Reklam
Prof. Dr. İsmail GÜVENÇ

Prof. Dr. İsmail GÜVENÇ


Mutluluğu Belirleyen Genetik mi Çevre mi ?

06 Eylül 2025 - 15:25

Mutluluğu Belirleyen Genetik mi Çevre mi ?
Mutluluk, insanlık tarihi boyunca en çok aranan, en çok üzerine düşünülen duygulardan biri olmuştur. Kimileri için mutluluk bir sofrada sevdikleriyle birlikte oturmaktır, kimileri için ise başarıya ulaşmak ya da gönlün huzur bulduğu bir dua anıdır.
İnsanın mutlu olmasını belirleyen bu gibi faktörler elbette çok çeşitlidir. Bunları (a) genetik ve (b) çevre olarak ayırmamız anlaşılmasını kolaylaştıracaktır. Bu iki faktöre (c) genetik ve çevrenin ilişkisini (etkileşimini) eklemek mümkündür.

Önce mutluluğu tanımlamaya çalışalım. Mutluluk “Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşmaktan duyulan sevinç (kıvanç durumu) olarak tarif edilmektedir (TDK Büyük Sözlük). Ne var ki “eksiksiz” ve “sürekli” kelimeleri, mutluluğu neredeyse ulaşılamaz bir hedef haline getiriyor. Tanımda “eksiksiz ve sürekli” kısmı mutlu olmayı oldukça zorlaştırmaktadır. Bu haliyle tanımın eksik olduğu söylenebilir.
Psikologlar ise mutluluğu üç bileşenden oluşan duygusal bir durum olarak açıklamaktalar: (a) Olumlu duyguların hissedilmesi; (b) hayattan memnun olmak ve (c) olumsuz duygular yaşamamak. Bu yaklaşım, mutluluğun mutlak bir zirve değil, dalgalı bir denge hali olduğunu gösteriyor.

Bu tanımlarda olumsuz duygulara yer verilmeme (c) ve “eksiksiz ve sürekli” vurgusu üzerinde başka yazıda duralım. Ama yeni yaklaşımların daha olumlu olduğunu burada söyleyelim.
Gelelim asıl derdimize

Kaynak
Mutluluğumuzu genetik ve çevresel özellikler belirlemektedir. Genel olarak mutluluğun %50 genetik, %50 çevresel (kariyer, ilişki, maddi durum vs.) faktörlerden kaynaklandığı kabul edilmektedir.
Mutluluk ve kalıtım (genetik) ilişkisi uzmanlar tarafında tek ve çift yumurta ikizleri üzerinde incelenmiştir. Tek yumurta ikizlerinin mutluluk derecelendirmeleri (0.44-0.52), çift yumurta ikizlerinin mutluluk derecelendirmelerine (0.08-0.02) göre belirgin şekilde daha yüksek bir korelasyon gösterdiği belirlenmiştir.
Buradan şu sonucu çıkarabiliriz: Genetik mirasımızı değiştiremeyiz ama düşüncelerimizi, davranışlarımızı ve çevremizle kurduğumuz ilişkiyi değiştirebiliriz. Mutluluk, sadece başımıza gelenlerle değil, bizlerin onlara verdiği anlamla şekillenir. Küçük sevinçleri fark etmek, günlük hayatın içindeki güzellikleri görmek, insanlarla sağlıklı ilişkiler kurmak ve tevekkül sahibi olmak mutluluğu artıran temel adımlardır.
Sınır
Genetik olarak herkesin bir mutluluk eşiği vardır. Mutluluk eşiği bazılarında yüksek bazılarında ise düşüktür. Piyango çıkması veya bir yakınını kaybetme gibi çıkışlar inişler olsa da kısa bir süre sonra bu eşiğe geri dönecektir.
Kalıtım yapımızı değiştirmemiz mümkün değildir. Bu nedenle çevre şartlarına, düşüncelerimize, davranışlarımıza vs. dikkat ederek daha mutlu olmamız mümkündür…
Mutluluk, günlük olayların ve durumların keyfini çıkarmak için gösterilen çaba ile bağlantılıdır.
Mutluluk; küçük günlük sevinçler, kişisel hedeflerin izlenmesi, insanlarla yakın ilişkilerin yaşanması ile sağlanabilir.
Mutluluk insanın kendisini başkalarının yaptıkları ile değil kendi yaptıkları ile ölçmesinden kaynaklanır.
Mutluluk pozitif düşünme, tevekkül ve kendi ile barışık olma ile yakın ilişkilidir…
Peki, toplum olarak ne durumdayız? Bunu önceki iki yazıda ayrıntılı inceledik. Son verilere göre Türkiye’de mutluluk oranı son yıllarda inişli çıkışlı bir seyir izliyor. Ekonomik zorluklar, işsizlik, toplumsal belirsizlikler bireylerin mutluluk düzeyini etkiliyor. Yine de aile bağlarının güçlü olması, toplumsal dayanışma kültürünün sürmesi, bizim en önemli avantajımız. Belki de genetik mirasımızla birleşen bu toplumsal değerler, bizi zorluklara rağmen ayakta tutuyor.
Sonuç olarak; bilim bize gösteriyor ki mutluluk yalnızca anlık bir duygu değil hem genlerimizin hem de çevremizin ortak ürünüdür.
Son söz: Mutluluk, bize verilenle yetinmek değil; elimizdekine nasıl baktığımızı seçebilmektir.
 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum