Reklam
Metin ÖZEL

Metin ÖZEL

Tükenmez Kalem

ADALETİN TERAZİSİ NEREDE, EY TÜRKİYE?

03 Aralık 2025 - 11:32


Düşünün bir an: İstanbul’un kalbi Beyoğlu’nda, gün ortasında, kalabalığın arasında, 18 yaşında bir kız çocuğu tacize uğruyor. İki yetişkin erkek, utanmadan, çekinmeden, sanki sokak onların babalarının malıymış gibi… Sonra mahkeme salonu. Hakim kararını okuyor: Biri 9 yıl, diğeri 7 yıl 6 ay hapis. Tam “nihayet” diye iç çekiyoruz ki, aynı cümle devam ediyor:

“…tutuklulukta geçirilen süre göz önüne alınarak tahliyelerine…”
Tahliye.

Yani aynı adamlar, aynı akşam, aynı sokaklarda tekrar dolaşabilecek.
Kızımız? O artık sokağa çıkarken iki kere düşünecek. Annesi üç kere. Babası kapıda nöbet tutacak.

Adalet mi bu?
Bu karar sadece bir mahkeme dosyası değil, bu karar milyonlarca annenin yüreğine saplanmış bir hançer. Çünkü o iki şahıs serbest kalırken, serbest kalmayan şey bizim kız çocuklarımızın özgürlüğü oldu. Onlar eve kapatıldı aslında. “Aman dikkat et”, “Aman geç kalma”, “Aman yalnız dolaşma” cümleleri bir kez daha ceza gibi yağdı genç kızların üstüne. Suçlu serbest, mağdur mahkûm. İşte adaletin terazisi böyle şaştığında, toplumun vicdanı da yerle bir oluyor.
Caydırıcılık nerede başlar biliyor musunuz?
Caydırıcılık, “Bunu yaparsam bedelini gerçekten öderim” korkusunun suçlunun zihnine kazınmasıyla başlar.

Peki, nerede biter?
İşte tam burada biter: Bir tacizci, işlediği iğrenç suçtan dolayı birkaç ay yatıp, sonra “hadi geçmiş olsun” denilerek sokağa salındığında.
Biz ne istiyoruz? İntikam değil.

Biz istiyoruz ki, bir baba kızını okula gönderirken “acaba bugün de mi?” diye düşünmesin.

Bir genç kız, akşamüstü markete gitmesi için dışarı çıkarken telefonuna “canlı konum” atmak zorunda hissetmesin.
Bir toplum, kendi sokaklarında yabancı gibi yaşamak zorunda kalmasın.
Oysa hukuk, tam da bunun için vardı: En zayıfını korumak, en güçlü kötülüğe “dur” diyebilmek.

Şimdi soruyorum size ey yargı:
Kız çocuklarımızın güvenliğini, birkaç aylık tutukluluğa değişiyorsak,
O zaman adaletin caydırıcılığı nerede başlar, nerede biter?

Terazi şaşmışsa, vicdanlar sızlıyorsa, sokaklar korkuyla doluyorsa…
Demek ki bir yerde çok büyük bir yanlış yapıyoruz.
Yapmayın efendiler.

Bu kararları verirken sadece dosyanın içindeki satırlara değil, dışarıda korkuyla bekleyen milyonlarca gözün yaşına da bakın.
Çünkü adalet, sadece mahkeme salonlarında değil, bir annenin yüreğinde de tecelli eder.

O yürek kan ağlıyorsa, bilin ki adalet bir yerlerde çoktan ölmüştür.
Kızlarımız adına, vicdanımız adına, geleceğimiz adına…
Bu karar yeniden görülsün.
Bu yara sarılsın.
Bu terazi yeniden doğru tartabilsin.
Yeter artık.
Kızlarımız korkarak değil, özgürce yaşasın diye; adalet, korku salmalı kötülere.
Toplumun her ferdi, devletin adalet eliyle yanında olduğunu hissetmeli.
Suçlular cesaret bulmasın, masumlar korkuya teslim olmasın.
Çünkü gerçek adalet, sadece karar salonlarında değil, sokaklarda da hissedilmelidir.

Vatandaş, arkasında hukukun sarsılmaz gücünü hissettiğinde; işte o zaman güven, yeniden filizlenir.

Reklam