Bugün hâlâ bazı çevreler, “Zaten Filistinliler topraklarını Yahudilere sattı” diyerek hem tarihi çarpıtıyor hem de mazlum bir halkın onurunu lekeliyor. Bu söylem, sadece gerçek dışı değil; aynı zamanda Siyonist propagandaların Türkiye’deki yankılarından ibarettir. Gerçekler ise bambaşka…
"Osmanlı’nın Kırmızı Çizgisi: Yahudilere Toprak Satışı Yasaktı"
Osmanlı İmparatorluğu, özellikle 1882’de Filistin’e yönelik kitlesel Yahudi göçleri başladığında bu meseleye son derece duyarlı davranmıştır. II. Abdülhamid Han, açıkça şunu emretmiştir:
“Yahudilere Filistin’de toprak satışı yapılmayacak. Zira bu, ileride büyük bir fesada yol açacaktır.”
Nitekim 1884’te Kudüs Şeriye Mahkemesi tarafından verilen resmi bir fetva ile Yahudilere toprak satışı dinî olarak da yasaklanmıştır. Hatta Osmanlı arşivlerinde bu yönde onlarca belge vardır. 1890’larda Kudüs, Nablus, Yafa gibi bölgelerde Yahudi yerleşimlerini engellemek için valiliklere özel emirler gönderilmiştir.
"Topraklar Kimden Alındı? Gerçekler Ne Diyor?"
Filistin topraklarının büyük bir kısmı Arap kökenli Hristiyan ya da Lübnan-Ürdün kökenli zengin ailelere aitti. Bunların bir bölümü Sursuk ailesi gibi ailelerdi. Bu aileler, Filistin topraklarını miras yoluyla elde etmiş ama Filistin’de bile yaşamamışlardı. Sursuk ailesi, Beyrut’ta yaşıyor ve Osmanlı otoritesinden uzak bölgelerde ellerindeki arazileri satmaya başlamıştı.
Siyonist kuruluşlar da bu fırsattan yararlanarak aracılar vasıtasıyla bu Hristiyan toprak sahiplerinden toprak satın aldı. Bu topraklar genelde tarım yapılan bölgelerdi ve üzerinde binlerce Arap Müslüman köylü yaşıyordu. Yahudiler toprağı satın aldıktan sonra bu köylüleri zorla tahliye ettirdi. Yani Filistinliler satmadı, satılan topraklarda yaşıyorlardı ve zorla çıkarıldılar.
"Filistinliler Direndi!"
1920’lerden itibaren Filistin halkı Yahudi yerleşimlerine karşı protestolar düzenlemeye başladı. İngiliz Mandası döneminde (1917-1948), Filistinlilerin büyük kısmı Yahudilere toprak satışına karşı direniş gösterdi. Müftü Hacı Emin el-Hüseyni başta olmak üzere, dini liderler ve kanaat önderleri Yahudilere toprak satmanın haram olduğunu ilan etti. 1936 Arap Ayaklanması da bu çerçevede gerçekleşti.
Ayrıca şu unutulmamalıdır: 1948’de İsrail’in kurulmasından sonra Yahudilerin kontrolüne geçen toprakların çok büyük bölümü savaş, göç, zorla el koyma ve İngiliz işbirliğiyle gerçekleşti. Silahla, işgalle alınan bir toprağa “satın aldık” demek, mazlumların acılarını inkâr etmektir.
"Siyonist Yalanlara Karşı Tarihî Gerçekler"
Bugün bazı çevrelerin “Filistinliler topraklarını sattı” demesi, tıpkı “Kızılderililer Manhattan’ı boncukla sattı” sözü gibi sığ ve kötü niyetli bir söylemdir. Ne Filistin halkı toprağını sattı, ne de İsrail bu toprakları hak ederek aldı.
Filistin halkı; İngiliz işgaline, Siyonist planlara ve uluslararası komplolara rağmen onurla direndi. Hâlâ da direniyor.
Unutmayalım:
Toprağı satan değil, çalan utansın!
Mazluma iftira değil, destek yaraşır!
YORUMLAR