayalım. Çünkü adaletin, barışın ve huzurun olmadığı bir dünyada, en coşkulu kutlamalar bile yarım kalır. Unutmayalım ki, dünyada hala çocuğuna ilaç bulamayan, temiz suya ulaşamayan, açlıkla mücadele eden milyonlarca annenin sessiz çığlığı var. O çığlık, hepimizin vicdanında yankılanmalıdır.

Annelik, bir ömürlük sevgi ve şefkattir ve bu sevgi, gelecek nesillere bırakacağımız en değerli mirastır. Tüm annelere ve içinde bu kutsal duyguyu taşıyan herkese ithafen: Şefkatiniz, dünyanın ayakta kalması için en büyük umuttur. Sizin için daha adil, daha huzurlu bir dünya mücadelesi, insanlığın ortak borcudur.

Bugün, başta şehit annelerimiz olmak üzere; annemin, eşimin ve tüm annelerin ellerinden öpüyor, sağlık, sabır ve huzur dolu bir yaşam diliyorum. Gerçek Anneler Günü, barışın, adaletin ve eşitliğin hüküm sürdüğü bir dünyada buluşmak temennisiyle…
Anneler Günü'nüz kutlu olsun, yarınlarınız umutla dolsun...

Selam ve dua ile.

 

Reklam