Evrim, Ateizme Bağlı Felsefî Bir Görüştür

Milli Eğitim Bakanlığı'nın müfredata "Evrim teorisi"nin yanında "Yaratılış İnancı"nı da eklemesi kendini ulusalcı olarak tanımlayan kesimin tepkisine yol açtı. Cumhuriyet Gazetesi konuyla ilgili haberinde bu gelişmeyi eleştirirken, bu maddenin sormlusu olarak Prof. Dr. Adem Tatlı'yı gösterdi. Bunun üzerine Prof Tatlı bir açıklama yaptı.

Evrim, Ateizme Bağlı Felsefî Bir Görüştür
27 Şubat 2024 - 08:57
Prof. Dr. Adem Tatlı'nın açıklaması:

Soru: Evrim Teorisi olmadan ortaöğretimde bir biyoloji müfredatı oluşturulamaz mı?

Cevap:
Evrim görüşü olmadan biyolojinin anlaşılamayacağı iddiası tam bir propaganda taktiğidir. Evrimcilerin iddia ettiği manada bir temel tipten bir başka canlı grubunun meydana geldiği iddiasının hiçbir bilimsel delili yoktur. Bu düşünce atiezme bağlı felsefî bir görüştür.

Varlıkların ve özellikle canlıların ortaya çıkışını, günümüze kadar ne gibi değişiklikler geçirdiğini inceleyen evrim görüşü hakkında fikir yürütebilmek ve bu teoriyi anlamak için; geniş bir genetik, embriyoloji ve ekoloji ve fosil bilgisine, derin bir jeoloji kültürüne, antropolojik tecrübe ile biyokimya ihtisasına sahip bulunmak icap eder. Bu da yetmez. Omurgasız ve omurgalılar sistematiğini, karşılaştırmalı anatomi derslerini okumuş olmak, insanlık ve dinler tarihini ve onların kültür seviyelerini, inanç sistemlerini bilmek gerekir. Bu ilim dallarından çoğunu ismini bile duymayan, tam manasıyla geni, kromozomu ve mutasyonu öğrenmemiş ortaöğretimdeki gençlere, Australopithecus africanus ve Remapithecus gibi fosil serilerini ve primatların soy ağacını vermek, hangi ilmî gelişmenin önünü açacak ve onlara okuma şevk ve heyecanını verecektir?

Yükseköğretimde sadece biyoloji öğrencilerini ilgilendiren bu evrim konusu, üniversitelerin Fen ve Eğitim Fakültelerinin biyoloji bölümlerinin son sınıflarında ve son devresinde programda yer alır. Bu devrede biyoloji, jeoloji ve biyokimya ile ilgili temel dersleri almış öğrencilerin hayatın mahiyeti

ve meydana gelişi ile ilgili yorum yapmaları istenir. Böylece öğrencinin felsefî yorum ve düşüncelerini serbestçe ortaya koymasına zemin hazırlanmış olur.

İlkçağdan beri hayat hayatın mahiyeti ve ortaya çıkışı bütün filozofları meşgul etmiş, hemen her birisi bu konuda farklı görüş ve düşünce ortaya koymuştur.

Farklı çağlarda farklı inanç ve düşünce ışığında yorumlanmış bu görüş son asırda ateizm etkisinde şekillenmiş felsefî bir düşünce tarzıdır. Anlaşılması ve anlatılması çok geniş bilgi birikimini gerektirmektedir.

Evrimin Ortaöğretimde mutlaka verilmesi gerektiği yönündeki ısrarın gerekçesinde; bilimsel düşünce alışkanlığının kazandırılmış olacağı gösterilmektedir. Bu yaklaşım iki cihetten tutarsızdır.
Birincisi, evrim görüşünde bilimsel bir metot takip edilmemektedir. Çünkü bilimsel düşüncenin en önemli iki unsuru vardır;
1- Konuya peşin hükümle yaklaşılmaz. Yani, araştırıcı, ele aldığı konunun lehinde ve aleyhinde bir kanaatle işe başlamaz.
2- Elde edilen sonuçların veya ileriye sürülen düşünce, ya da delillerin lehinde veya aleyhindeki görüşlere yer verilir. Kritiği, tenkidi ve tarafsız bir gözle değerlendirmesi yapılır. Hâlbuki evrim görüşünde bu temel öğelere yer verilmemektedir.

Gerek Türkçe ve gerekse yabancı dilde evrimle ilgili bir ders kitabında evrimin kritiğinin yapıldığını göremezsiniz. Âdeta bütün iddialar kanun şeklinde ispatlanmış gibi verilir.
Görüldüğü gibi, bilimsel düşüncenin iki esas kıstası evrim görüşünde bulunmamaktadır. Dolayısıyla, evrimi okuyan genç buradan nasıl bir bilimsel metodolojik çalışma alışkanlığı kazanacaktır?

Evrim felsefi bir görüştür. Bunun ortaöğretimde verilmesi ateizme dayalı felsefi görüşün gençlere empoze edilmesidir. 

Ortaöğretim öğrencisi, bilgileri olduğu gibi alır ve o bilgileri kanun şeklinde doğrular olarak kabul eder. Tamamen ateizme dayanan ve bünyesinde bilimsel bir metot barındırmayan, İlkçağdan beri felsefeciler arasında tartışma konusu olan, ideolojiye dayalı felsefî bir görüşün ortaöğretim seviyesindeki öğrencilere mutlak doğrular gibi takdim edilmesi, kendi kadim kültür değerlerimize terstir ve eğitim metodu açısından da uygun değildir.

Bu gençler o felsefi görüşeleri kanun gibi kabuledecektir. 
BATI ÜLKELERİNDE EVRİM OKUTULMUYOR MU? Okutuluyor.

Darwin Görüşü aslında tek maddede özetlenebilir:
1- Hayat bir mücadeledir. Zayıfların ve güçsüzlerin hayat hakkı yoktur. Hayatta kalma hakkı güçlülerindir. Batı ülkeleri Asya ve Afrika ülkelerini sömürmek, insanlarını köleleştirmek veya öldürmek için kendi insanına kazandırdığı düşünce tarzıdır. Yakın geçmişte bu Darwin felsefesine dayanarak milyonlarca masumu katlettiler. Şimdi de bütün insanlık bu felsefe ile yetişmiş Batı insanın zulmü altındadır. İşte Filistin. Daha fazla bir şey söylemeye gerek var mı? Bütün Batı ülkeleri bu zulmün arkasında Yahudilerin  yanında yer alıyor. Çünkü yetiştirildikleri  Darwin felsefesine göre güçlü olan haklıdır. Bu felsefeye göre Asya ve Afrika ülkelerindeki insanlar maymunluktan tam çıkmamışlardır. Hayvan seviyesindedirler. Öldürülmelerinde  hiç mahzur yoktur. 

Çanakkale Harbi’nde İngiliz başbakanı Churchill komutanlardan Türklere öldürücü gaz kullanılmasını istemesi üzerine, bu gazı kullanmanın insanlık suçu olduğu hatırlatılınca, «Onlar insan değil hayvandır» ifadesini kullanmıştır. Denizden karaya esen rüzgârın sıkça yön değiştirmesinden dolayı o gazı kullanamamışlardır.

Netanyahu 2023 yılında Filistin-İsrail savaşında Filistinliler için «Onlar hayvandır» demişti. İşte bunlar evrim felsefesinin ürünüdür.

YARATILIŞ felsefesinden dolayı bizleri geriçilikle itham edenleri, Batı’nın insanları köleleştirme ve sömürme felsefesinin köleleri olarak görüyoruz.
Prof. Dr. Âdem Tatlı.

Reklam
Reklam

YORUMLAR

  • 1 Yorum