Reklam
Kurtuluş KILINÇ

Kurtuluş KILINÇ


Doğuştan Adanalı Gibi

25 Eylül 2025 - 10:05

Adana kolay bir şehir değildir. Havası sıcak dolayısıyla da insanı sıcak ve tez canlı… Meseleleri de derindir. Bu kentte atanmış olarak da seçilmiş olarak da görev almak adeta ateşten gömleği giymek gibidir.

Adana Valisi Yavuz Selim Köşger de bu gömleği giyenlerden birisi. Hiç aklında Adana’da görev almak var mıydı bilmiyorum ama kente ilk atandığında herkes gibi kendisi de belki de bu atamaya şaşırmıştı.

Bir kente “Yeni Vali geldi” demek kolaydır.
Asıl soru şudur; O Vali sürekli makamına oturarak mı yoksa şehrin sokaklarına inerek mi valilik yapıyor?

Yavuz Selim Köşger, kente atanalı 2 yılı aşkın bir süre oldu. O günden beri her yöneticimizi olduğu gibi kendisini de yakından takip ediyoruz. Çoğu yönetici için protokol, güvenli bir çizgidir; Yukarıdan karar, aşağıya talimat. Köşger’in seçtiği yol ise farklı. Makamı terk edip Adanalının kapısına gitmek… İşte bu, cesaret ister. Ve bu, Adana’da takdir edilerek konuşuluyor.

Cuma buluşmaları çok kıymetli…
Her Cuma sonrası başka bir mahallede cami avlusunda halkla konuşuyor.
Basit bir ritüel değil bu. Vatandaşın derdini ilk ağızdan dinlemek kulağa naif gelebilir, ama bürokraside 'ilk ağız’dan sorunları dinleyen nadiren bulunur. Bir şikâyet alınıyor; not düşülüyor, ilgiliye iletiliyor. Bu, idarenin bir parçası olmaktan çok, yönetimin ruhuna dokunan bir davranış.

 

Asayiş olayları azaldı.
Adı hep asayiş olayları ile anılan Adanalının en büyük dileği; huzur. Vali Köşger, emniyet ve jandarmayla eşgüdümü sıklaştırdı. Bu da insanların kentte daha rahat etmesini sağladı. Elbette adli olaylar yaşanıyor. Yaşanmaya da devam edecek ancak kent sakinleri yöneticilerine güveniyor. Bu önemli bir ayrıntı. Bunun ardında koordinasyon, saha denetimi ve kararlılık var. Rakamların tek başına bir anlamı olmaz ama vatandaşın içinin rahatlaması da bir başarı ölçüsüdür. Başarı kolay doğmaz; sıkı çalışmanın ürünüdür.

STK ilişkileri…
Protokolde el sıkışmanın ötesinde bir yaklaşım var. Dernek masaları, oda toplantıları, sendikal buluşmalar… Köşger, sanırım her sabah kalktığında kendisine şunu soruyor; "Bugün, dünden daha iyi, daha başarılı ne yapabiliriz?"

Görüşmeler fotoğraf için değil, proje için. Bu tavır, kentteki kaynakların ve enerjinin birleştirilmesine kapı aralıyor. Yardım kuruluşlarından meslek odalarına, sendikalardan kadın örgütlenmelerine varana kadar kurulan temaslar, ortak aklın işaretidir.

Atananlar ile seçilenler…
Büyükşehirlerde “atanmış” ile “seçilmiş” arasında görünmez ama derin çatlaklar olur. Köşger bu çatlağı daraltma niyetinde. Belediye başkanlarıyla yapılan istişareler, ‘birlikte iş üretme’ kaygısının dışavurumudur. Çatışma oluşturmak ya da var olan çatışmayı ertelemek değil; ortak projeyi öncelemek. Bu, küçük gibi görünen ama etkisi büyük bir tercih.

 

Yatırımlar ve altyapı…
Bu şehirde sadece iş yapmak isteyen değil yapmak istediği işin bir de takibini yapan vali lazımdı. Sarıçam’daki kız yurdu projesini yerinde incelemek, 'takip' demektir. Yurt sadece beton değil; gençliğe yapılan yatırımdır, geleceğe yapılan yatırımdır. Valiliğin proje masasında oturup izlemek yerine sahada olmayı seçmesi, işi hızlandıran bir unsur.

 

Eleştiri hakkı? Elbette var.
Sahaya inmek başlangıçtır; sonuç üretmek ise sınavdır. Başlayan projelerin tamamlanma hızı, vatandaşın günlük yaşamına yansıması beklenir. Valinin atacağı adımların devamı, uygulamadaki süreklilik ve sonuç odaklılıkla ölçülecek. Niyet önemli; ama neticeler daha önemlidir.

 

Ve insan boyutu…
Köşger’in 'aileye ve sivil topluma verdiği önem' lafı, bir söylemden ibaret değil; ziyaretlerde, temaslarda tekrar tekrar karşılaştığımız bir vurgu. Bu vurgu, devlet kurumu dilinin soğukluğunu yumuşatan bir insan dili. İnsan dili siyasette kıymetlidir; çünkü sosyal ihtiyaçları konuşur, çözüm yollarını gündeme getirir.

 

Nerede eksik? Nerede güçlü?
Eksik olan bazen hız; güçlü olan ise sahaya inme iradesi. Adana, çabuk sonuç bekleyen bir şehir. Ancak karmaşık meseleler sabır ister; aynı zamanda ısrarlı takip de. Valinin işi, bu iki gerçeği dengeleyebilmek.

Son söz olarak:
Vali köprüyü kurdu. Bu köprü, makamla mahalle, valiyle vatandaş arasında bir bağ. Ama köprünün üzerinde yürünecek yol da lazım. Eğer valilik 'söz'le başlamış 'icraat'la sürdürecekse; Adana kazanacak. Yoksa köprü, sadece iyi niyetlerin bir fotoğrafı olarak kalır.

Adanalı, net olmayı sever. Söz değil, iş ister. Valinin elini taşın altına koyduğunu görüyoruz; artık sıra o taşın altında ne kadar kalacağı ve hangi sonuçları doğuracağına geldi.

Sayın Köşger daha ne kadar Adana Valisi olarak görev alır bilemem ancak iyi niyetini biliyoruz, gayretini görüyoruz, başaracağına inanıyoruz ve kendisini seviyoruz.

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum