Sedat Memili

Sedat Memili


Bana Şehrimi Anlat...

30 Haziran 2025 - 12:51

BANA ŞEHRİMİ ANLAT…

“Sizlerden beklentimiz, her birinizin birer Adana Sevdalısı olduğunuzu biliyorum. Turizm elçiliği yapmanız. Medyanın gücüne inanan biri olarak sadece bu güne mahsus olmamasını rica ediyorum.
 
İlhan Taş, Adana BŞB Kent tarihi ve Tanıtım Daire Başkanı
Adana Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Daire Başkanı Sayın İlhan Taş’tan çok nazik bir davet aldım. İlhan Başkan göreve geldiği andan itibaren, bu memleketin tarihi ve kültürel değerlerini tanıtma konusunda çaba harcıyor. Bir görevden ziyade sorunu içselleştirmiş. Kendileri ile birkaç kez sohbet etme şansım oldu. Sonraki dönemlerde yazılarımı takip eden, olumlu / olumsuz ilgi ve değerlendirmesini eksik etmeyen bir kimsedir.
Tur programı:
“Kadeş Barış Yolu Projesi” kapsamında “Adana’yı Adanalılara Tanıtma Projesi…”
Kozan Dağlıca’da ilk molanın ardından, Feke Belediye Başkanı’mız Cömert özen’in ev sahipliğinde Cam Teras ziyareti.
Saim Beyli Belediye Başkanımız Mahmut Dal, Obruk şelalesini gezdirecek ve ilçesi hakkında turizm değerlerini anlatacak.
Ardından Tufanbeyli Şar / Komana Antik Kenti Gezisi… Belediye Başkanı Ahmet Aktürk’ün konuğu olunacak.
Sayın Aktürk’ün ev sahipliğinde akşam yemeği ve dönüş… “
Sayın İlhan Taş programı anlattı.ABŞ Belediye Başkanı sayın karalar’ın projeye verdiği önemi vurguladı ve selamlarını söyledi. Şahsım adına beklentimin de üzerinde bu denli verimli bir gezi olacağını tahmin etmemiştin.
Değer verdiğim ve sevdiğim gazeteci arkadaşlarımla bir arada olmak bile güzeldi.
 
Sayın Taş, davetinin nedenlerini ve projeyi anlattı:
“Şu an altıncısını gerçekleştirmekte olduğumuz “Kadeş Barış Yolu Projemizin” bir etkinliği ‘Adana’yı Adanalılara Tanıtma’ turu...”
Adı neden böyle? Çünkü birçok Adanalı yaşadığı bu şehri tanımıyor.
Biz de bu gayret içine girdik. Karınca kararınca ne kadar tanıtabilirsek… Bu yılın başından itibaren tanıtım turlarına başladık, bu güne kadar beş tur yaptık bu da altıncısı… Öncesinde hedef kitleleri belirliyoruz, bu tur için hedef kitlemiz Yerel basın Temsilcileri…
Bu tur, düzenlediklerimizin en uzun turu olma özelliği taşımaktadır…”
Kimin aklına gelmişse tebrik ediyorum: “Adana’yı Adanalılara Tanıtma Projesi…”
Tam isabet.
 
Projenin adı bu olunca, alkışlamamak mümkün değil…
Geçtiğimiz yıl kitap fuarında, standıma üç adam geldi. Yürüyüşleri, bakışları, kıyafetleri, davranışları tam de Merih kaçkını… (Sanki daha önce Merih kaçkını görmüşüm gibi…)
Hilkat garibesi üç adam, biri kral tacı ve artık giyile giyile eskimiş kaftanıyla, diğeri şalvarı, öteki bilmem ne renk yeleği… Sözde Adanalı tiplemesini simgesi olarak ortalıkta dolaşıyorlar.
Bu kişileri hiçbir şekilde tanımıyor ve kim olduklarını bilmiyorum. Burada eleştirim şahıslarına değil, şahıslarını tenzih ediyorum. Adanalı adını kullanarak yaptıkları abuk sabuk davranışlar ve bırakmaya çalıştıkları izleredir. Adana ve Adanalı adına kötü bir iz bırakarak dolaşıyorlar.
Yüz binlerce kişi arasında hilkat garibesi gibi fark edilen kişiler nasıl oluyor da milyonlarca kişiyi tanıtabilir? Eğer o Adanalı tiplemesi gerçek olsaydı, hiç kimse onların Adanalılar arasında dolaşmasını fark etmezdi bile…
 
Bunun adına Adana Tanıtımı diyenler var.
Sosyal medyada ve birçok programda, aramızda gezinen ıskarta tiplemeleri alıp da “İşte Adanalı” diye tanıtılmasına inciniyorum.
Bakın sosyal medyada tanıtılan Adanalıyı Adana’da göremezsiniz.
Adana’nın 60 asırlık gözlerle bakan eser ve değerlerini bir yana bırakıp, sadece kebap dumanına ve abuk sabuk tiplere indirgenmesine şiddetle karşıyım.

Adana’yı tanımayanların Adana’yı tanıtma misyonu yüklenmesi maalesef böyle incitici sonuçlar doğuruyor.
Bu nedenle, Adana’nın önce Adanalıya tanıtılması düşüncesini önemsiyorum.
*
Sayın Taş, gezi süresince yakın ilgisinin yanı sıra, arkadaşlarımız şunları söyledi:
“Sizlerden beklentimiz, her birinizin birer Adana Sevdalısı olduğunuzu biliyorum. Turizm elçiliği yapmanız. Medyanın gücüne inanan biri olarak sadece bu güne mahsus olmamasını rica ediyorum.
Gördüğümüz kadarıyla gerek Büyükşehir Belediye Başkanımız gerekse ilçe başkanlarımız Adana’nın tanıtımı konusunda çok ilgililer, bu işe gönül vermişler…
 
Toros Dağlarının ister doruklarında isterse eteklerinde olsun, hiçbir belediye, kişi, kurum ve kuruluşların siyasi görüşlerine bakmadan iş birliği yapıyoruz. İşbirliğini genişletmek istiyoruz, çünkü kısa vadece en yakın kurtuluş yolumuz bu.
 
Elbette bu yörelerin, tarımı, hayvancılığı çeşitli ürün ve üretim zenginlikleri var, ancak turizmi de önemli gördüğümüzü vurgulamak istiyorum...”

VE AKLIMIN SESİ…
Yaklaşık bir ay önce kaybettiğimiz sanatçımız İlhan Şeşen’in bir şarkısı zihnimde yankılandı durdu: “Bana esmeyi anlat… Esip geçmeyi anlat…”
Bunu zihin ve duygularımın bir mesajı olarak algıladım: “Bana şehrimi Anlat…”
 
Evet, anlatmalıyım… Bilenler anlatmalı… Bilgi sustukça cehalet konuşur.
Adanalı da onur sustukça “Bir milyon versene” Adanalının simgesi olur.
Bu açıdan aklım bütün gece beni uyutmadı:

“Bana şehrimi anlat…
Bana, 60 asırlık ayaklarla yürüyen ve 60 asırlık gözlerle bakan konar göçerlerin, Kizzuwatna – Hitit arasındaki sözleşmelerin ana konusu oluşlarını anlat: Anlat ki, konar göçerlik kültürünün köklerini hissedeyim.
20 asırlık gözler ve ayaklarla hala doğu ve batıyı birbirine bağlayan köprülerini anlat…
 
Anlat ki bir dünyadan başka bir dünyaya geçiş kapısı olan köprünün Adana’nın merkezinde olduğu bilinsin.
Tumlu Kalesi’nden yaz sıcağında buğday başakları ile kan kırmızı gelinciklerin dansını anlat. Bir denizin sadece mavi değil, sarı ve kırmızıdan da oluşacağını anlat.
 
Efsanelerimi anlat, su kanalı inşa ettiren aşkları anlat ki, Adana duygularının topraktaki köklerini keşfedeyim…
Bana Kadeş Anlaşmasını anlat; Anlat ki, kadına olan saygının doğduğu toplarları secde ederek yeniden öpeyim.
Bulutsuz yaz gecelerinde Yılan Kale merkez olmak üzere, Toprakkale, Tumlu, Kozan Kalesi arasında meşalelerle yazılan mektupları anlat.
Bana, Tarhunda’nın Arabasını ve demiri anlat; Anlat ki, demir cevherinin bu topraklarda çağları ve tarihi nasıl oluşturduğunu bir daha hatırlayayım…
 
Anlat bana anlat… Küskün telepunis’in gecikmesiyle geç gelen baharları ve Kral telepunis’in İneklerin hakkını bile koruyan yasalarını anlat. Anlat ki, Adalet duygusunun doğduğu toprakları yeniden teneffüs edeyim.

Bana şehrimi, anlat…
Bana Gülek Boğazını anlat, dünyanın en güçlü ordularına geçit vermeyen boğazı ve bu boğazın bu coğrafyada yaşayan insanların bağımsızlık ruhunu ne denli olduğunu bir kez daha yudum yudum içeyim. Anlat… Anlat ki.. Mustafa Kemal’e Milli Direniş ilhamının kaynağını saygıyla bileyim.
 
Şahsım Adına, Büyükşehir Belediye Başkanlığının Kadeş Yolu Projesi kapsamında Adana’yı anlatacağıma söz veriyorum…
60 asırlık gözler ve bu toprakların eseri olan aklım buna hükmediyor…
Not: geziyle ilgili izlenimlerimi yazdıkça paylaşacağım.
 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum