Kıymetli dostum Metin Özel: Bir takım yayınlar, kendisi ile tanışık olduğum bir arkadaşım, AB ülkelerinden ülkemize ithal edilen çöpler konusunda bir yayın yapmış. Yayında bahsettiği vahim çevre kirliliği ve bağlı insan sağlığı değerlendirmesi ve sonuçları özellikle ilgimi çekti. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Cevaben:
Bu, türk geridönüşüm sanayine kurulan bir tuzağın yeniden gündeme taşınmasıdır. Türkiye, geridönüşüm konusunda sanayiini geliştirmiş, kendi ekosistemini kurmuş, geridönüşümden yüksek katma değerli üretimlerle ihracaatta hatırı sayılır rakamları yakalamıştır.
Ülkemiz, Plastik geridönüşümünde, ekipman parkı ve kalifiye elamanları ile dünyada öne çıkan bir ülkedir. (AB Çevre şartları gereği) önemli miktarda kullanımı zorunlu geridönüşüm materyali tedariği sağlamaktadır.
Ekonomik gelir sağlama açısından, direkt ve endirekt yaklaşık 1.000.000 insanı etkiliyor.
İthal edilenler, çöp değil, sektörün (bu bakış; ya cehalet, ya kasıt) hammaddesidir.
Kaldı ki, AB'de kaynağında atık ayrıştırma mecburiyeti vardır.
İthalat, belgesiz, sertifikasız YAPILAMAZ.
Gelen tüm ürünlerin nitelik olarak PASAPORTu var.
Sektörümüzü batıracak çabalar ise art niyet ararım, oysa iyileştirme çabaları çok daha kıymetlidir.
Şehirlerin altını saran yüzlerce kilometrelik kanalizasyon hatlarındaki çatlaklar, sızdırmalar, endüstriyel ve evsel arıtma tesislerinin atık suları ARIT(a)MADAN alıcı ortama veriyorlar... Alıcı ortama geçtikten sonra geçmiş olsun. Artık ülkemin yeraltı sularına ağıtlar yakabilirsiniz...
Hal böyle iken, her adımı devletin kurumları tarafından denetime tabi tutulan tüm geri dönüşüm süreçlerini yok sayıp suçlamak; Green PİS bir iş!




YORUMLAR