Öyle zamanlar vardır ki neslin İhlası için ve şahsiyetin inşası için kritik zaman etkisi oluşturur. İşte Sumud o olaylardandır.
Selamünaleyküm kıymetli dostlar.
Sumud’a selam, Umud’a devam!
Malum bir süredir Global Sumut Filosu, yaklaşık 42 ülkeden çok sayıda insanın katılımıyla yola çıktı. Dilleri, dinleri, ırkları farklı; ancak insanlıkta ve vicdanda birleşen bir topluluk, Gazze’de ve Filistin’de işlenen zulme, katliama ve soykırıma karşı vicdanını harekete geçirerek, dünya halklarının vicdanını da hakikate celbedip uyandırarak yola koyuldu.
Bu filo basit bir olay değildir. Tarihte bazı zamanlar vardır ki kritik bir etki oluşturur. Bu filo, sadece Filistin’e gitmekle ya da ablukayı kırmakla anlam kazanmaz. Aynı zamanda neslimizi bir gaye etrafında umutlandıracak, şahsiyetini inşa edecek örnek bir tarihsel vaka olarak işlenmelidir. Çünkü öyle zamanlar vardır ki, medeniyeti inşa edecek nesli yetiştirir. İşte bu filoya da o anlam yüklenmelidir: Bir medeniyet vicdanı uyanışı.
Hayatın anlamı ve gayesi nedir diye sıkça sorarız. O gayenin özü aslında zalim karşısında mazlumun yanında zalimin karşısında yer almak olmalıdır. Bu filo, her an öleceğini bilerek yola çıkan, şehadet şerbetini içmeye hazır, canından vazgeçmiş insanların oluşturduğu bir hareketi temsil ediyor. Bu, basit bir sefer değil; tarih yazan bir direniş.
Tarih boyunca bu tür çıkışlar az olmuştur. Ama her biri, zalimlerin yıkılışına, mazlumların kurtuluşuna vesile olmuştur. Belki bugün tam anlaşılmayacak ama yarın bu olayın büyüklüğü daha net görülecektir. Zira bugünü bugünden okumak zordur; fakat yarından bugünü okumak çok daha kolay olur. Nasıl ki Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethederken bir çağ açıp kapattığını o an bilmiyordu ama tarih onu öyle yazdıysa; Global Sumud Filosu da çığır açan bir anlam taşımaktadır.
Bu filo, bir zalim kavmin zulmünün yıkılışına giden yolu açacaktır. İki aydır denizlerde olan bu insanlar arasında milletvekilleri, mühendisler, sanatçılar, gazeteciler var. Her biri farklı milletlerden, kimlikleri önemsiz ama vicdanları uyanık. Dünyevi nimetleri elinde tutan bu insanlar, üzerine her an bomba yağdırabilecek bir katil devlete doğru ölümü göze alarak yola çıktılar.
İçlerinde tanıdık yüzler de var: Bekir Develi, Alparslan Aslan, İkbal Gülpınar, Muhammed Emin Yıldırım, Ersin Çelik, Ayçin Kantoğlu, Said Ercan ve daha nice güzel yürekli insan. Mavi Marmara’yla açılan o yol, şimdi Sumud filosuyla fiilen ablukayı kırmaya dönüştü. Organizasyonu yürüten Bülent Yıldırım da bu dönemin öncülerindendir. Müslümanlarla birlikte bu filoda gayrimüslim vicdan sahipleri de yer alıyor. Yani insanlığını kaybetmemiş kalpler, mazlumun yanında saf tutuyor.
Bugün bu tabloyu görmeyecek kadar muhakemesini kaybetmiş bir İsrail var karşımızda. Tarih boyunca kendi peygamberlerini katleden, aklı ve vicdanı tefessüh etmiş bir kavim. Dünyayı kendi için yaratıldığını sanan, kendine tabi olmayanı öldürmeyi hak gören bir zihniyet. Anne karnındaki bebekleri bile katleden bir topluluk. Bu, Firavun’dan beter bir anlayıştır. Oysa en güçlü olduğu dönemde Firavun’u helak eden Allah, denizi mazlumlara açmıştı. Onlar güçsüz, Firavun ise en güçlü iken helak oldu. Oysa bu gün onlar Firavun kadar güçlü değil Hamas onlar kadar aciz değil… Tarihten ders alsalar yerle yeksan olacaklarını anlayacaklar ama basiret ve ferasetleri çökmüş.
Bugün de aynı durum geçerlidir. Onlar güçlü olduklarını sanıyor ama Allah’ın adaleti eninde sonunda tecelli edecektir. Amerika ve Avrupa halkları da artık uyanıyor. Gerçek antisemitizmin ne olduğunu, gerçek yüzlerin kimler olduğunu görüyorlar. Bu olaydan sonra bu zulmün sahipleri artık dünyanın hiçbir yerinde rahat edemeyecekler. Çünkü halklar uyandı, insanlık uyandı. Dünya ekonomisini kontrol eden küresel mekanizma çatırdamaya başladı. Bunun ilk işareti Global Sumud Filosu’dur.
Bu tarihi olayı çocuklarımıza anlatmalıyız. Vicdanı tefessüh etmemiş insanların nasıl bir araya geldiğini, zalime nasıl “dur” dediğini anlatmalıyız. Müslümanlar şehadeti göze alır, ama gayrimüslimlerin bu zulme karşı gösterdiği insani duruş da kıymetlidir. Allah onlara da hidayet nasip eylesin. Bir kısmına etti de. Nitekim Bekir Develi ağabey yolda iman eden hristiyanı anlattı ve arkadaşını…
İşte şimdi şahsiyet inşa etme zamanıdır. Cesaretli, basiretli, ferasetli, ihlaslı ve gayretli bir nesli bu tür vakalar emsali üzerinden yetiştirmeliyiz. Bu zaman, o zamanın ta kendisidir.
Evet, bir nesli kaybettik; cinsel sapkınlık lobilerine, deizme, ateizme kaptırdık. Ama hâlâ geç değil. Gelin birlikte yeniden dertlenelim. Dertleşelim ve bu nesli yeniden diriltelim.
Her bir Sumud, bize yeni bir Umut olmalı.Her bir Sumud vakası, yeni bir gençliği şahsiyetli şekilde yetiştirecek bir örnek olmalı.
Ve biz bu nesli böyle ihya ederek, medeniyetimizi hakikat üzere yeniden inşa edeceğiz.Nesli ihyâ, medeniyeti inşâ mefkûremize bu şekilde ulaşacağız inşallah.
YORUMLAR