
Gazze’de çocuklar açlıktan ölürken, anneler evlatlarının cansız bedenlerine sarılırken, babalar umutsuzca gökyüzüne bakarken, siz hâlâ o lanet olası boykot edilmesi gereken markaların ürünlerini mi tüketiyorsunuz? Her yudumda, her lokmada, Gazze’nin gözyaşını içiyorsunuz! Emperyalist ve siyonist çarkın dişlilerini çeviren her satın alma, bir mermi, bir bomba, bir ölüm demek! O kahve zincirinin bardağı elinizdeyken, o logonun ardındaki katliamları görmüyor musunuz? O pahalı kıyafeti giyerken, Filistin’in toprağını kana bulayanların kasasını doldurduğunuzu fark etmiyor musunuz? Bu vebal, bu günah, sizin de boynunuzda!
Sessizliğiniz, suç ortaklığınızdır! “Ben ne yapabilirim ki?” diyerek kendinizi kandırmayın. Dünyayı sömüren, fakirleştiren bu iğrenç zihniyetlere karşı durmak, bir seçenek değil, bir zorunluluktur! Gazze’nin çığlıkları kulaklarınızı sağır ettiyse, insanlığınızı sorgulayın. Bu zulme başkaldırmanın zamanı şimdi değilse ne zaman?
Uyanın artık! Bu iğrenç düzeni beslemeyi bırakın! Boykot edin, ses çıkarın, isyan edin! Yerel üretimi destekleyin, adalet için haykırın, insanlık için ayağa kalkın! Siyonist ve emperyalist yılanların zehrini kendi ellerinizle kesin! Çünkü bu gidişle, Gazze’nin kaderi hepimizin kaderi olacak. O çocukların gözyaşları, bir gün sizin kapınızı da çalacak!
Büyük şair, düşünce ve dava adamı Nuri Pakdil’in sesine kulak verin. O, bu zulme karşı yeminini haykırmıştı: “Antikapitalist, antisosyalist, antiemperyalist bir bilinçle, insanlığın onurunu savunmak için durmaksızın mücadele edeceğim!” Bu yemin, sadece bir söz değil, bir yaşam biçimidir. Gazze’nin çığlığına kulak tıkayanlar, bu yemini hatırlasın! Zulme karşı direnmek, insan olmanın şerefidir. Pakdil’in yemini, vicdanlarımıza bir tokattır: Uyanın, ayağa kalkın, insanlık için savaşın! Dünyayı sömüren, fakirleştiren bu zihniyetlere karşı başkaldırın; şimdi değilse ne zaman?
Selam olsun Gazze’nin direnişine, selam olsun insanlık için mücadele edenlere! Dualarımız ve çabamız, mazlumların kurtuluşu, zalimlerin helakı için.
Selam ve dua ile.
Sessizliğiniz, suç ortaklığınızdır! “Ben ne yapabilirim ki?” diyerek kendinizi kandırmayın. Dünyayı sömüren, fakirleştiren bu iğrenç zihniyetlere karşı durmak, bir seçenek değil, bir zorunluluktur! Gazze’nin çığlıkları kulaklarınızı sağır ettiyse, insanlığınızı sorgulayın. Bu zulme başkaldırmanın zamanı şimdi değilse ne zaman?
Uyanın artık! Bu iğrenç düzeni beslemeyi bırakın! Boykot edin, ses çıkarın, isyan edin! Yerel üretimi destekleyin, adalet için haykırın, insanlık için ayağa kalkın! Siyonist ve emperyalist yılanların zehrini kendi ellerinizle kesin! Çünkü bu gidişle, Gazze’nin kaderi hepimizin kaderi olacak. O çocukların gözyaşları, bir gün sizin kapınızı da çalacak!
Büyük şair, düşünce ve dava adamı Nuri Pakdil’in sesine kulak verin. O, bu zulme karşı yeminini haykırmıştı: “Antikapitalist, antisosyalist, antiemperyalist bir bilinçle, insanlığın onurunu savunmak için durmaksızın mücadele edeceğim!” Bu yemin, sadece bir söz değil, bir yaşam biçimidir. Gazze’nin çığlığına kulak tıkayanlar, bu yemini hatırlasın! Zulme karşı direnmek, insan olmanın şerefidir. Pakdil’in yemini, vicdanlarımıza bir tokattır: Uyanın, ayağa kalkın, insanlık için savaşın! Dünyayı sömüren, fakirleştiren bu zihniyetlere karşı başkaldırın; şimdi değilse ne zaman?
Selam olsun Gazze’nin direnişine, selam olsun insanlık için mücadele edenlere! Dualarımız ve çabamız, mazlumların kurtuluşu, zalimlerin helakı için.
Selam ve dua ile.
YORUMLAR