Adana’nın lezzetini, rengini, tarihini sahneleyen o günler yaklaşıyor.
Adanalı yine sofrasını dünyayla paylaşmaya hazırlanıyor. Damak çatlatan lezzetlerin festivali kapıda. Neşesi büyük. Umudu da…
9. Uluslararası Adana Lezzet Festivali, 10, 11, 12 Ekim tarihlerinde Merkez Park’ta kapılarını tüm dünyaya açacak.
Festival bu yıl “Kuşaktan Kuşağa” temasıyla gerçekleştirilecek ve kentin gastronomik mirası öne çıkarılacak.
Ama durun.
Henüz zaman varken gelin biraz geriye bakalım.
İlanlar, afişler, İstanbul lansmanı… Güzel. Tanıtım yapıldı, fotoğraflar çekildi, sözler söylendi. Peki yeterli mi? Söylenenler sahadaki gerçeklik ile uyuşacak mı?
İstanbul’da yapılan lansmanda konuşulanlar kulağa hoş geldi. “Kültür turizmi”, “marka değerini büyütme”, “kuşaktan kuşağa” dediler. Bu lansman, Adana’nın marka değerini büyütme stratejisinin bir parçası. Herkes alkışladı. Biz de alkışlıyoruz. Güzel ama yetmez.
Her Yıl Aynı Sınavı Veriyoruz: Güvenlik, Hijyen, Fiyat
Adana Lezzet Festivali’nin ölçeği büyük; geçen yıl yüzbinlerce ziyaretçi geldi, bu sene bir milyonu aşkın ziyaretçi beklentisi konuşuluyor.
Böyle bir yoğunlukta en küçük bir aksama hem sağlık hem de kamu düzeni açısından zincirleme sonuçlar doğurur.
Her yıl tekrarladığımız ve birisi olsa diğeri bir şekilde eksik kalan şeyleri bir kez daha yetkilileri harekete geçirmek ve bu festivali daha da anlamlı hale getirebilmek adına yeniden yazmak zorundayım.
Güvenlik, hijyen ve fiyat denetim yeterli olacak mı?
Fiyatlandırma meselesiyle başlayalım;
Kabul; lezzet, fiyat etiketiyle ölçülmez ancak etiket yoksa herkesin kafasına göre takıldığı da bir gerçek. Fiyat belirsizse ziyaretçinin savaşı başlar.
Yıllardır dile getirdiğimiz ancak bir türlü önüne geçilemeyen hijyen konusu da daha ciddi ele alınmalı.
Geçen yıl tüm dünyaya rezil olduğumuz görüntüler hepimizin hafızasında.
Sosyal medya şovcularına müsaade edilmemeli.
Unutmayın; Hijyen zafiyeti varsa insan sağlığı riske atılıyor demektir.
Ve güvenlik… 1 milyon kişinin katılması beklenen festivalde kalabalıkların idaresi hafife alınacak şey değil. Elbette her köşe başına bir güvenlik görevlisi dikilsin demiyorum ama tartışmaları, yaralanmaya hatta ölüme varabilecek kavgaları önlemenin önemine işaret ediyorum.
Herkes Elini Taşın Altına Koymaya Hazır Mı?
Bütün bunları yazdıktan sonra soralım:
Organizatörler geçtiğimiz yıllardan gerekli dersleri aldı mı?
Adana Valisi, Organizasyon Yönetimi, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Sağlık İl Müdürlüğü, Belediyeler, Emniyet, STK’lar, esnaflar, vatandaşlar herkes üzerine düşen sorumluluğun bilincinde mi? Bu sorumluluğu yerine getirmeye hazır mı?
Festivalde Siyonizm Destekçisi Firmalar Olacak mı?
Geçtiğimiz yıl en çok konuşulan ve alkışlanan konulardan birisi de Siyonizme destek veren ve Filistin’de, Gazze’de bebekleri, çocukları, kadınları, yaşlıları, hastaları, kısacası suçsuz, masum ve sivil insanları katleden İsrail işgal güçlerine destek veren firmaların festivalde yer almamasıydı.
Adana Valisi Sayın Yavuz Selim Köşger’in inisiyatif almasıyla festivalin ayrı bir itibarı oldu. Çünkü Adanalı Allah’ın adamıdır. Allah’ın adamlarının kentinde de zalime destek olanların yeri olamaz/olmamalı. Çünkü bu festival aynı zamanda Adana’da yaşayan insanların etik duruşunu da ortaya koyuyor.
Festival Şikâyet Hattı Oluşturulsun
Gastronomi festivali sadece damak işi değildir. Bu, şehir markasının sınavıdır.
Bu festivalin devamı ve daha çok insanın katılımı için, adından her yıl övgüyle bahsettirebilmesi için yetkililere çağrı yapıyorum;
Denetimleri sıkılaştırın.
Fiyatlara müdahale edin; şeffaflık zorunlu olsun.
Politik bakımdan tartışmalı firmaları dikkatle gözden geçirin ve festivalde onlara yer vermeyin.
Acil müdahale planını, kayıp-izdiham senaryosunu mutlaka oluşturun.
Bu konuda bir şikâyet hattı kurulması da çok önemli.
Adana Valisi Yavuz Selim Köşger’e buradan bir şikâyet hattı oluşturulması konusunda çağrıda bulunalım. Böylece sorunlar ilk ağızdan dinlenir ve daha kolay özümler üretilir.
Son Söz Adanalılara ve Ziyaretçilere
Ve ziyaretçilere bir not: gelin, tadın, keyfini çıkarın ama talep etmeyi de bilin. Şüpheye düşerseniz, sorun.
Lezzet paylaştıkça güzeldir. Ama lezzetin arkasında sorumluluk da olmalı.
Adana Lezzet Festivali, kentin kendini dünyaya anlatma fırsatı. Bu fırsatı iyi değerlendirmek lazım.
Adanalının sofraları büyük, gönlü geniş.
Hepimize şimdiden afiyet olsun. Afiyetin ardında güven, hijyen ve denetim de olsun.
YORUMLAR