Reklam
Sedat Memili

Sedat Memili


32. Altın Koza Film Festivali

21 Eylül 2025 - 12:55

Altın Koza Adana’da Eylül’ü Hazan mevsiminden barış mevsimine dönüştürmüştür
FESTİVALLER KENTİN AYAK İZLERİDİR
İlk çağlarda, insanın en kutsal varlıklarından biri “gölgesi” idi… Gölgesiz kalmak, ölüm korkusundan daha büyük bir felaket sayılırdı. Gölge, insanın yeryüzündeki izi olarak algılanırdır. Öyle ya dünyaya iz bırakmamış bir insan yaşamının ne değeri var ki… İlk çağ insanı dahi bu gerçeği fark etmiş ve bırakacağı ize kutsal bir anlam vermiştir.
 
21. yy’da da öyle değil miyiz? İnsan yaşadığı evrende bir iz bırakma düşleri kurmaz mı? Tabi günümüzde gölgelerle değil, yaptıklarımızla iz bırakma düşüncesindeyiz.
 
İz bırakma isteği sadece insanlarda değil, kentlerde de vardır.
Hatta kentlerde iz bırakma isteği, tek tek kişilerin iz bırakma isteklerinden daha etkindir. Çünkü kişinin tek başına yapamayacağı eylemler, ortak değer olarak kent adına yapılabilir.
 
Zaman içerisinde gönüllerde taht kuran festivaller, kentin ayak izleri olarak tarihe mal olur.
 
Hindistan’da Holi Festivali, Hindistan’ın gölgesi olarak, binlerce yıldır tarihin içerisinde gelişerek ilerlemektedir.
 
Holi Festivali Hindistan’ın gölgesidir.
Love Parade, Batı Berlin’in gölgesi olup, tarihi 30 yıl bile değildir.
Venedik Karnavalı’nın tarihi bilinmemektedir. Papa’nın öfkesinden kaçan Floransalıların, bir fare gibi yaşayarak kurduğu kent, bugün tarihe bıraktığı ayak izleri ile dünyanın en güzel ve en çok ziyaret edilen kentlerinden biri olmuştur.
 
Örnekleri çoğaltabiliriz, Çin’im Yeni Yıl Kutlaması; İspanya Domates festivali…
 
Kendinizi boğanın boynuz darbelerine bırakır mısınız?
Ama İspanya’nın Pamplona Kenti’nde yapılan “San Fermin Festivali’nde yüzbinlerce kişi boynuz darbelerinden kaçmak için bu kente akın eder.
Ve her festival, o kentin binlerce yıllık kültürünün toplamıdır.
Ve biz dünyanın – Türkiye Hariç – hangi coğrafyasında bir etkinlik varsa evimize giren görsel ve yazılı basın kanalıyla anında öğreniyoruz.

Bu bilgileri bir yana bırakarak, kentimize dönelim.
Artık tarihe mal olmuş bu Uluslararası etkinliklere Altın Koza Film Festivali’de eklenmiş oldu.
ANNESİZ EVİN EĞLENCESİ…
Adana’da 22 – 28 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek olan 32. Uluslararası Altın Koza Film Festivali şehirde bir hareketliliğe neden oldu.
Deyim yerindeyse buruk bir sevinç… Sonbahar gibi hüzünlü, kararsız rüzgarlar gibi deli dolu…
 
Ancak Adana’da üretilen sevinç, bu hüznün üstesinden gelecektir.
Coğrafyamız, Yöneticileri bağrına basan bir kültürle yoğrulmuştur.
Kültürümüzde Vali, devlettir. Yüzü soğuk ve ciddi… Şehrin babasıdır. Her zaman gülmez. Asık yüzlü. Ama güvenilir. Zaten güvenliğimiz ona teslimdir.
 
Anne ise Belediye başkanıdır. Erken kalkar, çöpleri toplar, ortalığı siler, süpürür temizler… Suyumuzu getirir; gerektiğinde istediğimiz yere ulaştırır… Anne bir evin yaşamını ne kadar kolaylaştırırsa başkan da şehrin günlük yaşamını o kadar kolaylaştırır.
 
Hüznümüz, bu festival sevincinde annemiz olmadığı içindir.
Kim, “Allahınıza gurban” diyecek? Kim, iki kolunu yanlara açıp, halkı kucaklayacak?
 
Olsun bu festivalde böyle geçsin…
Her festival bir iz bırakır, 32. Altın Koza Film Festivali de böyle bir iz bıraksın.
 
VE SEVİNCİ PAYLAŞAMAYANLAR
Kötülüğü ve acıyı paylaşmak için erdem yüklü olmak gerekmez. Biraz insan olmak yeterlidir. Ancak sevinci paylaşmak çok değerli erdemler gerektirir. Kardeş, kardeşin acısını paylaşır ama aynı kardeşlerin birbirlerinin sevincini paylaşamadıklarını çok gördüm. Babalarının ölüm acılarını paylaşanlar, servetleri paylaşma anında düşman olmuşlardır.
Bir etkinlikte her şeyin dört dörtlük olması istenen nihai bir amaçtır.
Ancak, hatalar ve eksikler olabilir. Kocaman bir tablodaki siyah fırça darbesi gözümüzü alabilir. Ancak ona takılmamak gerekir.
Adana’da etkinliklerin sevinç ve başarılarını tanıtma konusunda tanımlayamadığımız bir düşman karşısındaymış gibi davranmamayı öneriyorum.
 
İfade ettiğim gibi festivaller şehrin geleceğe yol alan ayak izleridir. Bu izi koruma görevimiz vardır.
 
Ne demek istediğimi bir örnekle açıklayayım. Anıyı bizzat önceki valilerimizden İlhan Atış’tan dinledim:
“Çekoslovakya Cumhurbaşkanı, sosyal, ekonomik ve kültürel alanda biz dizi görüşme yapmak üzere Adana’ya gelmişti. Vali olarak bütün programlarımı iptal ettim. Gelen bir ülkenin Cumhurbaşkanı idi ekonomik ve kültürel açıdan büyük olanaklar doğabilirdi. Çünkü bir heyetle gelmişti ve şehrim için büyük fırsatlar doğabilirdi. Cumhurbaşkanının önüne düştüm. Her yeri dolaştırdım. Fabrika, tarihi yerler, doğal manzaralar vs…
Aynı gün, bir adam, karısını öldürdü.
Cinayet, Ertesi gün bütün gazetelerin manşetindeydi ancak Cumhurbaşkanının ziyareti ile ilgili tek kelime yoktu.
Bu olgunun akıl ve mantıkla izah edilecek hiçbir yanı yoktur. Adana’da görev yapan yaygın medyanın temsilcileri ile görüştüm. Hepsi de bütün haberleri geçtiklerini ancak cinayet haberlerinin değerlendirildiğini söyleyip üzüntülerini paylaştılar…”
Sayın İlhan Atış’a saygılarımı sunuyorum.

SANAT BARIŞ MEVSİMİDİR
Sayın Hüseyin Orhan ve Sayın İsmail Timuçin ve Sayın Mahmut Göğebakan ile zaman zaman sohbet ederiz. Bir ortak sohbetimizde benimle ilginç bir bilgi paylaştılar:
“Sanat barış mevsimidir. Geçtiğimiz yıllarda ilginç bir istatistiki bilgi görmüştük. Adana Altın Koza Film Festivali süresince suç oranında bir düşme yaşandığı söylüyor yetkililer. Bunu duymak ve bilmek bizleri mutlu ediyor.
 
Adanalıları ve hatta Türkiye’nin dört bir yanından sanatseverleri sinemalara davet ediyoruz. Etkinliğimiz ücretsizdir…”
Bu etkinliğin Adana’ya ülkemizin kültür hayatına hayırlı olmasını dileriz…
 
 
 
 
 
 
 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum