Reklam
Serbest Kürsü

Serbest Kürsü

Serbest Kürsü

Gösteriş Hastalığı | Recep Gündoğan

02 Kasım 2025 - 18:18

Gösteriş Hastalığına Tutulmuş Kuytulculara Dair...
Recep Gündoğan 
Dün Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı Adana'da Mimar Sinan açık hava tiyatrosunda "Hz Ömer'in adaleti" isimli bir konferans gerçekleştirdi. Günlerdir bu konferans için yapılan açık davete ben de gitmeyi düşündüm ve bununla alakalı bir paylaşım yaptım.
Tabii ki benim durumumu bilen bilir bilmeyenler için de kısaca bilgi vermiş olayım Furkan Vakfı ile alakalı bazı görüş ayrılıklarım olduğundan cemaatin hocasına dair bazı eleştirilerim var ve bunlara zaman zaman devam ediyorum. Bundan nedenle cemaatin fertlerinin benimle yıldızı barışmıyor olabilir. Bu durumdan ötürü olmalı ki benim konferansa geleceğimi duyurmamdan hemen sonra bazı edep ve ahlak dışı yorumlar ve paylaşımlar gördüm Velhasıl bu sebepten dolayıdır ki konferansa gitmemenin gitmemden daha hayırlı olacağı kanaatine vardım. Ancak bugün konu ile alakalı yazdığım uzun zamandır da yazmayı düşündüğüm bu yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Evvela şunu da söylemem gerekir ki "Hz Ömer'in adaleti" başlıklı dünkü konferansa gitme kararını almam tabii ki Adalet konusunda hiçbir hassasiyeti olmayan Zalim ve Müfteri kişilerden adalet dersi dinlemek için değildi. Gitmeyi düşünmemdeki tek sebep Alparslan Kuytul ve Kuytulcuların gösteriş çılgınlığındaki geldikleri son noktayı, hazırladığım bu yazıdan önce bir defa daha gözlerimle temâşâ etmekti. Ve beni yine yanıltmadılar sağ olsunlar. Gösteriş çılgınlığı yine tavan yapmıştı.
Aslında Furkan Vakfı'nın bundan önceki konferanslarında üzerine koyarak getirdikleri ve son olarak dün Mimar Sinan'da yapılan konferansta çok net olarak görülen gösteriş ve tribünlere oynama yolundaki geldikleri son nokta bana ilginç bir şekilde izlediğim görüntülerde yüzlerinde enteresan bir şey okumama da vesile oldu. Çöküş endişesinin yüzlerine ve sözlerine yansımaları o kadar belli oluyor ki sormayın. "Büyüyemiyorlar, sayısal anlamda gelişemiyorlar, bir arpa boyu yol alamıyorlar" gibi toplumdan gelebilecek muhtemel sözlerin ve söylemlerin önüne geçebilmek, akıllara bu soruları getirmemek için "gökyüzü yıldızlarla dolacak, bu hareket dünyaya yayılacak" gibi "bu millet beni sevdi" gibi "tiktok'ta 6 milyon izlenmişim çatlayın patlayın" gibi saçma sapan, bir ilim adamına, İlmin izzetine, bir cemaat liderine yakışmayacak sloganlar üretiyor. Tabii bu da yetmiyor konferans alanlarına girişlerinde hem kendine hem eşine öyle karşılanmalar tertip ettiriyor ki, havai fişekler, konfetiler, meşaleler, tekbirler vs vs... sanki dersiniz konferans alanına bir ülkenin Cumhurbaşkanı teşrif ediyor. Vallahi de billahi de devlet başkanlarına bu tarz bir karşılama yapılmıyor. Sünnet düğününe teşrif eden bir çocuk böyle karşılansa (birazda mübalağa etmiş olayım) o bile utanır, artık gerisini siz tahayyül edin. şimdi biz bunu söyleyince yine çocukça "çatlıyorsunuz patlıyorsunuz" gibi cümleler kuracak, anlatmak istediğimiz konuyu her zamanki gibi anlayamayacaklar. Zaten konferansın tanıtım paylaşımlarında cemaatin birçok üyesi paylaşımlarına "düşman çatlatmaya hazır mısınız" gibi başlıklar atıyor. Aslında bu başlıkla olacak olanı net olarak ortaya koyuyor. İlim irfan adına, topluma faydalı olmak adına kesinlikle bir etkinlik yapılmıyor sadece ve sadece şatafatlı bir karşılama, Hocayı yüceltme ve yapılan etkinlikte mümkünse en güzel şekilde, en güzel noktalardan fotoğrafı ve video görüntüsü almak, sosyal medyada paylaşmak bütün dert bu. Son yıllarda devam eden, göze ve kulağa hitap eden yukarıda bahsettiğim tüm sloganlar, konfetiler, meşaleler, havai fişekler vesaire aslında son yıllarda yaşanan ve ayyuka çıkan cemaatin alengirli işlerinin toplum nazarında oluşturduğu cemaat algısını, "yokmuş" gibi gösterme çabasından başka bir şey değil, bu çok net. Kitle psikolojisini ve özellikle de kendi kitlesinin psikolojisini çok iyi bildiği için ve kitlesini konsolide etmesi için bütün bunlar şarttı. Bu millet kendisinin iddia ettiği gibi aslında kendisini sevmedi aksine özllikle de son yıllarda kendi hal ve tavırlarından ve cemaatinden yayılan kötü kokulardan dolayı kendisinden ve Furkan hareketinden nefret etti. Bu topluma İlim irfan anlamında hiçbir katkısı olmamakla beraber toplumun sorunlarına ilmi anlamda hiçbir çözüm önerisi getiremedi. Yüzbin'lerin, milyonların izlediğini iddia ettiği tiktok'taki kabadayıvari ve delikanlıca söylemlerini ise izleyenler aslında sadece ve sadece "Kolpa(çino)" gençlerden, serseri guruplardan başkaları değildi. Onların da Hocanın konuşmalarını dinleme, izleme sebebi konuşma aralarında geçen "atarlı giderli" söylemleri kırpıp kendi video ve resimlerinin üzerine montaj yapıp hasımlarına atar gider videosu sesleri hazırlayıp yayınlamak içindi. (sosyal medyada çokça mevcuttur serseri grupların birbirlerine atar gider videosunlarında Alparslan Kuytul'un sesini kullandıkları) Yıllardır izlenmek, gündeme gelmek, siyasiler tarafından dikkate alınmak için yapmadığını etmediğini bırakmayan bir cemaat hocasının herhangi bir etkinlikte veya bir mahkeme çıkışında kendisi ile alakalı haber yapmak, demeç almak için karşına geçen kanalın Sadece Furkan TV YouTube kanalı ve Furkan haber sitesi olması ve topluma röportaj yapıyormuş gibi sundukları görüntüde kendisini uzatılan tek mikrofonun yine cemaatin parasıyla aldırdığı ve kendisine tutulması için talebelerinin eline tutuşturduğu, üzerinde "Furkan Haber" yazan bir mikrofondan başka bir şey olmaması gerçekten onun hayalleri adına çok üzüntü verici bir durum olsa gerek. 2018'deki cemaate yapılan operasyon zamanlarında kendisini 'düşmanımın düşmanı dostumdur' kabilinden de olsa destekleyen birkaç tane siyasetçi olmuş olsa da şimdilerde onlar da elini eteğini çekmiş, son zamanlarda cemaatin uğraştığı alengirli işlerinden ve bu işleri devlet tarafından kendisine operasyon ve kumpas gibi lanse etmesinden dolayı artık kendisine inanmamaları, tabir yerinde ise isminin üzerini çizdikleri çok açık ve net görünüyor, kendi de bunu görüyor. O yüzdendir ki bu şatafat, bu sloganlar, bu meşaleler, o yüzdendir bu endişe, o yüzdendir halkın hâla kendini sevdiği görüntüsünü millete empoze etme çabası ve endişesi...

Kendine güvenen, halktan iltifat aldığını düşünen, hâlâ halkın ilgisini çekebildiğini düşünen bir lider bu tip yollara bu kadar anlam yüklemez, kıymet vermez. Nasıl olsa ilgi görüyordur psikolojisiyle bu şatafat'a bu kadar anlam yüklemesinin temelinde "halk hala bizim arkamızda" görüntüsü vermekten başka bir şey değildir.
Hem kendilerini rahatlatıyorlar hem de "halk hâlâ bizim arkamızda" görüntüsü vermeye çalışıyor. Halk senin arkanda değil, taşıma otobüslerle doldurduğun bir salon karşındaki kimseyi kandırmayın. Türkiye'nin hangi ilinde yaptığı konferansa baksam salondakilerin %50 si Adana'dan, %20'si Antep'ten, %10 u Maraştan vesaire. Halkın sevgisini kaybettikleri ve normal şartlarda salonları dolduramayacaklarını bildikleri için bu tür ayak oyunları ve taşıma su ile değirmeni döndürmeye çalışıyorlar. Yıllardır sîmâlar hiç değişmiyor aynı yüzler ve aynı kalabalık. Avara kasnak gibi Şehirden Şehire otobüslerle dönüp duruyor, bu şekilde mutlu olmaya çalışıyorlar, O yüzden diyorum ki çöküş psikolojisi.
Şu duyguyu kesin bir şekilde belirtmeliyim ki hangi cemaate hangi derneğe üye olursa olsun şu görüntüleri izleyen her Müslüman onlar adına utanmıştır. Hani bir söz vardır ya "yine başkaları adına utandık" diye, aynen öyle bugünde başkaları adına utandık.
Şunu da bazen kendime sormuyor değilim. Acaba diyorum ben veya biz çok mu kötü bakıyoruz, yani muhalif olduğumuz için eleştirdiğimiz için "bazı görüntülere çok mu anlam yüklüyoruz, eleştiri de dozu fazla mı kaçırıyoruz" diye. Yani bunlar normal davranışlarda biz mi çok anlam yüklüyoruz diye; Yok hayır o anlamda kendime çok sık tartan biriyim hakikaten Müslümanlar adına çok utanç verici. Peki bu insanlar neden utanmıyor du bunu da gözlemledim. Bu insanlar normalde utanmayacak insanlarmı, utanma duygularını kaybetmiş insanlar mı? Yok hayır hepsi de birçok konuda edep sahibi, ahlak sahibi müslümanlar. Peki bu durumdan neden utanmıyorlar? çünkü kendi nazarlarında toplumu ikiye bölmüşler kendinden olanlar ve olmayanlar diye. Kendinden olmayanların eleştirileri, kınamaları kendilerini hiç mi hiç rahatsız etmiyor, etki etmiyor, dışarıdan gelen eleştiriler bir anlam ifade etmiyor. Yani konferans alanında kendisini dinleyenlerin kalabalığın sayısı ona yetiyor, ama o topluluğun dışındaki milyonların bırakın konuşmak, kendisine selam vermekten dahi imtina ediyor olması onu hiç ilgilendirmiyor. Çünkü artık kendi dışında kalanı kabul etmiyor, içerideki ona yetiyor. Velhasıl dostlar bu hal hal değil, bu yol yol değil. Sadece mevcut yaşayan liderleine endeksli yapılanmaların liderleri vefat ettikten sonra silinip tarihin tozlu rafları arasına karışmaları Mukadderdir. Kuytulcular da Kuytul sevdasından kurtulup sadece ve sadece Allah'a bağlanıp onun davasını dikkate almazlarsa Kuytul'dan sonra peren peren dağılıp gitmeleri yaşanmış tecrübelerle sabittir.

Velhasıl binmişler bir alamete, gidiyorlar kıyamete.

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum