Reklam
Prof. Dr. İsmail GÜVENÇ

Prof. Dr. İsmail GÜVENÇ


Oportünist (Fırsatçı) Kimdir?

18 Ekim 2025 - 16:10

Oportünist (Fırsatçı) Kimdir?
Önceki yazımda “Korku kültürünü” değerlendirmiştim. Okumayanların okumalarını öneririm.   Bu yazıda ise “çıkar kültürü” konusuna yer vereceğim.

Çok sık “insanlar çıkarına bakar” bazen de “ben çıkarıma bakarım” sözlerine rastlamaktayım. Küçüklüğümüzde çıkarına bakmak biraz ayıp karşılanır ve daha çok “ortak yarara” dikkat çekilirdi. Bu “amme menfaati” olarak adlandırılır. Amme menfaati (kamu yararı); devletin gereksinimlerine cevap veren ve bu ihtiyaçları karşılayan; topluma yarar sağlayan değerler bütünü olarak açıklanmaktadır. Böylece fayda toplumun tümüne yayıldığında, tüm toplumun ortak çıkarına hizmet edileceği varsayılmaktadır.

Çıkar odaklı yaklaşım ise sadece şahsi yarar gözetilerek elde edilen kazanç olarak açıklanmaktadır. Çıkarına bakmak/gözetmek; yalnızca kendini ve kendi durumunu gözeterek davranmak anlamındadır. Çıkar sağlamaktır. Bu durum faydacı (pragmatizm) değil olsa olsa fırsatçılıktır.

Fırsatçı
TDK Büyük Sözlük’te oportünist (Fırsatcı) duruma göre davranan, içinde bulunduğu şartları değerlendirmeyi bilen kimse olarak açıklanmaktadır. Bu biraz kapalı bir tanımdır. Daha açık fırsatçı (opportunist) kendisine kişisel olarak yardımcı olacak herhangi bir durumdan yararlanan kişi; her durumda hiçbir kuralı dikkate almadan güç veya avantaj elde etmeye çalışan kişi olarak tanımlanabilir. TDK’a göre “fırsat düşkünü” kötülük yapmak için fırsat kollayan (kimse) anlamındadır.
Kamu yararı yerine şahsi çıkarların öncelenmesi, hele hele bu kültür haline getiriliyorsa, millet olma, toplumsal barış için uygun değildir.

Çıkar kültürü

Çıkar kültürü (menfaat kültürü) terimi, sosyoloji ve siyaset biliminde genellikle bir toplumdaki bireysel, grup veya kurumsal çıkarların (kazanç, menfaat veya yarar) ortak değerlerin ve toplumsal faydanın önüne geçtiği bir anlayışı veya sistemi tanımlamak için kullanılır. Bu, bir toplumun veya organizasyonun temel motivasyonunun, genel iyilikten ziyade, bireylerin veya grupların kişisel/dar kapsamlı hedeflerini maksimize etme üzerine kurulu olduğu anlamına gelir.

Çıkar kültürü, farklı bağlamlarda aşağıdaki niteliklerle kendini gösterir:
"Ben" veya "Biz" Anlayışı: Bu kültürde, "biz" (toplum, ulus, kurum) duygusu yerine, dar bir "sen-ben" veya "bizim grup/bizim çıkarımız" anlayışı hakimdir. Bireyler, eylemlerini yaparken öncelikle kendi kazançlarını, menfaatlerini veya ait oldukları grubun yararını düşünürler. Ortak fayda ikinci planda kalır.

İlişkilerin Menfaate Dayalı Olması: İlişkiler, samimiyet veya değerler üzerine değil, çıkar varsa kurulur ve sürdürülür. İletişimin temel motivasyonu bir menfaat beklentisidir. Karar mekanizmalarını etkilenmeye çalışılır. Çıkar grupları (baskı grupları olarak da bilinir), kendi menfaatleri doğrultusunda politik veya kurumsal karar alma mekanizmalarını etkilemeye çalışır.

Değerlerin Erozyonu: Korku kültüründe olduğu gibi, çıkar kültüründe de çoğu zaman güçlü olanın borusunun öteceği inancı yaygındır. Ancak buradaki güç kaynağı, korkudan çok elde edilen menfaatler, paralar veya mevkiilerdir. Ortak değerlerin paylaşımı zorlaşır, vefa, dayanışma ve iş birliği gibi değerler zayıflar.

Toplumsal Etkileri
Çıkar kültürünün toplumsal yapılar ve bireyler üzerindeki olumsuz etkileri şunlardır:
Eşitsizlik ve Adaletsizlik: Bireylerin veya grupların kendi çıkarlarını sürekli önceliklendirmesi, kaynakların adaletsiz dağılmasına ve toplumsal eşitsizliğin artmasına yol açar. Fırsatlardan mahrum kalma, bir ülkenin ekonomik potansiyelini sınırlayabilir.
Toplumsal Güvenin Kaybı: İlişkilerin menfaate dayalı olması, toplumdaki genel güveni ve sadakati zedeler. Herkesin sadece kendi çıkarını düşündüğü algısı, insanlar arasındaki bağı zayıflatır.

Hukuk ve Etik Standartların Aşınması: Dar grup veya kişisel çıkar elde etmek için etik/hukuk dışı yollara başvurulabilir.

Sınırlı Toplumsal İlerleme: Toplumun tamamına fayda sağlayacak uzun vadeli hedefler yerine, kısa vadeli ve dar grup çıkarlarına odaklanmak, inovasyonu, yaratıcılığı ve toplumsal refahı engeller.

Kısacası, çıkar kültürü, sağlıklı bir toplumun temelini oluşturan ortak değerler, güven ve toplumsal dayanışma yerine, kazanç ve kişisel menfaati merkezine koyan bir yaşam biçimi ve düşünce setidir.

Son söz: Ne ekersen onu biçersin.

 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum