Reklam
Vedat KAHYALAR

Vedat KAHYALAR

[email protected]

Körfezleşme/Lübnan'laşma Sendromu

16 Aralık 2025 - 14:13

Körfezleşme/Lübnan'laşma Sendromu
Betonla ve ayrıcalıklı olma ile gelen çürüme veya muhafazakarların değerlerini muhafaza edemedikleri bir süreç. 

Muhafazakar ailelere mensup, hatta İmam hatip kökenli parlak gençlerin bir kısmı ateist,  bir kısmı paraşütle indikleri dev kurumlarda "birşey" olunca ; deizmi, uyuşturucuyu, gayrimeşru ilişkileri, kibri, şımarıklığı matah bir şey zannettiler. 

Artık kim bunlara yaptıklarının normal olduğunu fısıldadı ise...
Oysa onların öğretmenleri;  kendilerinden önceki şımarık, ahlaksız, kibir ehli, haramzadeleler "birşey olduklarını sananlar" değil tertemiz islam ahlâkı olacaktı.
Olmadı...
Olamadı...

Türkiye’nin son yıllarda yakalandığı görünmez ama derin bir hastalık var: Körfezleşme sendromu.
Bu bir coğrafya meselesi değil; bir zihniyet, bir iktisat anlayışı, bir güç dili meselesi.

Körfezleşmeye gelince, üretmeden zengin olma hayalinin kurumsallaşmasıdır.
Toprağı ekip biçmeden, sanayi kurmadan, bilim üretmeden; beton dökerek, arsa çevirerek, imar oynatarak büyüdüğünü zannetmektir.

İnşaat = Kalkınma Yanılgısı
Körfez ülkelerinin petrol gelirine dayalı, halka yayılmayan, devlete ve hanedanlara odaklanan ekonomik modeli; Türkiye’de petrolsüz ama betona dayalı bir biçimde taklit ediliyor.

Petrol yok, teknoloji yok, yüksek katma değerli üretim yok, egitim yeterince ise yaramıyor...
Ama her yerde rezidans var, AVM var, lüks siteler var, lüks araçlardan geçilmiyor.

İnşaat sektörü ekonominin lokomotifi ilan edildi.
Oysa bu lokomotif, rayları söke söke ilerliyor.

İnşaat: Üretim yaratmaz, bilgi üretmez, sürdürülebilir refah sağlamaz. Sadece rant üretir. Yapılır, biter 85 milyona katkısı/refaha ulaştırmsı sınırlıdır.

Ve rant, az sayıda kişiyi zenginleştirirken, toplumu fakirleştirir.

Rant Ekonomisinin Ahlakı Olmaz, Enflasyon doğurur, enflasyon da toplumun ahlakını bozar. 
Rant ekonomisinde emek değersizleşir, bağlantı kutsallaşır.
Çalışan değil, yakın olan kazanır.
Üreten değil, araziyi bilen yükselir.

Bu düzen: Hukuku esnetir, kurumları çürütür, liyakati tasfiye eder.
Körfezleşme sendromu tam da burada başlar.
Devlet, hakem olmaktan çıkar; rant dağıtan bir organizatöre dönüşür.
Siyaset, kamusal faydayı değil, imar planını konuşur.

Beton Yükselirken Toplum Çöker
Yüksek binalar yükselirken:

Orta sınıf erir, gençler umudunu kaybeder, beyin göçü hızlanır. Kentler büyür ama şehirleşme olmaz. Rezidanslar çoğalır ama medeniyet artmaz.

Körfezleşmiş toplumlarda gösteriş vardır, derinlik yoktur.
Işık vardır, aydınlanma yoktur.
Zenginlik vitrindedir, adalet depoda kilitlidir.

Biz ne Lübnan olabiliriz ne de Irak ?
Türkiye Nereye Gidiyor?
Asıl soru şudur:
Türkiye üreten bir ülke mi olmak istiyor,
yoksa betonla ayakta durduğunu zanneden kırılgan bir ekonomi mi?

Körfezleşme sendromu bir kader değildir.
Ama teşhis konmazsa, tedavi de mümkün değildir.

Çözüm:
İnşaatı değil üretimi merkeze almak, Rantı değil emeği, eğitimi, üretimi  önemsemek. Betonu değil insanı büyütmektir.

Aksi halde bir gün uyanırız;
şehirlerimiz çok pahalı,
hayatlarımız çok ucuz hale gelmiştir.

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum