Reklam
Sedat Memili

Sedat Memili


"KOMEN!"

23 Aralık 2025 - 13:40

KOMEN!”

Silahlar mangalda yakıldı; oyuncular günahlarıyla birlikte oyun dışı kaldılar.

Çocukluğumun en güzel oyunlarından biriydi. 

Mahalle arasında, geniş ağaç gövdesi, virane olmuş yapılar ve yıkık duvarların oyun alanı olduğu yıllar. 

Siper aldığımız yerde, düşmanı gözlerdik. 

Saklandığımız yerden hem düşmanı bulacağız hem de yakalanmayacağız… 

Siperden çıkan bir düşman (?) gördüğümüz zaman hemen ortaya fırlar, elimizdeki silahı doğrultur: 

“Komen!” diye bağırdığımızda o artık saf dışı olurdu. 

Siperden çıktığımız an, başka bir düşman bizi görünce o:

“Komen!”

Diye bağırır ve bu kez siz saf dışı kalırsınız.  

Vurulmadan, yani “Komenlenmeden” en son kalan oyunu kazanan bir kahraman olurdu. 

Haklı, haksız, vicdani sorumluluk, ahlak vesaire yok… Yeter ki “komenlenmeden” en sona kal. 

Komen, vurulmak anlamında kullanılırdı. 

Yeter ki vurulma. 

Nereden gelirdi bu kavram?

O yıllar ABD’nin silahla değil, kültürü ve ahlaki anlayışı ile işgale başladığı yıllar. 

Adına “Marshall Planı” denilen kuyruklu yıldızın peşine düşerek milli politikalardan vazgeçildiği zamanlar. 

Maalesef bu kuyruklu yıldızı ülkemize getirmiş olan da “İsmet İnönü” idi. 

Stalin’in daha o yıllarda “Hollywood, gibi bir güç elimde olsaydı, bütün dünyayı komünist yapardım” dediği iddia edilirdi. 

İşte o Hollwood’un ürettiği, kürdanlı kahramanlar, öldürücüler, kendi adaletini kendi sağlayanlar, çevirdikleri kovboy filmleri ülkemizi kasıp kavururlardı.  Kovboylar, dağlarda, vadilerde, veya kasabalarda “Komen” oyunu gibi vuruşurlardı. En son kalan, kahraman, çoğunlukla da “şerif” olurdu. 

Komen oyunu ihtimaldır ki o sahnelerden esinlenme…

Peki ya silahlarımız? Onlar da büyük ya da küçükbaş hayvanların çene kemikleri idi. 

Kasaplar, özellikle kurban bayramlarında, sokak aralarında, koruluklar ve evlerin önünde koç ya da danaları yatırıp kurban ederlerdi. Kurbanlıkların kanları yalaklara, kemikleri ise ortalıklara savrulurdu. 

Çocuklar kurumuş çene kemiklerini biraz daha büyük olanlar da aşık kemiklerini toplarlardı. 

Biriyle kumar, diğeri ile öldürme oyunu “Komen” oynamak için. 

(Kaval kemiklerini çelik / çomak için toplayanları duydum ama ben görmedim) 

Zavallı kurbanlıklar, ruhlarının kutsiyetlerinin kurban edilmesinden sonra, geride kalan kemikleri, önce sinek ve haşerelere yem, sonra çocuklara oyun aleti olurdu. 

 

Şimdi de sanki bir oyun seyrediyorum: 

Otuz kişi, (muhalefetin deyimiyle); “Ortadaki mangalda” silahını yaktı ve terör bitti. 

Başka bir yetkili açıkladı: “Mağaralar boşaldı” 

Yıllardan beri bu mağaraları otuz kişinin doldurduğunu şahsen ben bilmiyordum. 

Komen dendi, kimlerin ve kaç gencimizin canına kıydığı belli olmayan silahlar mangalda yakıldı; Oyuncular günahlarıyla birlikte oyun dışı kaldılar. (mı?)

Komen oyununu ABD’den nasıl esinlendiysek, şimdiki oyunu da o sahneliyor. 

Bir grup insan silahlarıyla birlikte komenlendi; başka grup, ya da kişiler? Bilmiyoruz. Onlar da başka bir Komen’in içinde mi, onu da bilmiyoruz. 

Biz çocukken oynadığımız “Komen” oynarken, oyunla ilgili her şeyin farkındaydık ve bilirdik. Saklı gizli hiçbir şey yoktu. 

Ya şimdiki “Komen” oyunu? 

Ben bilmiyorum… Peki bilmem lazım mı? Onu da bilmiyorum. 

Ama bildiğim tek şey; güvenmek istiyorum. 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum