Reklam
Prof. Dr. İsmail GÜVENÇ

Prof. Dr. İsmail GÜVENÇ


Türk Modernleşmesinde Eğitim Yanlış Tercih mi?

07 Kasım 2025 - 21:58

Türk Modernleşmesinde Eğitim Yanlış Tercih mi?
Gerek Osmanlı gerekse Türkiye Cumhuriyeti Devleti kalkınma-gelişme yolunda önemli ölçüde emek sarf etti. Bunun için bazı tercihlerin yapılması gerekiyordu. Geçen gün sosyal medyada A. İlhan’ın (1925-2005) bir konuşmasında Türk (eğitim), Japon (Teknoloji) ve Rus (Kültür) kalkınma ve gelişmesinin tercihlerine (parantez içinde) dikkat çekiliyordu. Yazara göre Türk kalkınma ve gelişmesi (Aydınlanması) “Batının eğitimle kalkındığı düşüncesine” dayanıyordu. “Eğitimle başlanıldı ama yabancı dille yapılarak çok yanlış” yapıldı. Ona göre Ruslar da yanlış yapmıştı, Japonlar ise başarmıştı!

Hipotezi eğitim üzerine kurarsak “kalkınma ve gelişme başarılı ise eğitim sistemi de başarılı” şeklinde bir çıkarım yapılması gerekir. 

Hiç şüphesiz eğitim kurumları bir toplumun en önemli kurumudur. Bir toplumdaki siyaset, din, ekonomi ve aile gibi kurumlar eğitimin merkezde olduğu bir sistem içerisinde etkileşim içerisindedir. Toplumun sahip olduğu kurumların insan kaynağı da eğitim kurumlarında yetişmektedir. Bu yönüyle yükselme ile eğitim ilişkisi diğer kurumlardan daha önemli bir konumdadır. Ama eğitim ülkenin ihtiyacı olan nitelikli insan kaynağını yetiştirdiği sürece.

İnsan Sermayesi
Toplumların kalkınma ve gelişmesinde bireylerin bilgi ve becerilerinin geliştirilmesi epeyce taraftar bulan bir düşüncedir. Bu düşünceler toplumsal değişimde “Beşeri Sermaye Teori” olarak adlandırılmaktadır.

Bu teorinin temel varsayımlarını (tezlerini) şu şekilde özetlemek mümkündür (Şimşek H., 2008. Eğitim ve Toplumsal Değişme. Eğitim Sosyolojisi ve Felsefesi, S: 66).
-Eğitimli insan daha üretkendir.
-Daha üretken birey daha fazla kazanır.
-Daha üretken ve daha fazla kazanan bireylerde oluşan toplumlar daha hızlı kalkınır.
Kalkınma için “Beşeri Sermaye Teorisi” geçerli ise eğitime önem veren toplumların başarılı olması gerekir. Türk-İslam dünyasının insan sermayesi kalkınma ve gelişmeyi sağlamak için yeterli midir?  Bu soruya cevap vermek ve kalkınma için eğitim tezinin kontrol için bu ülkelerin gelişmişlik durumunun ne olduğu ortaya konulması aydınlatıcı olabilir.

Türk-İslam dünyası
Dünyada Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 193 ülke bulunmaktadır. Devlet benzeri özel bölgeler dikkate alındığında bile yeryüzünde 210 ülkeden/devletten bahis etmek mümkündür. Bu ülkeler arasında gelişmiş ülke (GÜ) sayısı 35 kadardır. Türk-Müslüman ülkeleri arasında GÜ sınıfında bir ülke bulunmamaktadır. Dünyada en az gelişmiş ülke sayısı ise 49’dur. Maalesef Türk-Müslüman ülkeleri bu grup içerisinde yer bulmaktadır.

Eğitimin toplumun değişme ve dönüşmesinde önemli olduğunu düşünmekteyim. Ancak her ülkede eğitim sistemi/kurumları olmakla birlikte bilimsel/teknoloji üretimi yeterince yoktur. Belki de Türk aydınlanması bunu başaramadı.

Kurşundan bir yük
Necip Fazıl Kısakürek’in beğenilerek okunan Sakarya Türküsü şiirinde şunu yazmakta:

Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük / Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine / Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.

Şimdi şiirde “Sakaryam” yerine eğitim yazarak tekrar okuyun…
Köpükten gövdeye dağlarca yükü mü taşıtmak istiyoruz? Türk-Müslüman ülkelerindeki eğitim sistemi toplumu ekonomik, bilgi/teknolojik, siyaset ve kültür gibi özellikler bakımından dönüşümü sağlamak için gerek nicel ve gerekse nitel olarak yeterli değildir. Gerek üniversite öncesi gerekse üniversite seviyesinde –belli başarılı örnekler olsa da- dünya sıralamasında ve teknolojiye katkı anlamında Türk-İslam Dünyasında eğitim kurumları önemli bir başarı ortaya koyamamaktadır!

Fedakâr eğitimciler (vicdan ve insaf sahipleri diye de okuyabilirsiniz) çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için ama muasır bir dünyaya doğru dönüşüm/değişim gerçekleşmiyor.
Türk-İslam Dünyasında birçok yönüyle en iyi durumda olan ülke Türkiye’dir. Onunda eğitiminde önemli sorunlar acil çözüm beklemektedir. Üniversite öncesi eğitimde; zorunlu eğitim, meslek eğitiminde sorunla çözüm beklemektedir. Yükseköğretim sistemi ciddi reforma ihtiyaç duymaktadır.

Elbette toplumların/devletlerin niçin geri kaldıklarının veya gelişemediklerini açıklamaya çalışan birçok teori vardır. Bu teorilerle bir kaçı ile Türk-Müslüman ülkelerinin geri kalmışlığını açıklamak mümkündür. Sadece eğitimle ilişki aramak eksik (indirgemecilik) olur. Başkaca görevler de yapılmalıdır.

Son söz: Aksak binitle (atla) yüksek dağa çıkılmaz.

 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum