Katil İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda can kaybı 7 bin 28'e yükseldi

Katil İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda can kaybı 7 bin 28'e yükseldi
27 Ekim 2023 - 10:35
Katil İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda can kaybı 7 bin 28'e yükseldi

Kudra, katil İsrail'in 7 Ekim'den bu yana sürdürdüğü saldırılarda Gazze Şeridi'nde 2 bin 913'ü çocuk, 1709'u kadın ve 397'si yaşlı olmak üzere 7 bin 28 kişiyi öldürdüğünü, 18 bin 484 kişiyi de yaraladığını söyledi.

Katil İsrail'in dünden bu yana 43 katliam gerçekleştirdiğini aktaran Kudra, Gazze'de son 24 saatte 481 kişinin öldürüldüğünü belirtti.

Kudra, katil İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nde 7 Ekim'den bu yana 731 aileden 5 bin 224 kişiyi öldürdüğünü ifade etti.

Gazze'de hala katil İsrail saldırılarında yıkılan binaların altında kalanlar olduğunu söyleyen Kudra, 940'ı çocuk 1650 kişi hakkında kayıp bildiriminde bulunulduğunu söyledi.

Filistin'in BM Temsilcisi: İsrail'in Gazze'ye saldırılarında şu ana kadar 3 bin çocuk öldürüldü

Filistin'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, BM Genel Kurulunda "İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki yasa dışı faaliyetlerini" ele almak amacıyla düzenlenen Özel Acil Oturum'da konuştu.

İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne saldırılarının "vahşi ve barbarca olduğunu ve bu suçun sona erdirilmesi gerektiğini" vurgulayan Mansur, "İsrail'in Gazze'ye saldırılarında şu ana kadar 3 bin çocuk, 1700 kadın öldürüldü. Enkazların altında 900'ü çocuk 1600 kadar Filistinli var ve akıbetleri bilinmiyor." diye konuştu.

Mansur, Gazze'de çalışan BM personelinin ve doktorların görevleri için ağır bedel ödediklerini belirterek "Gazze'deki hastaneler ölülerin saklandığı buzdolaplarına dönüştü. Gazze'nin her yerinde ölüm ve yıkım var, güvenli tek yer yok. İbadethaneler, UNRWA okulları İsrail'in bombardımanından kurtulamadı." ifadelerini kullandı.

Gazze'de 18 bin kişinin yaralandığını bunların çoğunun hastane koridorlarında tedavi gördüklerini aktaran Mansur, İsrail'in Gazze'deki evlerin yüzde 40'ını yıktığını, 1,4 milyon Filistinlinin de yerinden edildiğini söyledi.

Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, katil İsrail'in saldırılarında ölenlerin kimliklerini açıkladı

Sağlık Bakanlığı tarafından 7-26 Ekim tarihlerinde öldürülenlerle ilgili istatistiki bilgilerin de yer aldığı kapsamlı bir rapor yayımlandı.

Ölenlerin farklı kategorilerde istatistiklere dahil edildiği 212 sayfalık rapora göre, söz konusu tarihler arasında 2 bin 913'ü çocuk olmak üzere 7 bin 28 kişi hayatını kaybetti.

Cinsiyet kategorisinde bu sayının dağılımı 3 bin 129 kadın ve 3 bin 899 erkek şeklinde oldu. 281 kişinin ise kimliği tespit edilemedi.

Raporda, enkaz altında olanlar, hastaneye götürülmeden doğrudan defnedilenler ile hastanelerin kayıt işlemlerini tamamlamadığı kişiler yer almadı.

Kimliği tespit edilenler; isimleri, kimlik numaraları, cinsiyetleri ve yaşlarıyla birlikte raporda yer aldı.

Rapordaki istatistiklere göre ise 25 Ekim, 756 ile ölü sayısının en yüksek olduğu gün oldu. Aynı tarihte ölen çocuk sayısı ise 344 olarak kayda geçti.

12 hastane ve 32 sağlık merkezi hizmet dışı kaldı

Filistinli yetkili, katil İsrail güçlerinin sağlık hizmetlerini hedef aldığını belirterek, 101 sağlık çalışanının öldürüldüğünü, 25 ambulansın da kullanılmaz hale geldiğini aktardı.

Katil İsrail'in 57 sağlık kuruluşunu hedef aldığını kaydeden Kudra, katil İsrail güçlerinin saldırıları veya yakıt yetersizliği sonucu 12 hastane ile 32 sağlık merkezinin hizmet dışı kaldığını belirtti.

Kudra, "katil İsrail, yakıt ve acil tıbbi ihtiyaçların girişini engelleyerek, Gazze'deki sağlık sistemini bilinçli olarak tamamen çökertmiş durumda." dedi.

Sağlık felaketi uyarısı yapan Kudra, "Salgın ve bulaşıcı hastalıkların yayılmasına yol açan sağlıksız koşullarda on binlerce yerinden edilmiş insanın yaşadığı hastanelerin sığınma merkezlerine dönüşmesiyle bir sağlık felaketine karşı uyarıda bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.

Filistinli Sağlık Bakanlığı Sözcüsü, çöken sağlık sisteminin yeniden tesis edilmesiyle binlerce hasta ve yaralının tedavi edilmesini sağlamak için acil önlem alınması çağrısı yaptı.

Kudra, Mısır'a hitaben, Refah Sınır Kapısı'nın açılması, tıbbi yardım, yakıt ve sağlık çalışanlarının Gazze'ye getirilmesi ile yaralıların Gazze dışında tedavi görmesi çağrısını yineledi.

Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ), katil İsrail'in sağlık hizmetlerine yönelik saldırılarına ilişkin yeni raporunda, İsrail'in işgali altındaki Filistin topraklarında 7-24 Ekim'de sağlık hizmetlerine yönelik 171 saldırı düzenlendiğini bildirdi.

Saldırılarda 16'sı görev başında olan sağlık çalışanı dahil 493 kişi hayatını kaybetti ve 387 kişi yaralandı.

Katil İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında 29 bin konut tamamen yıkıldı 

Katil İsrail'in 7 Ekim'den bu yana yoğun bombardıman altında tuttuğu Gazze Şeridi'nde, 29 bin konutun tamamen yıkıldığı, en az 2 bin kişinin enkaz altında olduğu yönünde ihbar alındığı belirtildi.

Gazze'deki hükümetin medya ofisi, katil İsrail'in 7 Ekim'den bu yana düzenlediği saldırılardaki can ve mal kayıplarına dair güncel bilgileri paylaştı.

Buna göre, saldırılarda şu ana kadar 190 bin konut kısmi zarar görürken, 29 bin konut tamamen yıkıldı ve enkaz altında en az 2 bin kişinin olduğu yönünde ihbarlar alındı.

Saldırılar ve katil İsrail'in tehditleri nedeniyle 1 milyon 500 bin kişi evlerini terk ederek barınma merkezleri, hastaneler ve kamu tesislerine sığındı.

Saldırılarda ayrıca, 79 hükümet binası, 38 cami, 3 kilise ve 189 okul bombalandı. Okullardan 25'i hizmet dışı kaldı.

Gazze'de yaşanan Holokost'un sebebi uluslararası toplumun sessizliği

Medya ofisinin yazılı açıklamasında, İslam ümmetine ve dünyanın özgür insanlarına, katil İsrail'e ve ona destek verenlere baskı yapmak için kitlesel hareketleri artırma ve Filistin halkına destek olma çağrısı yapıldı.

Açıklamada, Gazze'de yaşanan "Nazi Holokostu"nun, uluslararası toplumun acizliği, sessizliği ve utanç verici duruşu ile Amerika'nın yeşil ışık yakması nedeniyle devam ettiği vurgulandı.

Kurtarma ekipmanlarının arızalanması ve yakıtın tükenmesi nedeniyle yakın zamanda enkaz altından kimsenin kurtarılamayacağına dikkat çekildi.

