Mehmet Uluğtürkan | Refleks Gazetesi | Ekonomi
İş hayatımda 36’ın yılımı geride bıraktım.
Çalışan oldum, memur oldum, şirket ortağı oldum, yönettim.
Bunlar elbette çok değerli tecrübeler...
Ama daha önemlisi, bir ekonomi muhabiri olarak onlarca sektörden yüzlerce şirketi gözlemleme fırsatı buldum.
Şirket sahipleriyle dostluklar kurdum, başarı hikayelerini haberleştirdim.
Bugün, önerilerimi paylaşma zamanı geldiğini hissediyorum.
Şu anda derin bir ekonomik krizle karşı karşıyayız.
Zorda olmayan şirket yok gibi.
Maaşlar ödenmekte zorlanıyor, iç ve dış pazarlar daralıyor, stoklar tarihin en yüksek seviyesinde, tahsilatlar gecikiyor. Faiz oranları neredeyse ödenemez durumda ve finans kuruluşları destek vermek yerine engel çıkarıyor.
Ben bu durum şuna benzetiyorum:
Kanser bulaşmamış şirket yok; ancak evreleri farklı. Bazıları birinci evrede, bazıları dördüncüde.
Tüm bu deneyimlerimden süzdüğüm 7 öneri:
1. Şirketlerin dümeninde finansçılar olmalı. En iyi finansçıyı mutlaka danışman olarak yanınıza alın. Çünkü siz makine dairesiyle uğraşırken, dümen başındaki küçük bir hata buzdağına çarpmaya yol açabilir.
2. “En iyisini siz bilirsiniz efendim”ci, şakşakçı genel müdürünüzü ve müdürlerinizi, bedeli ne olursa olsun şirketten uzaklaştırın. Aksine, sizinle fikir çatışmasına giren yöneticilerinize değer verin.
3. “Biz büyüğüz, bize bir şey olmaz, bu krizi atlatırız” rehavetine sakın kapılmayın.
4. Giderlerinizi kısın demiyorum ama sıkı kontrol edin. Yöneticilerinizin sizin kesenizden “ağalık” yapmasına izin vermeyin.
5. Her birimi bizzat siz denetleyin; denetimleri başkasına bırakmayın. Denetlerken de mutlaka yalnız olmaya özen gösterin.
6. Şirketiniz ne kadar köklüyse, içinde o kadar çeteleşme olabilir. Bunları ilk fırsatta dağıtın.
7. Şirketler inatlaşmayla yönetilmez. Kazanmayan, zarar eden operasyonları gözünüzün yaşına bakmadan, “prestij kaybederiz” düşüncesine kapılmadan lağv edin.
Bu 7 öneriye siz de katılır mısınız?
Başka önerileriniz varsa, paylaşmaktan çekinmeyin. Yorumlarınızla herkes için yararlı bir kaynak oluşturalım.
YORUMLAR