Gençlerin Eğitimi Yetişkinlerinkinden Kötü mü?
Çok sık gençlerin eğitimi konusunda değerlendirmeye (çoğu kez eleştiriye) rastlamaktayım. Konu önemli olduğu için toplumların kalkınma ve gelişmesinde “beşerî sermaye” önemini önceki yazımda değerlendirmiştim. Gerek üniversite öncesi gerekse üniversite seviyesinde dünya sıralamasında ve teknolojiye katkı anlamında Türk-İslâm dünyasında eğitim kurumları önemli bir başarı ortaya koyamamaktadır. Bununla birlikte Türk-İslâm dünyasında en iyi durumda olan ülke Türkiye’dir. Özellikle son veriler dikkate alındığında enseyi karartmamak gerekir. Şöyle ki mevcut yetişkinlerin ve gençlerin durumu ayrı ayrı dikkate alındığında ümitli olmamız mümkündür.
Türkiye’nin insani sermayesini (eğitim) yetişkin yeterlilikleri, lise eğitimi ve üniversitelerin durumu çerçevesinde incelemek mümkündür. Bu incelememi uluslararası kuruluşların verilerini dikkate alarak sürdüreceğim. Bunlar:
- Yetişkin Yeterliklerinin Uluslararası Değerlendirilmesi Programı (PIAAC)
- Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA)
- Uluslararası üniversite sıralamaları
Yetişkinler
İlk olarak Türkiye’nin insan sermayesinin durumunu anlamada OECD’nin Yetişkin Yeterliklerinin Uluslararası Değerlendirilmesi Programı (PIAAC) sonuçları önemli bir bilgi verecektir. 2023 raporunda Türkiye ile ilgili bilgi kısmına ulaşamamam nedeniyle önceki rapordan aktarım yapacağım.
Bu rapora göre Türkiye, OECD ortalamasının altında puanlara sahiptir. İnsan sermayesinin belli yaş aralıklarındaki durumunu anlamak için sayısal becerilerde puanlara baktığımızda:
55–65 yaşında OECD ortalaması 245,9; Türkiye’ninki ise 187,8’dir.
Yani 40 yıl önce piyasaya sürülen insan sermayesi, sayısal becerilerde bizimkilerden daha yüksektir.16–24 yaş aralığında ise OECD ortalaması 266,5 iken Türkiye’ninki 233,7’dir.
İki yaş grubu arasındaki fark 40 yıl önce 58,1 puan iken gençlerde 32,8’e düşmüştür.
Bu, Türkiye açısından sevindiricidir.
Bu verilere göre son 40 yılda gelişmiş ülkeler eğitim talebini büyük ölçüde karşılayarak vatandaşlarının yüksek yeterlilikle mezun olmasını sağlamıştır. Bu Türkiye’nin çok önce başarması gereken bir durumdu. Peki yeni nesillerde durum nedir?
Kalkınma ve gelişme yolunda insan sermayesinin durumunu anlamak için eğitim kurumlarımızın durumuna biraz daha yakından baktığımızda konu daha anlaşılır olacaktır.
PIAAC sonuçlarına göre:
- İlk/ortaokul mezunlarında Türkiye 210 puana sahipken OECD ortalaması 231’dir.
- Lise mezunlarında Türkiye 245 puana sahipken OECD ortalaması 264’tür.
- Üniversite mezunlarında Türkiye 258 puana sahipken OECD ortalaması 292’dir.
Eğitimin tüm kademelerinde —bırakın gelişmiş ülkeleri— OECD ortalamasının altında bir yeterlik söz konusudur. İnsan sermayesi özellikle orta yaşın üstünde (55–65) daha geridedir.
Ya yeni nesiller?
Aydınlık gelecek…
Türkiye’de ortaokul-lise eğitimini PISA, üniversitelerin durumunu ise üniversite sıralamaları ile anlamak mümkündür.
PISA 2022 sonuçlarında 81 ülke sıralandığında Türkiye:
- Matematikte 39.,
- Fende 34. sıradadır.
Bu sıralamaya göre yeni nesil eskisine göre daha iyi bir eğitim almaktadır.
Dünyada yaklaşık 20.000 üniversite vardır. Üniversite sayısı ABD’de 4.500, Türkiye’de ise 210 kadardır. Türkiye, yıllara göre değişmekle birlikte 2025’te dünyada ilk 500’e 10 Türk üniversitesi girmiştir. İlk 1500’e bakıldığında 25 Türk üniversitesi yer bulmaktadır.
Bu veriler, üniversitelerin %10–15’inin oldukça kaliteli mezunlar verdiğini göstermektedir.
Bu başarı yanında genel olarak üniversite mezunlarının sadece %2,7’si 4. ya da 5. düzeyde yeterliliğe sahiptir. Bu durum özellikle diğer üniversiteler için yeni kararlar alınmasını zorunlu kılmaktadır.
Bu veriler bize şunu gösteriyor:
Gençler, hiç şüphesiz babalarından ve dedelerinden daha iyi durumdadır.
Bu beşerî sermaye ile gençlerin önü açılırsa daha da başarılı olabiliriz.
Son söz:
Nitelikli bir nesil, en büyük kalkınma planıdır.





YORUMLAR