Reklam
Serbest Kürsü

Serbest Kürsü

Serbest Kürsü

Aksakallılar, Harekete Geçin | Sezgin Duyar

03 Aralık 2025 - 08:35

 Aksakallılar Harekete Geçin! 
Bu ülkenin yaşayan çınarları…
Yüzlerinde zamanın çizgilerini, gönüllerinde asırların hikmetini taşıyan aksakallı dedelerimiz ve vakur ninelerimiz…
Sizler bu toprakların hafızası, bu milletin karakterini bugüne taşıyan sessiz ama sarsılmaz direklerisiniz.
Bugün toplum yoruldu.
Aile yoruldu.
Gençlik yoruldu.
Ahlak, edep, hayâ kavramları yavaş yavaş unutulmaya başlandı.
Bir milletin ruhunu mayalayan değerler, sosyal medya ekranlarında ve yabancı kültürlerin etkisi altında inceliyor, zayıflıyor.
Bu nedenle çağrı sizlere:
Aksakallılar harekete geçin.
Bir zamanlar toplum, sizin bir bakışınızla hizaya gelirdi.
Bir iki cümleniz, kavganın önünü keser; bir nasihatiniz onlarca gencin yolunu aydınlatırdı.
Bugün yine buna ihtiyaç var.
Belki dünden daha fazla.
Günlük çekişmeleri, küçük tartışmaları, dedikoduları bir kenara bırakın.
Zira sizin evladınızın evladı evden gidiyor.
Gençlik, kendi ailesinden değil; telefon ekranındaki yabancı hayatlardan beslenir hâle geliyor.
Televizyon dizileri, yabancı filmler, sosyal medya akımları…
Hepsi toplumun geleceğini şekillendiriyor fakat çoğu bizim değerlerimizle uyuşmuyor.
Bir milletin karakteri, genetiği böyle böyle değişiyor.
Oysa sizler, geleceğe atılan tohumun tohumunun tohumu üzerinde söz sahibisiniz.
Bu meseleye el atın.

Basına Çağrı
Ey basın mensupları!
Toplumun vicdanını temsil eden bu büyüklerin sesini yükseltme vazifeniz var.
Dedelere, ninelere mikrofon uzatın.
Kamerayı onların yüzündeki hikmet çizgilerine doğrultun.
Gençlerin işiteceği en temiz ses onların sesidir.
Milletin mayasını koruyan sözler hâlâ onların dilinde.

Gençlere Çağrı
Gençler…
Bu söz de size.
Bugün hayatta olan dedeniz, nineniz, anneanneniz, babaanneniz, büyükbabanız varsa;vakit kaybetmeden gidin. Kapılarını çalın, ellerini öpün.Onlara şöyle deyin:

“Bize bırakmanız gereken esas mirası istiyoruz.
Ahlak ne demek?
Haya ne demek?
Utanmak ne demek?
Terbiye ne demek?
Sizin zamanınızda bunların karşılığı neydi?
Bu toplumu bugüne nasıl taşıdınız?”

Devam edin:
“Biz, bugün sosyal medya, televizyon dizileri, okulda ve sokakta gördüğümüz insan hallerine bakınca…
Aynı dengeyi kuramamaktan korkuyoruz.
Bize vicdanımıza dokunacak en etkili nasihatinizi lütfen yapar mısınız?”

Bir gencin yolunu bir öğretmen düzeltir, bir anne şekillendirir, bir baba güçlendirir…
Ama bir büyükbabanın, bir ninenin tek cümlesi, bütün hayatına yön verir.
Onların bir bakışı bile kaybolmuş hayayı geri getirir.
Bugün sahip olabileceğiniz en kıymetli servet, hayattalarsa bir aksakallının gölgesidir.

Aile İçinde Rütbeler ve Roller
Türk ailesi, görünmeyen bir hiyerarşi ile işler.

Bu hiyerarşi sadece yaşa göre değil; her bir fertin sorumluluğu, ahlaki ve toplumsal konumu ile belirlenir.
  • Dedeler ve nineler, bilgelik ve rehberliğin merkezi; sözleri tartışılmaz, saygı gösterilir.
  • Anne ve baba, koruma, terbiye ve yönlendirme sorumluluğunu üstlenir.
  • Abiler ve ablalar, küçük kardeşlerin yolunu açan, örnek olan figürlerdir.
  • Küçük kardeşler, hem öğrenen hem de aile bütünlüğünü korumaya katkı veren bireylerdir.
Bu dağılım bir “rütbe” gibidir; görünmez sınırları belirler, sorumluluk ve saygı dengesini korur.
Her fert kendi rolünde kusur etmezse, aile bir bütün olarak sağlıklı, güçlü ve ahlaklı olur.
Bu rütbe düzeni, gençlerin yetişmesinde ve toplumun geleceğini şekillendirmede kritik bir işlev görür.

“Birey” Sözcüğünün Radyoaktif Gölgesi
Bugün dillerimize sinsice yerleşen bir kelime var: “Birey.”

Masum görünen fakat insanı köklerinden koparan, aile ocağından uzaklaştıran, kişiliği dağıtan, toplumu yalnız adacıklara ayıran bir kelime…
Bu kelime, insana “Kendi yolunu tek başına bulmalısın” diyerek bir kopuş psikolojisi yüklüyor.

Oysa insan, aile içinde yetişir; şahsiyet terbiyesi büyüklerden geçer; hayâ, edep, ahlak bir toplumun ortak ruhunda şekillenir.

“Birey” sözcüğü ise bilinçaltına şu mesajı fısıldıyor:
“Senden önce kimse yok, senden sonra da kimse önemli değil.”
Bu da genci yalnızlaştırıyor, köksüzleştiriyor ve sorumsuzlaştırıyor.
Oysa biz insanoğluyuz; aileden doğar, toplumla olgunlaşır, büyüklerin rehberliğiyle istikamet buluruz.

Şahsiyet böyle inşa edilir; terbiye böyle kök salar.
Bu yüzden kelimelerimizi düzeltmeden neslimizi düzeltemeyiz.
İnsan, birey değildir;
insan, şahsiyettir, değer sahibidir, aile evladıdır, toplumun emanetidir.

Toplumsal Sorumluluk
Bu mesele yalnızca gençlerin, yalnızca büyüklerin değil; hepimizin omuzunda bir vazifedir.

Anneler ve babalar, ekranların çocukların ruhuna sızmasına izin vermesin.
Evinizi bir terbiye ocağı hâline getirin.
Öğretmenler, karakter inşa ettiğinizin farkında olun.
İmamlar ve kanaat önderleri, hutbede ve sohbette değerleri daha gür sesle anlatın.
Esnaf, işçi, memur, tüccar, bulunduğu yerde rastladığı her gence bir hayır kapısı açsın.
Siyasiler, aile ve ahlak meselesini siyasetüstü bir sorumluluk olarak görsün.
Bir toplumun çöküşü, önce utancını kaybetmesiyle başlar.
Dirilişi ise, hayâsını yeniden bulmasıyla…

Sözü Bağlayalım
Bugün aksakallının nasihati, annenin şefkati, babanın dirayeti, öğretmenin emeği, gencin gayreti birleşirse…

Bu millet yeniden toparlanır.
Yeniden kendine gelir.
Yeniden dirilir.
Vicdanı uyandıracak olan sizsiniz.
Toplumu doğrultacak olan sizsiniz.
Geleceği koruyacak olan yine biziz.
Aksakallılar harekete geçin.
Gençler, büyüklerinizin gölgesine koşun.
Millet olarak değerlerimizi yeniden yükseltme vakti geldi.

 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum