Vedat KAHYALAR

Vedat KAHYALAR

[email protected]

Adana Sanayi Kenti idi, Yeterince Temsil Edilemedi

05 Mayıs 2025 - 11:30

Sadece doğalgazın Türkiye’ye giriş sürecine göz atmak bile, Adana’nın siyaseten ne kadar zayıf temsil edildiğini anlamak için yeterli olur. Bugün geriye dönüp baktığımızda, bir zamanlar Türkiye’nin en önemli sanayi kentlerinden biri olan Adana’nın, nasıl olup da bu vasfını kaybettiğini görmek can yakıcı.

Türkiye’de doğalgazın hikâyesi, BOTAŞ’ın 1986 yılında Sovyetler Birliği’nin Soyuzgazexport şirketiyle yaptığı 25 yıllık doğal gaz alım anlaşmasıyla başlar. 1987 yılında ise fiilen ilk doğalgaz ithalatı gerçekleşmiştir. İşte bu tarihten itibaren doğalgaz, üretim maliyetlerini dramatik şekilde düşüren bir unsur olarak öne çıkmaya başlar. Sanayi için büyük bir devrim niteliği taşıyan bu gelişme, birçok şehir için bir dönüm noktasıdır. Ancak Adana için değil.

O yıllarda Adana, Türkiye’nin sanayi yükünü omuzlayan başlıca şehirlerden biriydi. Ancak doğalgaz, siyasi lobi gücünün eksikliği nedeniyle Adana’ya değil, Bursa’ya yönlendirilmiştir. Bu tercih, sadece doğalgazın gittiği kenti değil; gitmediği kenti de kaderiyle baş başa bırakmıştır.

Doğalgazı Alan Yatırımı da Aldı
Bursa, doğalgazın sanayiye sunduğu %40-60 oranındaki maliyet avantajı sayesinde hızla bir çekim merkezine dönüşür. Organize Sanayi Bölgesi’ne (OSB) doğalgaz 1992 yılında ulaştırılırken, Adana OSB’ye doğalgazın gelişi ancak 2006 yılında gerçekleşebilmiştir. Aradaki 15 yıllık bu gecikme, yalnızca bir teknolojik geri kalmışlık değil; aynı zamanda bir vizyon kaybıdır. Bu fark, kentin ekonomik dokusunu, yatırım cazibesini ve sanayi gücünü doğrudan etkilemiştir.

Daha da acısı, Adana’dan çıkan sanayi devleri, örneğin Sabancı Grubu, hiç tereddüt etmeden daha avantajlı kentlere yönelmiştir. Bu göç, sadece büyük firmaları değil, onlara bağlı yan sanayi işletmelerini, küçük ve orta ölçekli fabrikaları da peşinden sürüklemiştir.

Adana’nın Hep "İkram Edilen" Hakkı...
Adana'nın hakkı sadece doğalgazda yenmemiştir. 1954 yılında inşa edilen Mersin Limanı’nın ilk etapta Adana için planlandığı, ancak yeterli siyasi baskı oluşturulamadığı için limanın Mersin'e "ikram" edildiği de bilinen bir gerçektir. Dönemin TBMM Başkanı Refik Koraltan’ın siyasi ağırlığı, Adana’nın liman hayalinin başka bir kente taşınmasına yetmiştir.

Ne doğalgazda ne de limanda, kaybın ardından gelen bir pişmanlık, sorumluluk duygusu ya da telafi çabası görülmemiştir.


Adana’ya Ne Oldu?
Bugün Adana’nın geçmişine baktığımda, bir sanayi kentinden beklenen gelişmelerin neden yaşanmadığını daha net görüyorum. Pamuğun şehirden uzaklaştırılması, havalimanının kapatılması, yetersiz metro ağı, trafiği rahatlatacak arterlerin eksikliği, nitelikli ve doğru yer seçilmiş organize sanayi bölgelerinin kurulamaması, ihtisaslaşmış küçük sanayi sitelerinin eksikliği ve Seyhan Nehri’nin kente değer katacak şekilde tasarımlanamaması… Bunların hiçbiri bir kader değil, ihmalin ve temsil zaafının sonucudur.

Adana, bu ülkeye çok şey verdi. Ancak karşılığında hak ettiğini alamadı. Bu, yalnızca geçmişin değil, geleceğin de meselesidir. Bugün hâlâ geç değil. Yeter ki bu kez, hak ettiğini almak için sesini daha güçlü çıkarsın.

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum