Bayrak Şairi Merhum Arif Nihat Asya, Adanalılıkla caka satanlara, " “Adana işlerine ne hakla karışıyor? Adanalı değildir!” demişler. Haklıdırlar: Saatler yerli marka olmadığından Adana’da zaman da Adanalı değildir. Adı istediği kadar Adana’yla beraber anılsın, Adana’yı doğursa bile Adana’da doğmadığı için Seyhan da Adanalı değildir. Ve şu bahçede dallar Adanalıdır, kuşlar Adanalı değildir. (…) Ulu Camii’nin minaresi nerelidir, bilmem… Saat Kulesi- biraz sivrildiği için olsa gerek- Adanalı değildir. Lakin ben de değilsem kim Adanalı acaba? Adanalılık Adana’nın sadece ağası, paşası olmuşlara vergiyse yalnız ölüler Adanalıdır; diriler Adanalı değildir!” der.
Der de; biz Adanalılar bunu anlamakta zorlanırız!
Hatta, asırlık çınarı örnek gösterir de" bu da Adanalı değildir, kimbilir tohumu hangi rüzgarla gelmiştir" mealinde cümleler kurar.
Birader, Adana sevdalısı olmak için bir kaç yüz yılı devirmek gerekmiyor, yürek gerekiyor mangal gibi, o varsa sende, yazsınlar Allahın Adamı listesine.
Vekillerimiz, esnafımız, tüccarımız, bürokratımız, doğmasa da Adana da, bu topraklarda yanıp, kebabını şalgamını içip kendisini Adanalı saymaması, ciddi bir hastalığa dalâlet eder, o zât, titreyip kendine gelsin bence!
Sözün özü, Adana, bağrında beslediklerinden, yetiştirip gurbete gönderdiklerinden vefa bekler.
YORUMLAR