Korkut DABAN

Korkut DABAN


AİLEYİ KİM KORUYACAK?

10 Haziran 2025 - 13:33

Her toplum kendi inancı ve kültürüne göre toplumsal ve hukuki kurallar ile idare edilir. Bu sebepledir ki hiçbir yazılı metni ve anayasası olmadan salt din ve inançları ekseninde yönetim şekillerine de imkann verirler.

Asılardır geleneksel ve örfleri gereği Aile Müessesesini bırakın ayakta tutmayı Kutsal bir makama getirmiş Müslüman Anadolu toplumu, bugün Aile dediğimiz kutsal yapısına karşı yapılan büyük saldırı karşısında adeta acziyet yaşıyor.

Gerek İslamiyet öncesi gerekse İslamiyet sonrası Aile kavramını tüm dünyaya örnek olarak yaşayan ve yaşatan bu Kadim Toplum bugün en güçlü tarafından kuşatılma altında.

Asırlık İmparatorluk Bakiyesi bu aziz milleti tankla topla ve tüfek ile yıkamayan vahşi batı toplumu bugün Aile Müessesemizi Kültürel ve Ahlaki Yozlaştırma faaliyetleri ile topyekün yok etme gayreti içerisinde.

Öyle ki bu Kadim Millet Aile yaşamı ile Yüzyıllar boyu dünya toplumlarına Kültür ve Medeniyet dersi vermekle kalamamış onların da Kutsal Aile Müessesesi tanışmalarına vesile olmuştur.

Bugün Batı Toplumları gerek Beşeri gerekse Sosyal Bilimlerde göstermiş oldukları başarılarının altında bu Kültür ve Medeniyet transferi yatmaktadır.

Bizden devşirmiş oldukları insani birtakım hasletleri Kendi inançlarına ve Yaşam Tarzlarına uyarlamak suretiyle uzun yıllar ayakta kalma başarısına nail olmuşlardır.

Yakın tarihte de görüleceği üzere Batı Toplumları gerek ileri düzeyde sekülerleşmesi gerekse aile yaşantısından bireysel yaşama dönmesi ile de artık Sosyolojik manada yok olmanın eşiğine gelmişlerdir.

Aile yaşantısının sona ermesiyle birlikte nüfus artış hızı düşmekte ve bu durum sadece Manevi dünyayı etkilemekle kalmayıp Ekonomik anlamda da gündelik hayatın neredeyse aksamasına sebep olmuştur.

Bir yandan, şirketler insan bulamadıkları için yönetilemeyip faaliyetlerine son vermekte diğer tarafta ise nesli devam etmeyen insanlar miraslarını evcil hayvanlarına bırakmak zorunda kalmışlardır.

Sadece bu iki konu dahi Aile Müessesesi olmadan İnsanlık için ne büyük kayıplar ve felaketlerle karşılaşılacağı hususunda önemli bir referans oluşturmaktadır.

Teknolojinin ve İnternet tabanlı iletişimin yaygınlaşması ile birlikte Dünya küçük bir yerleşim yerine dönmüştür. Bu durum müspet gelişmelere sebep olduğu gibi maalesef olumsuz kültürel etkileşim için de zemin oluşturmuştur.

İletişimin süratle gelişimi nedeniyle Hız ve Haz kavramı tüm dünyaya kanserli bir hücre misali hızla yayılmıştır. Bu zehirlenmeden kendini koruyamayan toplumlar yok olma yolunda son çırpınışlarını yaşamaktadırlar.
Temelinde İslam İnancı olan Anadolu Toplumu uzun yıllar bu hastalığa karşı direnmiş ancak son yıllarda zafiyet içerisine girmişlerdir.

Bugün özellikle azınlık bir sapkın grup tarafından Kadim Anadolu Toplumuna topyekün başlatılan Ahlaksızlık Savaşı bunun en somut göstergesidir.

Bu Kadim Medeniyeti, asırlar boyu Haçlı Seferleriyle dahi dize getiremeyen Vahşi Batı son olarak Sapkın Gruplar eliyle deyim yerindeyse Anadolu Aile yapısını kale misali içten çökertmeye çalışmaktadırlar.   

Tablo çok nettir. Bu millet asla ve asla böylesi bir oldu bitti olayını kabul etmeyecektir. Hepimize düşen kanımızın son damlasına kadar Aile Müessesesini korumaktır.
Özellikle son dönemde T.B.M.M’NE Aile Kurumunun Korunması konusunda Kanun teklifinde bulunan HÜDA-PAR Genel Başkanını ve Milletvekillerini tebrik ve takdir ediyorum.

Özellikle 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan, Hayasızca hareketler Madde 225 ve Fuhuş Madde 227 ile ilgili düzenlenme talebi çok ama çok kıymetli bir çalışma olacaktır.

Batılı Toplumların Sapkın Cinsel Tercihlerini Anadolu İnsanına, boyayıp cilalayıp Toplumsal Cinsiyet Eşitliği adı altında dayatmaya çalışmalarına asla ve katiyetle fırsat verilmemelidir.

Aksi bir durum “Müslüman Memleketinde Salyangoz Satmak” anlamına gelir. Bizler sorumluluk sahibi insanlar olarak asırlık zeminlerde vücut bulmuş inancımız neyi gerektiriyorsa onu yapmakla mükellefiz.
Selam ve Dua ile…

 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum