Editörden Notlar

Editörden Notlar

Editorial

"Bugünkü Dünyayı Hz. Muhammed (s.a.v.) Nasıl Sulha Erdirdi?"

05 Temmuz 2025 - 21:55

Dünya, bugün hiç olmadığı kadar çatışmalarla, adaletsizliklerle, merhametsizlikle kuşatılmış durumda. Savaşlar, göçler, sömürü, ahlaki dejenerasyon ve insan onurunun ayaklar altına alındığı bir çağda yaşıyoruz. Peki, eğer Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) bugün aramızda olsaydı, bu dünyayı nasıl bir barış ve adalet yurduna çevirirdi?

İnsanlık Onurunu Yeniden İkame Ederdi
Resûl-i Ekrem (s.a.v.), her insanı Allah’ın emaneti olarak görür, değerini ırkında, renginde, mevkisinde değil, kalbindeki takvada arardı. "İnsanlar Allah’ın ailesidir" buyurur, her bir cana şefkatle yaklaşırdı. Bugün görmezden gelinen mazlum coğrafyaları, onun şefkat eliyle sulh bulurdu.

Adaletle Barışı Buluştururdu
Barış, yalnızca silahların susması değil, adaletin tesis edilmesidir. Resûlullah (s.a.v.), Medine’de farklı inanç ve kökenlerden insanları bir arada yaşatan “Medine Vesikası”nı imzalayarak tarihe bir hukuk dersi vermiştir. Zulmün sona ermediği hiçbir barışı, sulh olarak kabul etmezdi.

Kalplerin Fethini Öncelerdi
O, zorbalıkla değil merhametle konuşurdu. Tebessümüyle, tevazusuyla, affediciliğiyle gönüllere giden yolu inşa ederdi. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” diyerek bugünkü ekonomik sömürü sistemlerini yıkacak bir ahlâk devrimi başlatırdı.

Dijital Fitneleri Ahlâkla Terbiye Ederdi
Bilginin, vicdan süzgecinden geçmediği bir çağdayız. Sosyal medya, kin ve iftiranın yayıldığı dijital bir savaş alanına dönüştü. Resûlullah (s.a.v.), “Müslüman, elinden ve dilinden insanların emin olduğu kimsedir” buyurarak bu çağın en büyük imtihanına ışık tutardı.

Tevhid ve Vahdet Çağrısıyla İnsanlığı Buluştururdu
O, ümmeti birleştiren Peygamber’di. Veda Hutbesi'nde “Arabın Arap olmayana, beyazın siyaha üstünlüğü yoktur” diyerek ırkçılığı toprağa gömmüştü. Mezheplerle, dillerle, sınıflarla bölünmüş insanlığı yeniden birleştirir, tevhid nuruyla vahdeti inşa ederdi.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), bugün aramızda olsaydı, en büyük inkılabı kalplerde yapardı. Barışı önce gönüllere indirirdi. Çünkü o, savaşan kabileleri kardeş yapan bir Nebî; zalimi durdurup mazlumu ayağa kaldıran bir Rehberdi.

Bugün ümmet olarak ona en güzel bağlılık, onun ahlâkını yaşamakla mümkün. Ve her çağın en büyük kurtuluş reçetesi yine aynı: “Seni, âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya, 107)

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum