Bazen olanda hayır vardır deriz! Bazen de olmamasının hayırlı olduğuna kanaat getiririz. Çünkü bizler inanmış ve teslim olmuş insanlar olarak her şeyin Allah’tan geldiğine bu yüzden ondan gelenin de baş göz edilmesine razı gelmişizdir.
FETÖ denen alçak yapının 15 Temmuz 2016 Hain Darbe Girişiminden sonra bu ülkede yeni bir yapılanma ve operasyon modeli oluştu. Öyle ki en namuslu ve iffetli insanların dahi aklına gelmeyecek kötülükleri bu topluma empoze ettiler.
Aslında bugünkü köşe yazımın konusu Kanayan Yaramız Filistin idi. Ancak bu sabah elime gelen alçakça bir mesaj Filistin ile ilgili yazımı ertelemek zorunda bıraktı.
Konuya girmeden önce size daha önce muhtemelen dinlemiş olduğunuz bir kıssa anlatmak istiyorum.
Sıcak bir yaz günü devesi üzerinde ıssız çölde seyahat eden bir bedevi yorulunca dinlenmek için bir çalılık dibinde oturup mola verir. Tam bu sırada uzaklardan susuzluktan dudakları çatlamış yorgunluktan bitap düşmüş bir adam çıka geliyor.
Adam su diye yalvarıyordu. Durumunun ne kadar kötü olduğu kılık kıyafetinden anlaşılıyordu. Ağzından kelimeler zorlukla çıkıyordu.
Belli ki uzun süredir çölde aç ve susuz kalmıştı. Bedevi bu zor durumda ki adama merhamet etti. Hemen matarasında bulunan sudan verdi. Su içince bir nebze olsun toparlanan adam bedeviye dua etmeye başladı.
Sen olmazsan belki de ben bu çöl ortamında ölürdüm dedi. Durmadan bedeviye dua ediyordu. Merhamet sahibi bedevi açlıktan bitap düşmüş bu adama heybesinden bir tane de hurma ikram etti.
Sonrasında ise yorgun bedevi dinlenmek için bu adamdan müsaade istedi. Biraz dinlendikten sonra birlikte yola koyulacaklardı. Su içip hurma yedikten sonra biraz olsun toparlanan adama, sana zahmet ben uyurken Deve me göz kulak olur musun dedi.
Tabi ki dedi. Ne demek ona gözüm gibi bakarım dedi. Sen gönül rahatlığıyla uyu dedi. Yıllardır Çölde seyahat eden Bedevi ne kadar tecrübeli olsa da temkinli olmak zorunda idi.
Tam uykuya dalacakken bir tıkırtı duydu. Gözünü açtı ki ne görsün merhamet edip yardım ettiği adam Bedevinin atını alıp kaçıyordu.
Önce kovalamaya çalıştı ancak yetişmesi mümkün değildi. Ardından bu Çöl Haramisine seslendi.
Hey dedi; beni dinle sana bir çift sözüm var. Atı alıp kaçmak üzere olan alçak Harami arkasına dönüp Bedeviye şöyle dedi.
Bana söyleyeceğinin ne anlamı var! Nasıl olsa bir süre sonra bu çöl ortamında açlıktan ve susuzluktan öleceksin der.
Mağdur durumda kalan Bedevi, Çöl Haramisine şunu nasihat eder! Sakın ola bu bana yapmış olduğun ihaneti ve kahpeliği gittiğin yerlerde kimselere anlatma der!
Harami, Bedevinin ne söylemek istediğini anlamaz. Nasıl yani diye sorar. Bunu anlatsam ne olur anlatmasam ne olur der!
Bedevi derki; eğer bana yaptığın bu kötülüğü insanlara anlatırsan, o vakit insanlar yolda kalan herkese şüpheli gözlerle bakar ve yardımcı olmaya çekinirler!
Bugün geldiğimiz nokta tam da bu durumu anlatıyor! Belki FETÖ denilen alçak yapının beli kırıldı. Ancak hala Devletin, Siyasetin, Bürokrasinin, Ticaretin ve hatta Sivil Toplum Örgütlerinin içlerinde dahi FETÖ Zihniyeti ile beslenmiş ve hareket eden FETÖCÜKLER var.
Bunu neden mi söylüyorum. Bu sabah bana ulaşan ve şahsımı karalama kampanyası olduğu ayan beyan twitlerin sahibine sesleniyorum.
Yerim yurdum belli, Allah’a bir can borcumdan başka yüküm yok Elhamdülillah! Ancak belli ki bu şehirde hiçbir şey yapmadan bile bazılarının tekerine çomak sokabiliyorsunuz.
Bilerek veya bilmeyerek menfaatinize engel olmuş olabilirim. Ancak şunu bilmeni isterim ki muhatabım sen değilsin. Senin tasmanı tutan kimse onunla hesaplaşmak bu fakirin boyun borcudur…
Biz doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz Allah’ın izniyle! Bu konu burada bitmedi. Kamuoyunu aydınlatmak adına yazının devamı gelecek.
Selam ve Dua İle…
YORUMLAR