Katil İsrail hesap vermekten korkmuyor

Açıklamada ayrıca katil İsrail'in, Katar merkezli Al Jazeera televizyonunun muhabiri Vail ed-Dahduh'un ailesinin evini bombaladığını kabul etmesinin, işlediği suçların hesabını vermekten korkmadığını gösterdiği belirtildi.

Katil İsrail'in sivillere karşı "en iğrenç suçları" işlemeye ve Gazze'ye açılan sınır kapılarını kapatmaya, gıda, ilaç ve yakıt girişini engellemeye devam ettiği kaydedildi.

Son olarak, İsrail'in her gün yüzlercesini hedef aldığını iddia ettiği ve gerçekte sivillerin evlerinden başka bir şey olmayan "askeri hedeflerin" neler olduğunu açıklaması istendi. 

Katil İsrail'in Han Yunus'taki bir evi bombalaması sonucu 22 Filistinli öldürüldü

Katil İsrail'in abluka altında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde Ebu Şimale ailesinin evini hedef aldığı saldırıda 22 Filistinli öldü, çok sayıda kişi yaralandı.

Gazze'deki İçişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, "İşgalcilerin Han Yunus'taki bombardımanı sonucu Ebu Şimale ailesinin evi ve çevresindeki enkazdan 22 şehidin naaşı çıkarıldı ve 100'den fazla yaralı var." ifadelerine yer verildi.

Görgü tanıkları, katil İsrail'in bölgeye yönelik bombardımanında Filistinlilerin bölgedeki mülklerinde büyük hasarlar oluştu.

Katil İsrail savaş uçakları, Gazze Şeridi'nin birçok noktasını vurmayı gece boyunca sürdürdü

Katil İsrail savaş uçaklarının, Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği hava saldırıları sonucunda büyük yıkımın yanı sıra ölü ve yaralıların olduğu bildirildi.

Gazze'deki Filistin İçişleri Bakanlığının Telegram sayfasında yapılan anlık kısa bilgi paylaşımlarına göre katil İsrail savaş uçakları, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentindeki el-Astal Ailesi'nin evine hava saldırısı düzenledi.

Şihab haber ajansı, Astal Ailesi'nden 18 kişinin hayatını kaybettiğini, ölenlerin çoğunun çocuklardan oluştuğunu yazdı.

Katil İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda can kaybı 7 bin 28'e yükseldi (2)

Han Yunus'un doğu kesimlerindeki yerleşim yerleri, hava saldırılarının yanı sıra yoğun topçu atışlarıyla da vuruldu.

Gazze'nin kuzeyindeki Beyt Lahya bölgesinde el-Ran Ailesi'nin evine ve kentin orta kesimlerinde Nafak caddesinde Ebu Hasira ve Abdullatif ailelerine ait iki binaya düzenlenen hava saldırılarında ölü ve yaralılar bulunuyor.

Saldırının olduğu bölge yakınlarındaki depo ve dükkanlarda yangın çıktı, sivil savunma ve itfaiye ekipleri, yangına müdahale ediyor.

Katil İsrail hava saldırısı, Gazze'deki Kemal Hastanesi yakınında bulunan Rezzan gökdeleninde bir daireyi hedef aldı. Hava saldırısına maruz kalan yerde ölü ve yaralıların olduğu kaydedildi.

Ayrıca, Gazze'nin orta kesimindeki Deyr Belah bölgesinde bulunan Aksa Şehitleri Hastanesi yakınında bir ev, katil İsrail uçakları tarafından hedef alındı.

Yine Gazze'nin orta kesimlerindeki Zevayde bölgesini vuran katil İsrail uçakları, saldırının gerçekleştiği mahalleyi yerle bir etti. Zevayde bölgesindeki saldırı sonucu büyük yıkımın yanı sıra ölü ve yaralıların olduğu ifade edildi.

Öte yandan Şifa Hastanesinin Müdürü, basına, bir binanın vurulmasının ardından kendilerine 50 cenazenin ulaştığını açıkladı.

Filistin: Katil İsrail, Gazze'de 20 günde 200 bin konutu tamamen veya kısmen yıktı

Filistin Bayındırlık ve İskan Bakanı Muhammed Ziyara, katil İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'nde 7 Ekim'den bu yana sürdürdüğü saldırıları sonucu yaklaşık 200 bin konutun tamamen veya kısmen yıkıldığını bildirdi.

Filistinli Bakan Ziyara, yaptığı yazılı açıklamada, katil İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'ne 20 gündür düzenlediği saldırıların bilançosuna dikkati çekti.

Katil İsrail güçlerinin 7 Ekim'den bu yana düzenlediği saldırılar sonucu yaklaşık 200 bin konutu tamamen veya kısmen yıktığını aktaran Ziyara, bunun da Gazze Şeridi'ndeki yerleşim yerlerinin yüzde 25'ine tekabül ettiğini belirtti.

Katil İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanını "benzeri görülmemiş suçlar" olarak nitelendiren Ziyara, şunları kaydetti:

"Katil İsrail güçleri, Gazze Şeridi'ndeki bazı aileleri tümüyle yok etti. Bazı mahalle ve yerleşim bölgelerini, orada yaşayanlarla birlikte yer bir etti. Bombardımanlar sonucu Gazze'deki hastaneler, ibadethaneler, fırınlar, su dolum tesisleri, pazarlar, okullar ve eğitim tesisleri de yıkıldı."

Gazze Şeridi'nde sağlık, iskan, tarım, eğitim ve altyapı gibi yaşamın tüm yönleriyle yok edilmeye çalışıldığının altını çizen Ziyara, katil İsrail'in yoğun hava saldırıları altındaki bölgede temel yaşam ihtiyaçlarının yok edildiğini, insanların bombardımanlarla veya su ve gıdadan mahrum bırakılarak ölüm tehlikesi yaşadığını ifade etti.

Filistin İskan Bakanı, Gazze'de durumun bu şekilde devam etmesi halinde binlerce sivilin hayatını kaybedeceği uyarısında bulundu.

Katil İsrail güçleri son 24 saatte Gazze’de 250 yeri hava saldırısıyla vurdu

Katil İsrail güçleri abluka altındaki Gazze Şeridi’ne son 24 saatte 250 hava saldırısı düzenlediğini duyurdu.

Sivil katliamının durdurulması yönünde dünyadan yükselen çağrılara rağmen katil İsrail güçleri ayrım yapmadan Gazze'yi bombalamaya devam ediyor.

Ordudan yapılan açıklamada, Gazze’de son 24 saatte 250 yerin vurulduğu aktarıldı.

Açıklamada, vurulan yerlerin Hamas’ın askeri kanadına ait hedefler olduğu iddia edilirken, Gazze’deki makamlar saldırılarda kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu çok sayıda sivilin hayatını kaybettiğini belirtti. Filistinli kaynaklar son 24 saatte katil İsrail saldırılarında kaç kişinin yaşamını yitirdiğine ilişkin henüz açıklama yapmadı.

Gazze'de nüfusun yüzde 70'i yerinden edildi

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Başkanı Selame Maruf, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde 1 milyon 400 bin kişinin evlerini terk ederek barınma merkezlerine göç etmek zorunda kaldığını söyledi.

Maruf, katil İsrail saldırıları nedeniyle yerinden edilenlerin bölgedeki nüfusun yüzde 70'ini oluşturduğunu ve bu kişilerin ağır insani şartlar altında yaşadığını kaydetti.

"Yerinden edilenler, okullar, kiliseler, hastaneler ve sağlık merkezlerinden oluşan 223 barınma merkezine dağıldı." diyen Maruf, barınma merkezlerindeki Filistinlilerin en temel ihtiyaçlardan bile yoksun olduğunu ifade etti.

"Gazze'de ölenlerin yüzde 40'ı çocuk"

BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, New York'taki BM Genel Merkezi'nde, Filistinli çocuklarla ilgili Genel Kurula sunduğu rapor hakkında basın mensuplarına bilgi verdi.

Albanese, "katil İsrail güçlerinin Gazze'ye yönelik aralıksız bombardımanı şimdiden, tahminen (İsraillilerin kayıplarından) beş kat fazla, 5 bin 700 kişinin ölümüne neden oldu ve bunların yüzde 40'ı çocuktu. Neler olduğunun farkında mıyız? 15 bin de ağır yaralı var." diye konuştu.

BM Özel Raportörü, katil İsrail ile Hamas arasındaki çatışmaların yeniden başladığı 7 Ekim'den bu yana Gazze'de 1,6 milyon Filistinlinin yerinden edildiğini, bu kişilerin su, yiyecek, elektrik ve ilaca erişiminin olmadığını belirtti.

Albanese, "Travma ve yıkım tarif edilemez. Gazze halkının şu anda içinde bulunduğu cehennem, hepimiz için, tüm BM üyesi ülkeler üzerinde, özellikle de bunu durdurma gücüne sahip olan ve bunu yapmayanlar için bir lekedir." ifadelerini kullandı.

Filistin: Katil İsrailli savaş suçlularının Gazze'deki saldırılardan yargılanması için deliller sunduk

Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, yaptığı yazılı açıklamada, Hollanda'nın Lahey şehrinde bulunan UCM Başsavcısı Kerim Han ile gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin bilgi verdi.

Maliki, "katil İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik son dönemde işlediği suçlara dair deliller sunduk. Bu konu, Uluslararası Ceza Mahkemesinin yetki alanına giriyor ve Filistin hakkında devam eden bir soruşturma var." ifadelerini kullandı.

Katil İsrail'in "Gazze'de kadın ve çocuklar dahil sivilleri katletmesi" hakkında ayrıntılı bilgi verdiklerini aktaran Maliki, uluslararası hukukun katil İsrailli savaş suçlularını yargılaması" çağrısında bulundu.

Maliki, bu kişilerin "sistematik ve yaygın bir biçimde" savaş suçu işlediğine dikkati çekerek, "Bu suç soruşturmasının acilen tamamlanması gerekiyor." ifadelerine yer verdi.

UCM Başsavcısı Han ise Gazze'deki olaylar dahil olmak üzere Filistin'deki gelişmelerin UCM tarafından soruşturulduğunu, soruşturmanın "bağımsız ve şeffaf bir biçimde yürütüldüğünü" kaydetti.

Gazze'de hayatını kaybeden gazetecilerin sayısı 21 oldu

Katil İsrail savaş uçaklarının Gazze Şeridi'ne yönelik hava bombardımanında, bir gazeteci daha hayatını kaybetti.

Filistin haber ajansı WAFA'nın haberine göre, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Zevayde bölgesindeki bir eve, katil İsrail savaş uçaklarından atılan füze sonucu gazeteci Dua Şeref ve yanındaki kızı yaşamını yitirdi.

Aksa'nın Sesi Radyosu, gazeteci Dua Şeref'in, kurumlarında program sunucusu olarak çalıştığını duyurdu.

Katil İsrail güçlerinin, 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye yönelik saldırıları sonucunda hayatını kaybeden gazeteci sayısı 21'e yükseldi.

Gazze savaşını takip eden gazetecilere sansür getirildi

Katil İsrail güçlerinin Askeri İstihbarat Müdürlüğüne bağlı Askeri Sansür Birimi, basına gönderdiği mektupta, "katil İsrail güçlerinin ve İsrail güvenlik güçlerinin faaliyetleriyle ilgili tüm materyalleri yayınlanmadan önce sansür birimine göndermenizi teşvik etmek istiyoruz." ifadeleri kullanıldı.

Mektupta, Gazze’de tutulan rehinelerin durumu, askeri gelişmeler ve katil İsrail güçlerinin operasyonel durumu gibi konularda “yayınlanmasına izin verilmeyen ve yayınlanmadan önce Askeri Sansür’e sunulması zorunlu tutulan” konuların listesine yer verildi.

Listedeki 8 madde şu şekilde sıralandı:

1- Rehineler: Kişisel ayrıntılar; sahip oldukları tüm görevler, sağlık durumları, katil İsrail'in müzakere durumları ve rehinelerin serbest bırakılması için yürütülen müzakerelere ilişkin tüm ayrıntılar.

2- Operasyonel ayrıntılar: Güvenlik güçlerinin muharebe düzeni ve toplanma alanları, birliklerin hareketleri, operasyonel planlar ve gizli operasyonlar.

Demir kubbe sistemi ve diğer hava ve füze savunma sistemlerinin konuşlandırılması, konumu ve kapasiteleri dahil olmak üzere katil İsrail güçlerinin zayıf noktalarının haber yapılması yasak. Ayrıca katil İsrail güçleri, onların düzeni ve kapsamını tanımlayabilecek fotoğraf veya videoların yayınlanması da yasak.

3- İstihbarat: Düşmanın niyetleri ve kapasitesine ilişkin her türlü istihbarat.

4- Silah sistemleri: katil İsrail güçlerinin kullanımındaki silah sistemlerinin ayrıntıları, düşmanın eline geçen İsrail güçlerine ait ekipmanlar (haberiniz düşman kaynaklarına dayansa bile).

5- Roket saldırıları: Enerji santralleri, gaz ve su altyapısı, ulaşım depoları, askeri ve savunma üsleri, fabrikalar ve diğer hassas alanlar gibi stratejik altyapı hedeflerini vuran roket saldırılarının haber yapılması yasak.

6- Siber saldırılar: Güvenlik kurumları, federal ve ulusal kurumlara yönelik saldırıların haber yapılması yasak. Ayrıca katil İsrail'in düşmana yönelik siber saldırılarını haber yapmak da yasak.

7- Üst düzey yetkililerin ziyaretleri: Başbakan, Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Bakanlar, Meclis üyeleri ve diğer üst düzey yetkililerin savaş bölgelerindeki ziyaretleri sırasında onların orada bulunduğunun haberleştirilmesi yasak.

8- Güvenlik kabinesi: Kabine toplantısının ayrıntılarına ve bilgilerine ilişkin her türlü haber, yayınlanmadan önce Askeri Sansür'e sunulacak.

Mektupta, basın kurumlarından, çalışanlarını söz konusu mektubun içeriği konusunda bilgilendirmeleri istendi.

Katil İsrail güçleri, tanklarla Gazze’nin kuzeyine "nokta operasyonu" düzenlediğini duyurdu

Katil İsrail güçleri, gece abluka altındaki Gazze Şeridi’nin kuzeyine tanklarla "nokta operasyonu" düzenledikten sonra askerlerinin katil İsrail topraklarına geri döndüğünü bildirdi.

Ordudan yapılan açıklamada, katil İsrail güçlerinin saldırıların sonraki aşamalarına (kara harekatı) hazırlık olarak, Gazze’nin kuzeyinde “faaliyet” yürüttüğü ifade edildi.

Açıklamada, katil İsrail tanklarının Gazze’nin kuzeyinde Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarına ait çok sayıda hedefi vurduğu belirtildi.

Askerlerin daha sonra bölgeden ayrılarak katil İsrail topraklarına geri döndüğü kaydedildi.

Ordunun paylaştığı görüntüde, tankların buldozerler eşliğinde Gazze sınırındaki katil İsrail’in inşa ettiği tellerden karşı tarafa geçtiği ve Gazze’nin kuzeyindeki kenar mahallelerde bazı binaları vurduğu görülüyor.

Katil İsrail’in Hamas’a karşı Gazze’deki tünellerde sinir gazı kullanacağı ileri sürüldü

Katil İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’ne düzenlemesi beklenen kara harekatı kapsamında Filistinli direniş gruplarının tünellerine girmek için sinir gazı ve kimyasal silah kullanacağı öne sürüldü.

Middle East Eye haber sitesinin Filistinli direniş gruplarına yakın “üst düzey” Arap kaynaklara dayandırdığı haberinde, katil İsrail'in Gazze’deki tünellerde, ABD'li Delta Gücü komandolarının gözetimi altında sinir gazı ve kimyasal silah kullanmayı planladığı belirtildi.

Haberde, katilİsrail ve ABD’nin, Hamas tünellerine girmek için onları hazırlıksız yakalamayı ve Hamas’ın elindeki 220 İsrailli esirin kurtarmayı umduğu kaydedildi.

Plana göre, "net bir zafer" kazanmak için sinir gazı ve kimyasal silah gibi uluslararası yasaklı silahların kullanılacağı ileri sürülen haberde, “Tünellere büyük miktarlarda sinir gazı pompalanacak.” ifadelerine yer verildi.

Haberde, bu iddianın ABD veya bağımsız kaynaklar tarafından teyit edilmediği vurgulandı.

BM: Gazze'de sığınaklar aşırı kalabalıklaştı

BM Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Gazze'de yerinden edilen kişi sayısının yaklaşık 1 milyon 400 bine ulaştığını aktaran Dujarric, bunlardan 629 bininin, acil durum için belirlenen yaklaşık 155 sığınakta kaldığını kaydetti.

Dujarric, "Sığınıkların aşırı kalabalıklaşması endişe yaratıyor. Sığınaklar normal kapasitelerinin 2,7 kat üzerinde çalışıyor." dedi.

BM Yakın Doğu'daki Filistin Mültecilerine Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) ile BM Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) güneyde su taşımak için rezervlerinden yakıt aktardığını bildiren Dujarric, "Söz konusu tesislerde de yakıt tükenmek üzere." uyarısını yaptı.

Kassam Tugayları: Katil İsrail'in saldırılarında şu ana kadar İsrailli 50 esir öldü

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, katil İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şu ana kadar ellerindeki 50 katil İsrailli esirin öldüğünü duyurdu.

Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde tarafından yapılan açıklamada, "Kassam Tugayları, Siyonistlerin Gazze Şeridi'ne düzenlediği bombardıman ve saldırılar sonucu yaklaşık 50 Siyonist esirin öldüğünü tahmin ediyor." ifadeleri kullanıldı.

Katil İsrail, Hamas ile esir takası anlaşmasını değerlendirmeye hazır

Katil İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberine göre katil İsrail, Katar ve Mısır'ın aralarında bulunduğu arabuluculara, Gazze Şeridi'ndeki Filistinli gruplarla geniş çaplı bir takas anlaşmasını değerlendirmeye hazır olduğu bilgisini iletti.

Haberde, muhtemel bir anlaşmanın "Hamas'ın elinde bulunan çok sayıdaki esirin serbest bırakılmasını içerdiği" bilgisine yer verildi.

Hamas'ın şartlarının ise "Gazze'ye yakıt girişine izin verilmesi, Filistinli tutukluların serbest bırakılması ve ateşkes" olduğu kaydedildi.

Katil İsrail’in Gazze’ye uyguladığı abluka ve tecrit karanlık çökünce daha fazla gün yüzüne çıkıyor

Katil İsrail’in 2007’den bu yana abluka altında tuttuğu ve 7 Ekim’de elektriğini keserek yakıt girişine de izin vermediği Gazze Şeridi, akşam olunca derin bir karanlığa gömülüyor.

Katil İsrail, 2007’den bu yana yaklaşık 2,3 milyon Filistinlinin yaşadı Gazze Şeridi’ne havadan, karadan ve denizden abluka uyguluyor.

Buna ek olarak katil İsrail, 7 Ekim’de Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarının başlattığı “Aksa Tufanı” saldırılarının ardında Gazze’ye giden elektriği de kesti.

Katil İsrail yönetimi, Gazze’ye 20 gündür yakıt girişine de izin vermiyor. Tüm bu nedenlerden dolayı Gazze’de yaşayan 2,3 milyon Filistinlinin büyük çoğunluğu, geceyi karanlıkta geçirmek zorunda kalıyor.

Yakıtın bitme noktasına geldiği Gazze Şeridi, akşam olunca derin karanlık bürünüyor. Bölgenin bu durumu, katil İsrail’in Sderot şehrinden de net bir şekilde görülüyor.

Sınırın katil İsrail tarafındaki yerleşim yerlerinde, ışıklar nispet edercesine geceyi aydınlatırken, Gazze’nin kuzeyinde ise birkaç evden çıkan zayıf ışık hariç derin bir karanlık hakim.

Gecenin karanlığını, zaman zaman katil İsrail’in Gazze’ye attığı bombaların patlamasıyla çıkan alevler aydınlatıyor.

Gazze'deki sağlık sistemi çöktü

Elektrik sıkıntısı nedeniyle Gazze’deki sağlık sistemi çökmüş durumda, hastaneler acil servis hariç diğer birimlerini kapatmak zorunda kaldı.

Bu hastanelerin yakıtının da bitme noktasına geldiği ve yoğun bakımda tedavi gören hastaların büyük risk altında olduğu belirtiliyor.

Katil İsrail yönetimi, tüm bu yaşananlara rağmen başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası kamuoyundan gelen çağrılara kulak tıkıyor ve Gazze’ye yakıt girişine izin vermeyeceğini dile getiriyor.

Katil İsrail’in gelecek günlerde yakıt girişine izin vermemesi halinde, Gazze’de yaşayan 2,3 milyon Filistinliyi daha da zor günlerin beklediği kaydediliyor.

Katil İsrail güçleri, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te en az 85 Filistinliyi gözaltına aldı

Katil İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ün çeşitli bölgelerinde aralarında Hamas yöneticilerinin de bulunduğu en az 85 Filistinliyi gözaltına aldı.

Filistin resmi ajansı WAFA'nın Batı Şeria'daki güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Katil İsrail askerlerinin Batı Şeria ve Kudüs'te bazı evlere baskınlar düzenlediği belirtildi.

Filistin Esirler Cemiyeti de konuyla ilgili yazılı bir açıklama yayımladı. Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te aralarında Hamas yöneticilerinin yanı sıra 5 kadının olduğu en az 85 Filistinlinin katil İsrail güçlerince gözaltına aldığı kaydedildi.

Son baskınlarla, 7 Ekim'den bu yana işgal altındaki Filistin topraklarında gözaltına alınanların sayısının 1460'a yükseldiği aktarılan açıklamada, artan tutuklamalarla beraber katil İsrail cezaevlerinde bulunan toplam Filistinli sayısının da yaklaşık 6 bin 700 olduğu kaydedildi.

Filistin Esirler Cemiyeti 7 Ekim'den önceki açıklamalarında, katil İsrail hapishanelerinde 1200'den fazlası "idari tutuklu" olmak üzere yaklaşık 5 bin Filistinli bulunduğunu belirtmişti.

Katil İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas kentinde 8 Filistinliyi yaraladı.

Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, katil İsrail askerleri, Tubas kentine baskın düzenleyerek Filistinlilere ait bir evi kuşattı.

Söz konusu evde yaşayan bir Filistinliyi gözaltına alan katil İsrail güçleri, baskına tepki gösteren Filistinlilere de saldırdı.

Filistin Kızılayından yapılan yazılı açıklamada, katil İsrail güçlerinin Tubas kentindeki saldırılarında 5'i gerçek mermi, 2'si şarapnel parçası ile biri darbedilerek, toplam 8 Filistinlinin yaralandığı belirtildi.

Yahudi yerleşimcilerin saldırısında 3 Filistinli yaralandı

Yahudi yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde 3 Filistinliyi yaraladı.

Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, bir grup Yahudi yerleşimci, Ramallah'ın doğusundaki Deyr Cerir beldesinde Filistinli çiftçilere saldırdı.

Katil İsrail askerlerinin koruması altında saldırı düzenleyen Yahudi yerleşimciler ile Filistinli çiftçiler arasında taşlı arbede yaşandı. Katil İsrail askerleri, Filistinlilere müdahale etti.

Yahudi yerleşimcilerin saldırısında yaralanan 3 Filistinli tedavi için hastaneye kaldırıldı.

Katil İsrail'in topçu atışı, Lübnan'ın güneyinde yangına neden oldu

Katil İsrail güçlerinin Lübnan'ın güneyine yönelik düzenlediği topçu atışı, büyük bir yangına yol açtı.

Katil İsrail güçleri, Lübnan'ın güneyindeki sınırda yer alan Alma eş-Şaab beldesi yakınlarına yönelik bazı saldırılar gerçekleştirdi.

Lübnan resmi ajansı NNA'da yer alan habere göre, katil İsrail topçu atışlarıyla belde civarındaki bazı evlere yakın noktaları ve zeytinlikleri vurdu.

Saldırı sonrası bölgede çıkan yangının hızlı bir şekilde yayılmaya başladığı belirtilen haberde, kontrol altına alınamayan yangının evlere doğru yaklaştığı kaydedildi.

Bölgedeki AA muhabiri, Lübnan güçleri, sivil savunma ekipleri, itfaiye ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü'nün yangının söndürülmesi için harekete geçtiğini bildirdi.

Katil İsrail, Gazze ve Lübnan sınırındaki tahliyeleri yıl sonuna kadar uzatmayı planlıyor

Katil İsrail Savunma Bakanlığının, abluka altındaki Gazze Şeridi çevresindeki kasabalar ve Lübnan sınırındaki bölgelerdeki vatandaşların tahliyesini, yıl sonuna kadar uzatmayı planladığı bildirildi.

Konuyla ilgili haber, katil İsrail devlet televizyonu KAN'da yer aldı.

Haberde, katil İsrail Savunma Bakanlığının, savaş nedeniyle Gazze Şeridi ve Lübnan ile kuzey sınırındaki bölgelerin tahliyesini 31 Aralık'a kadar uzatılmasını teklif ettiği belirtildi.

Tahliye planının Gazze ile sınır olan bölgelerde 7 kilometre ve Lübnan ile sınır olan bölgelerde ise 5 kilometre derinliğe sahip olduğuna işaret edildi.

Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanan teklifin "devam eden çatışmalar, güvenlik önlemleri, hayati tehlikenin devam etmesi göz önünde bulundurularak sunulduğu" ifade edildi.

Tel Aviv Üniversitesine bağlı katil İsrail Ulusal Güvenlik Enstitüsü dün, halihazırda tahliye edilen İsrailli sayısının 125 binden fazla olduğunu duyurmuştu.
Gazze'deki insani kriz dünya gündemine yerleşirken Batılı güçler ateşkese karşı

ABD ve İngiltere ateşkes gündemini BM'deki pozisyonlarıyla engellerken Avrupa ülkelerinden de birkaçı hariç ateşkese destek çıkmadı. İslam İşbirliği Teşkilatı ülkeleri ateşkes çağrılarını yinelerken İsrail'e koşulsuz desteğe tepki gösteriyor.

Gazze'deki insani kriz dünya gündemine yerleşirken Batılı güçler ateşkese karşı

İşgalci İsrail'in Gazze’ye saldırılarında çoğu çocuk ve kadın 7 bini aşkın kişi hayatını kaybederken, şiddetin durmasını isteyen ateşkes çağrıları Batı ülkeleri tarafından ya engelleniyor ya göz ardı ediliyor.

Anadolu Ajansı muhabiri, birçok ülkenin işgalci İsrail'in Gazze'ye devam eden saldırıları kapsamındaki tepkilerini derledi.

ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray'da yatırımlar üzerine yaptığı konuşma esnasında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Hamas'ın elindeki tüm rehineler serbest kaldıktan sonra işgalci İsrail-Filistin çatışması için ateşkesi görüşebileceklerini söyledi.

ABD'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) 25 Ekim'de sunduğu veto edilen karar tasarısında "Hamas'ın 7 Ekim'de gerçekleştirdiği terör saldırıları şiddetle kınanırken" ülkelerin meşru müdafaa hakkı bulunduğuna işaret ediliyordu.

Tasarıda ateşkes yerine "çatışmalara insani ara verilmesi"nin gerekliliğine işaret edilirken Gazze'ye sürdürülebilir yardım sağlanması gerektiği kaydediliyordu.

Öte yandan Rusya'nın 16 ve 25 Ekim'de BMGK'ye Gazze'de derhal "insani ateşkes" ilan edilmesine ilişkin sunduğu karar tasarısı, ABD tarafından veto edildi.

Avrupa "ateşkesi" desteklemiyor

Avrupa Birliği (AB), işgalci İsrail-Filistin çatışmasında ateşkes çağrısı yapmayacağını bildirirken, AB Komisyonu sözcülerinden Peter Stano, "Şu aşamada AB'den bir ateşkes çağrısı yoktur." dedi.

Stano, "Hamas'ın işgalci İsrail'e saldırısı devam etmektedir. Bu durumda, AB'nin şu andaki pozisyonu şudur; biz İsrail'in yanındayız ve İsrail'in terör saldırılarına karşı kendini savunma hakkı vardır. Bunun da uluslararası insancıl hukuk çerçevesinde yapılması gerektiğini vurguluyoruz." ifadesini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "işgalci İsrail ile dayanışma ziyaretinde", DEAŞ’a karşı kurulan uluslararası koalisyonun Hamas’a karşı da mücadele edebileceğini ve Fransa’nın buna hazır olduğunu belirterek, “terörist gruplarla mücadele” için “bölgesel ve ulusal bir koalisyon” kurulması çağrısında bulundu.

Hamas’a karşı mücadelenin "acımasız" şekilde yürütülmesi ancak "kuralsız" olmaması gerektiğini belirten Macron, işgalci İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'dan savaş hukukuna uymasını ve Gazze’ye insani erişime izin vermesini istedi.

İşgalci İsrail’in hemen ardından Filistin Otoritesi ile temaslarda bulunan Macron, hiçbir şeyin Gazze’deki sivillerin yaşadığı acıyı "haklı" göstermeyeceğini belirtti.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da işgalci İsrail'e destek vererek, "Almanya için İsrail'in güvenliği tartışılamaz. Dünyadaki her devlet gibi işgalci İsrail'in de uluslararası hukuk çerçevesinde kendisini teröre karşı savunma hakkı vardır. Filistinlilerin içinde bulunduğu kötü duruma değinmek bu açık ve sarsılmaz duruşla hiçbir şekilde çelişmez." ifadesini kullandı.

Alman hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit ise "Biz yakın ve sarsılmaz bir şekilde işgalci İsrail’in yanındayız" sözlerini kullanırken, ateşkes ile ilgili bir soruya, "Saldırı devam ediyor. Neredeyse tamamı vahşice kaçırılan sivillerden oluşan 200'den fazla rehine hala esir tutuluyor. Bu bakımdan ateşkesin nasıl beklenebileceğini bilmiyorum. Çünkü bu saldırı devam ediyor." dedi.

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Konseyi Zirvesi öncesinde yaptığı basın açıklamasında, işgalci İsrail ile Filistin arasındaki çatışmaların sonlanması ve Filistin Devletinin tanınması için altı ay içinde bir barış konferansı düzenlenmesini önerdi.

İşgalci İsrail'in Filistin'e yönelik Gazze Şeridi'nde yaptığı saldırıların durdurulması için "çatışmalara insani ara verilmesi" adı altında acil ateşkes çağrısında bulunan Sanchez, insani ihtiyaçları karşılamak için kalıcı bir şekilde insani yardımların girişine izin verilmesi gerektiğini vurguladı.

Sanchez ayrıca, "Hamas'ın işgalci İsrail'e saldırısını net, tam ve kesin bir şekilde kınadığını" yineleyerek, "İsrail'in insan hakları ve uluslararası haklar çerçevesinde kendini savunma hakkına sahip olduğunu" ifade etti.

İngiltere'den ateşkes yerine "belirli duraklamalar" önerisi

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, kendisine defalarca kez yöneltilen "Ateşkes çağrısında bulunmayacak mısınız?" sorularına, ateşkes konusuna değinmeden, "işgalci İsrail'in kendini savunma hakkı var." yanıtını verdi.

Belirli durumlarda "ateşkesten farklı olarak belirli duraklamalar" gerektiğini belirten Sunak, "Bu çatışmanın sorumlusu Hamas ve işgalci İsrail'in kendisini Birleşmiş Milletler (BM) Şartında da açıkça belirtildiği şekilde savunma hakkı var. İşgalci İsrail'i uluslararası hukuka uyma konusunda uyarmaya devam edeceğiz." dedi.

İngiltere Başbakanlık Sözcüsü de dün Londra'daki yabancı gazetecilere yönelik düzenlenen basın brifinginde, "İngiltere hükümetinin ateşkes çağrısı yapması için nelerin yaşanması gerekiyor?" sorusuna, "Ateşkes şu anda sadece Hamas'a hizmet eder." yanıtını verdi.

Hollanda’nın geçici hükümetinin Başbakanı Mark Rutte de Temsilciler Meclisinde işgalci İsrail-Hamas savaşı ile ilgili düzenlenen oturumda yaptığı konuşmada, yardım malzemelerinin Gazze’ye ulaştırılabilmesi için "çatışmalara insani ara verilmesi"nden yana olduğunu söyledi.

Rutte, ateşkesin istenmeyen bir durum olduğuna inandığını, ateşkesin işgalci İsrail’in Hamas’tan gelen tehditle daha fazla mücadele edemeyeceği anlamına geldiğini belirtti.

Şu anda ateşkesin mümkün olmadığına ve çok fazla engel teşkil ettiğine inandığını belirten Rutte, ateşkesi savunmanın Hollanda’yı yalnızlaştıracağını ifade etti.

Hırvatistan Dışişleri Bakanı Gordan Grlic Radman, hafta başında katıldığı AB Dışişleri Bakanları Toplantısında, ülkesinin Hamas'ın saldırılarını bir kez daha kınadığını ifade ederek, "Rehinelerin serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz. İşgalci İsrail'in kendini savunma hakkına güçlü desteğimizi sürdürüyoruz." dedi.

Grlic Radman, "İnsani yardım noktasında yapılacak faaliyetleri de destekliyoruz. Can kayıpları ile insanların acılarının sınırlandırılması önemli." diye konuştu.

Bulgaristan Parlamentosu da Hamas'ın saldırısını kınayan açıklamalar yaparken, işgalci İsrail'in en doğal hakkının kendini savunmak olduğunu bildirdi.

Baltık ülkelerinden işgalci İsrail'in "kendini savunma hakkı vardır" açıklamaları geldi

Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo, "Finlandiya terörizmin her türlüsünü kınamaktadır. İşgalci İsrail, uluslararası hukuka uygun olarak kendisini ve vatandaşlarını savunma hakkına sahiptir." ifadelerini kullandı.

Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, X hesabındaki paylaşımında, “işgalci İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile görüştüm. Hamas'ın saldırısını, özellikle de sivillere yönelik şiddet eylemlerini kınadım. Güvenliğin yeniden tesis edilmesine yönelik eylemlere Polonya'nın desteğini temin ettim. İsrail'in vatandaşlarının hayatını koruma hakkı vardır." değerlendirmesinde bulundu.

Letonya Başbakanı Evika Silina, "işgalci İsrail'in uluslararası hukuka uygun olarak kendini savunma hakkı tartışılmazdır." ifadesini kullandı ve Letonya hükümet binasına işgalci İsrail bayrağı asıldı.

Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda, "Böyle bir terörün hiçbir haklı gerekçesi olamaz. İşgalci İsrail kendini savunma hakkına sahiptir. Tüm sivillerin hayatını korumalı ve insani bir felaketi önlemeliyiz.” ifadelerini kullandı.

Estonya Cumhurbaşkanı Alar Karis ise "işgalci İsrail'in kendini savunma ve teröristlerin anlamsız şiddetine karşı mücadele etme hakkı vardır. Hiçbir şey Hamas'ın şok edici şiddet eylemlerini haklı gösteremez. Onlar ölüm, korku tohumları ekmekte ve bölgeyi istikrarsızlaştırmaktadır.” dedi ve işgalci İsrail ile dayanışma için Başkanlık Ofisi önünde işgalci İsrail bayrağı göndere çekildi.

İsviçre de "kendini savunma" vurgusu yapıyor

İsviçre Dışişleri Bakanlığı, yaptığı yazılı açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'ndeki açık tartışma sırasında İsviçre'nin, terör eylemlerini, işgalci İsrail halkına ayrım gözetmeksizin roket atılmasını ve Hamas'ın işgalci İsrail vatandaşlarını rehin almasını bir kez daha kınadığını belirtti.

İşgalci İsrail'in ulusal savunma ve güvenliğe yönelik meşru hakkının da altı çizilirken, tüm taraflara uluslararası hukuka, özellikle de uluslararası insancıl hukuka saygı duymaları ve gerginliği azaltacak önlemler almaları çağrısında bulunuldu.

İsviçre Dışişleri Bakanlığı, yaptığı yazılı açıklamada, Gazze’de sivil nüfusa temel ihtiyaçların ulaştırılması ve insani yardım kuruluşlarının uluslararası insancıl hukuk uyarınca Gazze Şeridi'ne erişmesine izin verilmesi için çatışmaların geçici olarak durdurulmasına acilen ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

İtalya ve Malta "2 devletli çözümü" destekliyor

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, krizin başından bu yana yaptığı konuşmalarda, Hamas’ın, sorumlu olduğu suçlardan kınanması gerektiğini, "işgalci İsrail’in uluslararası hukuk çerçevesinde kendini savunma hakkı" olduğunu vurgularken, aynı zamanda krizin tırmanmasını önlemek için hep birlikte çalışılması gerektiğini belirtti. Meloni, bu konuda çıkar yolun "2 devletli çözüm" olduğunu yineledi.

Malta Başbakanı Robert Abela da krizin ardından şiddettin her türlü halini kınadıklarını belirterek, işgalci İsrail-Filistin meselesinde "2 devletli çözüm"den yana olduklarını açıkladı.

Slovenya'dan "insani ateşkes" çağrısı

Slovenya Dışişleri Bakanı Tanja Fajon, hafta başında Lüksemburg'da düzenlenen AB Dışişleri Bakanları Toplantısında yaptığı açıklamada, Gazze'ye yardımların ulaştırılmasında insani ateşkesin sağlanması çağrısında bulundu.

Fajon, işgalci İsrail'in saldırılarının ardından Gazze'ye insani yardım ulaşmaması ile yaşanan su ve gıda sıkıntısını büyük bir endişeyle takip ettiklerini belirterek, "İnsani yardım koridorlarının kurulabilmesi için bir an evvel insani ateşkes ilan edilmesi çağrısında bulunuyoruz." dedi.

Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Boşnak üyesi Denis Becirovic ve Hırvat üyesi Zeljko Komsic de her söylemlerinde çatışmaların durdurulması gerektiği ve barışçıl bir çözümün bulunması yönünde görüş bildirdi.

Papa'dan "Lütfen silahları durdurun" çağrısı

Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus, Filistin ile işgalci İsrail arasında 7 Ekim'de başlayan çatışmanın ardından 8 Ekim'deki pazar duasında yaptığı değerlendirmede, "Şiddetin daha da şiddetli biçimde patlak verdiği, yüzlerce ölüme ve yaralanmaya yol açan işgalci İsrail'de yaşananları kaygı ve acı içinde takip ediyorum. Mağdurların ailelerine yakınlığımı ifade ediyorum. Bu terör ve acı dolu saatlerde ıstırap çeken herkes için dua ediyorum. Lütfen saldırıları ve silahları durdurun. Terör ve savaşın herhangi bir çözüm getirmediğini, sadece pek çok insanın ölümüne yol açtığını anlayın. Savaş ve şiddetle bir şey çözülmez. Her savaş bir yenilgidir. İşgalci İsrail ve Filistin'de barış için dua edelim." ifadelerini kullandı.

Papa, takip eden haftalarda da bölgedeki durumla alakalı, çoğu kez rehinelerin bir an önce serbest bırakılması ve Gazze’de insani felaketin önlenmesi çağrısında da bulundu.

Türkiye’den ateşkes ve insani koridor çağrısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Gazze'ye yönelik saldırıların, kendini savunma sınırını çoktan aşmış açık bir zulme, mezalime, katliama ve barbarlığa dönüştüğünü ifade ederek, AB “Komisyonunun Henüz ateşkes çağrısı yapamayız." şeklinde açıklamalarına ilişkin "Daha ne kadar insan ölmesi lazım? Ne kadar çocuk ölmesi lazım? Sizin hesabınız ne, neye göre yapıyorsunuz bunu? Bunu bir açıklayın. Ateşkes ne zaman yapılır ne zaman yapılmaz? Eğer siz siyaset yapıyorsanız, bu siyaseti biz de yapıyoruz, 40 yıldır siyasetin içindeyim ama hiçbir zaman sizin gibi bu tür vahşetlere seyirci kalmadık ve kalamayız. Ağız birliği etmişçesine tüm Batılı ülkeler işgalci İsrail yönetimini aklıselime davet etmek yerine, saldırılara koşulsuz destek veriyor." diye konuştu.

Erdoğan, öncelikle tüm tarafların elini tetikten çekmesi gerektiğini belirterek, derhal ateşkes ilan edilmesi gerektiğini vurguladı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da hemen ateşkes ilan edilmesi ve insani yardımlar için koridor oluşturulması gerektiğine dikkati çekerek, Türkiye’nin alternatif olarak ortaya koyacağı bir barışçıl çözüm ve plan olduğunu belirtti.

Ukrayna

Ukrayna, işgalci İsrail-Filistin krizinde tarafları uluslararası insancıl hukuka saygı gösterme çağrısı yaptı

Ukrayna Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, herhangi bir tarafın tıbbi tesislere veya diğer sivil kritik altyapılara yönelik saldırılarının hiçbir koşulda kabul edilemez olduğu vurgulandı.

Çatışan taraflara, savaş kurallarına sıkı sıkıya bağlı kalma ve uluslararası insancıl hukuka saygı gösterme çağrısı yapılan açıklamada, "Ukraynalılar savaşın acısını derinden hissediyor. Hem işgalci İsrail hem de Filistin’de çatışmanın her iki tarafında da sivil kayıpların sayısının daha da artmasını önlemek hayati bir önem taşıyor. Orta Doğu barış sürecinin bölgesel istikrar ve güvenliğin yeniden tesis edilmesinin yanı sıra İsrail ve Filistin arasında barış içinde bir arada yaşama yoluyla iki devletli çözüme ulaşılmasına yönelik çabaların temeli olmaya devam etmesi gerektiğine olan inancımızı bir kez daha teyit ediyoruz." ifadesi kullanıldı.

Rusya

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin başta Orta Doğu'dakiler olmak üzere çeşitli ülke liderleriyle temaslarda bulundu.

Putin, işgalci İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin her iki taraftaki tüm acılara rağmen sivil halkın düşünülmesi gerektiğini de vurguladı.

İşgalci İsrail'in saldırı altında kaldığını ifade eden Putin, "işgalci İsrail buna geniş çaplı ve oldukça acımasız yöntemlerle karşılık veriyor. Elbette olayların mantığını anlıyoruz ama her iki taraftaki tüm acılara rağmen sivil halkı da düşünmemiz gerektiğine inanıyorum." diye konuştu.

Rusya Dışişleri Bakanlığı ise işgalci İsrail’in Gazze’deki hastane saldırısına ilişkin "sivillere yönelik her türlü şiddetin, tıbbi tesislere ve diğer sivil altyapıya yönelik saldırıların kabul edilemez" olduğunu bildirdi.

Rusya ayrıca, BMGK'ya sunduğu, reddedilen karar tasarılarında Gazze'de kötüleşen insani duruma işaret ederek, "acilen kalıcı ve tüm tarafların saygı duyacağı bir insani ateşkes" sağlanması çağrısı yaptı.

Rusya'da, işgalci İsrail-Filistin çatışmasının yayılmasına ve sivil ölümlere dair endişelerin dile getirildiği açıklamalar da yapıldı.

Azerbaycan

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, çatışma bölgesinde sivillere yönelik şiddet kınandı, hem işgalci İsrail'de hem de Gazze'de hayatını yitiren siviller için taziye dilekleri belirtildi. Açıklamada, "Durumun acilen düşürülmesi çağrısında bulunuyoruz." ifadeleri yer aldı.

Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Açık Katılımlı İcra Komitesi Toplantısı'na katılarak ülkesinin tutumunu yineledi, askeri operasyonların ve gerilimin durdurulması çağrısı yaptı.

Bayramov, krizin giderilmesi için uluslararası toplumun ortak çaba göstermesi gerektiğini, Azerbaycan'ın İslami dayanışmaya bağlı olduğunu ve Filistin halkının devlet olma mücadelesini desteklediklerini bildirdi.

Kırgızistan

Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı, işgalci İsrail-Gazze krizine ilişkin taraflara "ateşkes ilan etme ve bir an önce siyasi ve diplomatik diyaloğa başlama" çağrısında bulundu. Bakanlık ayrıca, işgalci İsrail'in Gazze'deki el-Ehli Baptist Hastanesine düzenlediği saldırıyı kınadı.

Kazakistan

Kazakistan Dışişleri Bakanlığı, işgalci İsrail’e Gazze'de çok sayıda sivilin ölümüne ve sivil altyapının tahrip olmasına yol açan orantısız güç kullanımından kaçınma çağrısında bulundu.

Bakanlığın açıklamasında, Kazakistan’ın tarafları düşmanlıkları bir an önce durdurmaya ve "iki halk için iki devlet" formülüne dayalı olarak bölge halkı için barış, istikrar ve güvenliğin sağlanmasına yönelik çabaları yoğunlaştırmaya davet ettiği bildirildi.

Özbekistan

Özbekistan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Filistin ve işgalci İsrail'e krizi siyasi ve diplomatik yollarla çözme çağrısında bulunularak, "Savaşan taraflara, silahlı çatışmayı hızla sona erdirmek, krizi siyasi ve diplomatik yollarla çözmek için her türlü tedbiri almaya çağırıyoruz." ifadesi kullanıldı.

Japonya'dan Filistin-işgalci İsrail krizinde "iki devletli çözüm" vurgusu

Japonya Dışişleri Bakanı Kamikawa Yoko, Kahire Barış Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, Filistin-işgalci İsrail krizinde "iki devletli çözümü" desteklemeyi sürdürdüklerini, Japonya'nın, Filistin konusundaki kararlılığının asla değişmeyeceğini söyledi.

Krizin iki tarafı Filistin ve işgalci İsrail'in yanı sıra bölgedeki diğer aktörlerle yakın istişareleri sürdürdüklerini kaydeden Kamikawa, "Özellikle şu anda en yakın zorluk, insani yardımın bozulmasını en aza indirmek. Gazze'de 1 milyondan fazla masum insan son derece zor durumda." dedi.

Kamikawa, "Şu anda tanık olduğumuz trajedinin Orta Doğu barışı için fırsat penceresini kapatmasına müsaade etmemeliyiz. Bu sorunu ancak diyalogla çözebiliriz." diye konuştu.

Savaş ile barış arasında seçim gerekiyor

Çin, Orta Doğu'da tırmanan işgalci İsrail-Filistin çatışmasının başlamasından itibaren verdiği mesajlarda sivilleri hedef alan ve uluslararası hukuku ihlal eden eylemleri kınarken taraflara "çatışmanın durdurulması ve sivillerin korunması" çağrısı yaptı.

Pekin yönetimi, sonraki günlerde gerilimin düşürülmesi ve insani krizin önlenmesine yönelik diplomatik temaslar yürütürken barış müzakerelerine dönülmesinin ve bağımsız Filistin devletinin kurulduğu iki devletli çözümün uygulanmasının tek çıkış yolu olduğuna işaret etti.

Uluslararası toplumu iki devletli çözüm temelinde daha geniş bir uzlaşmaya zorlayacak, yetkin ve etkili bir uluslararası barış konferansının en kısa sürede toplanması için takvim ve yol haritasının belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Dışişleri Bakanı Vang, "Çatışma bir kez daha trajik şekilde gösterdi ki Filistin sorununun çözümü, barış müzakerelerinin en kısa zamanda yeniden başlatılmasında ve Filistin halkının meşru haklarının yerine getirilmesinde yatıyor." ifadelerini kullandı.

Pakistan

Pakistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mümtaz Zehra Beluç, haftalık basın toplantısında yaptığı açıklamada, işgalci İsrail'in Filistinlilere etnik temizlik uyguladığını belirterek, "Pakistan başkenti Kudüs olan Filistin devletini destekliyor." ifadelerini kullandı.

Beluç, Pakistan'ın bugün BM Genel Kurulu özel oturumunda ateşkese yönelik bir ilerleme olacağını umduğunu, işgalci İsrail'den Gazze'ye yönelik kuşatmasını kaldırmasını ve ülkesinin koşulsuz ateşkesi talep ettiğini vurguladı.

KKTC

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da konuya ilişkin, "Yanı başımızda işgalci İsrail-Filistin ekseninde devam etmekte olan çatışmalarda her hal ve şartta insani dokunulmazlığı olan hastaneyi vurmak, çoluk çocuğun, kadınların, yaşlıların ve tüm yaralıların canına kastedip, savunma adına masum sivillere saldırmak savaş suçudur. Ümit ederim ki BM ve AB de dahil uluslararası toplum bu vahşete son vermek için kınamaktan öte somut bir adım atar. Temennim, bir an önce diplomasinin devreye girmesi, diyalog ve uzlaşı yoluyla sivillere yönelik şiddetin sona ermesidir." diye konuştu.

Afrika ülkeleri

Afrika Birliği (AfB), Filistinli ile işgalci İsrail arasında derhal çatışmaların durması ve sivillerin hayatlarını korumak için koşulsuz olarak müzakere yapılması gerektiğini belirtti. AfB, krizin ana nedeni olarak Filistinlilerin bağımsız ve egemen devlet talebinin reddedilmesini gösterdi.

Güney Afrika yönetimi "Uluslararası kabul görmüş 1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan, işgalci İsrail ile barış içinde yan yana var olan Filistin devletinin kurulması" gerektiğini bildirdi.

Sudan hükümeti de Filistin halkının bağımsız devlet kurma meşru haklarına verdiği desteği yineleyerek, masum sivillerin korunması çağrısında bulundu.

Nijerya'dan çatışmaların sivilleri olumsuz etkilediğine dikkati çekerek, "müzakere ve barışçıl çözüm" çağrısı yapıldı.

Senegal yönetimi yaptığı açıklamada, işgalci İsrail ile Filistin arasındaki gerilimden endişe duyulduğu belirtilerek, tarafları, "insani durumu daha da kötüleştirmekten kaçınılmaya ve itidale" çağırdı. Açıklamada, Birleşmiş Milletler Filistin Halkının Vazgeçilmez Haklarının Kullanılması Komitesine Başkanlık eden Senegal'in iki devletli çözümü desteklediği hatırlatıldı.

Tanzanya, çatışmaların sivilleri olumsuz etkilediğine dikkati çekerek, "müzakere ve barışçıl çözüm" çağrısı yaptı.

Uganda da işgalci İsrail ve Filistin'de yeniden şiddet olaylarının ortaya çıkmasının üzüntü verici bir durum olduğunu belirterek, barışçıl çözüm çağrısında bulundu.

Orta Doğu

İslam İşbirliği Teşkilatından (İİT) 13 Ekim'de yapılan yazılı açıklamada, "İİT’nin işgalci İsrail işgal güçlerinin Gazze’de sivil hedeflere yönelik saldırılarını şiddetle kınandığı" kaydedilerek, söz konusu düşmanca saldırıların derhal durdurulması istendi.

Açıklamada, "İİT Genel Sekreteri Yusuf el-Useymin, abluka altındaki Gazze’de yaşayan Filistin halkına karşı yapılan askeri saldırıların sorumluluğunun işgalci İsrail’e ait olduğunu vurgulamakta ve uluslararası toplumu İsrail’e baskı yaparak ateşkes için harekete geçmeye çağırmaktadır." ifadelerine yer verildi.

Arap Birliği'nden 13 Ekim'de yapılan açıklamada da Filistin halkının güvenliğinin sağlanmasının uluslararası toplumun bir görevi olduğunun altı çizilerek, uluslararası toplum ateşkes için müdahaleye davet edildi.

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Mısır'da 11 Ekim'de düzenlenen Arap Birliği dışişleri bakanları olağan dışı toplantısında, "Gazze'deki Filistinliler derhal durdurulması ve kınanması gereken bir katliama maruz kalıyor." ifadelerini kullandı.

Ebu Gayt, 21 Ekim'de düzenlenen Kahire Barış Zirvesi'nde de uluslararası toplumun derhal ateşkes sağlanması ve Gazze halkına yardım için güvenli insani koridorların açılması konuları üzerinde çalışması çağrısında bulundu.

Suudi Arabistan, işgalci İsrail'in yoğun saldırı ve tam abluka altında tuttuğu Gazze Şeridi'nde halkın göçe zorlanması çağrılarını reddederek, sivillerin hedef alınmasını kınadı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığından 13 Ekim'den yapılan açıklamada, uluslararası topluma Gazze'deki sivillere yönelik saldırıların durdurulması ve insani felaketin önlenmesi için hızla harekete geçme çağrısında bulunuldu.

Açıklamada, "Suudi Arabistan, Filistin halkının Gazze'den zorla yerinden edilmesi çağrılarını kesin bir şekilde reddettiğini ve Gazze'de savunmasız sivillerin hedef alınmasına devam edilmesini kınadığını teyit eder." ifadesi kullanıldı.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, 25 Ekim'de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile yaptığı ortak basın toplantısında, işgalci İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik kara harekatının durdurulması çağrısında bulundu.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanlığının 18 Ekim'deki yazılı açıklamasında, uluslararası topluma, "daha fazla can kaybını önlemek ve işgal altındaki Filistin topraklarında durumu daha da alevlendirmekten kaçınmak adına acil ateşkes sağlanması için çaba gösterme" çağrısı yapıldı.

Taliban geçici hükümetinin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abdulkahhar Belhi de Taliban yönetiminin BM, İİT, insan hakları alanında faaliyet gösteren kurumlar ve ülkelerin hükümetlerine işgalci İsrail'in saldırılarını durdurmaları için harekete geçme çağrısında bulunduğunu kaydetti.

İşgalci İsrail saldırılarının durmaması halinde bölgedeki durumun kontrolden çıkabileceğini belirten Belhi, "işgalci İsrail zulmüne bazı ülkelerin açık desteği ve diğerlerinin sessizliği siyonist rejimi, vahşetini sürdürmeye teşvik etti. Devam eden soykırımın derhal sonlandırılması ve faillerin adalet önüne çıkarılması çağrısında bulunan Filistinliler, ülke ve kuruluşlarla dayanışma içerisindeyiz." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA
Reklam
Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum