İsrail;
Kendi Sonunu Hazırlayan Devlet(!)
[Murat Hikmet Bilir]
Bir zamanlar yalnızca bölgede varlık gösteren sıradan bir ülke iken, bugün bütün dünyaya meydan okuyan, herkesin karşısına kılıç çeken bir İsrail ile karşı karşıyayız.
Bir zamanlar yalnızca bölgede varlık gösteren sıradan bir ülke iken, bugün bütün dünyaya meydan okuyan, herkesin karşısına kılıç çeken bir İsrail ile karşı karşıyayız.
Geçmişte, etkisi sınırlı birkaç füze saldırısını bahane ederek uluslararası kamuoyunu manipüle eden ve bunu gerekçe gösterip dilediği zaman Filistin’i bombalayan bir İsrail vardı. Bugün ise çok daha karanlık bir tabloyla yüz yüzeyiz: Artık hiçbir ahlaki, insani ve hukuki sınırı tanımayan; yaptığı yıkımı “vahşet, katliam, soykırım” kelimelerinin dahi anlatmakta yetersiz kaldığı bir İsrail gerçeği.
Bu devlet, gözünü kırpmadan işlediği cinayetleri yalnızca siyasî çıkar için değil, adeta kutsal bir görev bilinciyle, ibadet coşkusu içinde yerine getiriyor. Gazze’de, Batı Şeria’da ve dünyanın gözü önünde yaşananlar, insanlığın ortak vicdanında silinmez bir yara açtı.
Bugün dünyanın dört bir yanında, özellikle Avrupa’da, Yahudi karşıtlığının gözle görülür biçimde yükselmesinin ardında işte bu tablo yatıyor. Yüzyıllardır görülmemiş hızda yayılan bu karşıtlık, İsrail’in saldırgan politikalarının doğrudan sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
İsrail, siyonizmi ve kendi meşruiyetini dünyaya kabul ettirmek için milyarlarca, hatta trilyonlarca dolar harcayıp medya, sinema ve propaganda yoluyla çabalasaydı bile, bugünkü kadar etkili olamazdı. Çünkü tüm dünyada İsrail’in gerçek yüzünü açığa çıkaran şey, kendi eliyle işlediği eylemler oldu.
Aklımız bizi yanıltmıyorsa, İsrail hem ayağına hem kafasına sıkmıştır. Çünkü yaptığı her saldırı, her işgal, her hukuk tanımazlık, yalnızca Filistin’de değil, insanlığın ortak vicdanında bir nefret dalgası doğurmuştur.
Bu gidişatın tarihî bir sonucu olacaktır. Yüzyıllar boyunca tarih kitaplarında okutulacak ve gelecek kuşaklara ibret vesilesi olacak bir vaka haline gelmiştir. “Bir devletin en büyük şaşkınlığı nedir?” diye sorulacak olursa, İsrail’in adı birinci sırada anılacaktır. Çünkü o, devlet olgusunu güçlendirmek yerine bizzat kendi elleriyle çürütmüş ve dünya kamuoyuna ibretlik bir örnek sunmuştur.
Sonuç açıktır: İsrail, bugün attığı her adımla kendi sonunu biraz daha yakınlaştırmaktadır. Çünkü zulmün ebedî bir geleceği yoktur. İnsanlık, er ya da geç adaletin yanında saf tutar. İsrail’in yaptığı her şey, kendi sonunu hazırlayan bir sürecin taşlarını döşemekten başka bir şey değildir.
YORUMLAR