Bir yıl daha ömrümden geçti…
Ama arkamda sadece takvim yaprakları değil, alın teriyle sulanmış hizmet günleri kaldı.
Her yeni yaşımda bir muhasebe yaparım kendimle.
“Daha ne yapabilirim?” diye sorarım kalbime.
Çünkü bu canı bana veren Allah’a, bu millete, bu toprağa borçluyum.
Gecemi gündüzüme kattım; kimi zaman gün yetmedi, kimi zaman saatler.
Ama yılmadım. Çünkü bu millet benim milletim. Bu toprak benim yeminim.
Her zaman halkımın yanında oldum.
Yolda kalanın yükünü omuzladım, işsiz kalan için kapı kapı dolaştım.
Harman işini çözmek için bürokrasi duvarlarını değil, gönülleri aştım.
Bana gelen vatandaşlarımın taleplerini kendi talebim gibi bildim.
Onların gözlerinin içine bakarak aradım, sordum, koştum.
Yeter ki gönül kırılmasın, yeter ki bir eve ekmek girsin.
Ben hiçbir zaman menfaat peşinde koşmadım.
İş hayatım boyunca ne bir kuruş haram lokmaya göz diktim,
Ne bir yürek kırdım. Hep alnımın teriyle çalıştım.
Hep helalinden kazandım.
Gönül kırmaktan korktum, çünkü biliyorum:
Bir kalp kırmak, Kâbe’yi yıkmaktan daha ağır bir vebaldir.
Ve evet… Filistin benim kapanmaz yaram.
Doğu Türkistan içimde hâlâ sızlayan bir vicdan.
Onlar için kalem oldum, ekran oldum, sokak oldum.
Onların acısını kendi evlatlarımın gözyaşı gibi içimde hissettim.
Çünkü biz sadece bir millet değiliz, bir ümmetiz.
Ve bu ümmetin her çocuğu, benim de kardeşimdir.
Yeni yaşımda yine yollardayım.
Ama bu defa daha büyük projeler için…
Daha çok insana dokunmak, daha çok yürek yapmak,
Daha çok gözyaşını sevince çevirmek için.
Rabbime her an dua ediyorum:
“Ya Rab, bu canı sen verdin, senin rızan için hizmet yolunda tüketmemi nasip et.”
Ve bu yolculukta…
Beni ayakta tutan, arkamda dağ gibi duran, bana dua eden bir ailem var.
Babam… Benim aynam.
Ne zaman yönümü kaybetsem, onun duruşunda kendimi buldum.
Abim, kardeşlerim… Hep yanımda oldular.
Desteklerini bir an bile üzerimden eksik etmediler.
Ben onlara sonsuz borçluyum.
Bu yol sadece benim değil; onların da duasıyla yürüdüğüm bir yol.
Hep veren el oldum…
Siyasette, ticarette, hayatta…
Veren el olmak kolay değildir.
Fedakârlık ister, vefa ister, gecesini gündüzünü bu millete adamayı ister.
Ama ben buna talibim. Çünkü ben kendimi değil, ümmeti temsil ettiğime inanıyorum.
Bu yük ağır, ama benim yüreğim Allah’a tevekkül etmiş.
Şimdi yeni yaşımda yeni hedeflerim var.
Ama en büyük hedefim yine aynı:
Bu vatana bir taş daha koymak.
Bu millete bir yürek daha olmak.
Bu ümmete bir nefes daha taşımak.
Ve Allah’a, alnım ak, elim temiz, kalbim pak bir şekilde dönebilmek…
Rabbime hamdolsun…
İyiliği arayan, güzelliği savunan, hizmeti şiar edinen bu yolda beni yalnız bırakmayanlara…
Dualarıyla güç katanlara…
Ve en çok da, her zaman arkamda dimdik duran aileme…
Yürekten teşekkür ediyorum.
Yeni yaşımda yine omuz omuza, yine gönül gönüle…
Çünkü bu yol, sadece bir ömürlük değil…
Bir ömre bedel.
NEZİR ERTUĞRUL
“Hizmet bir görev değil, bir ahlak meselesidir.”
YORUMLAR