Teknoloji ya da bilim çağı adı verilen bir dönemi yaşamaktayız. Bu dönem kendi içinde o kadar çok farklı dinamiklerle insan hayatını etkilemektedir ki adeta insan değişim ve gelişmelere, yıkımlara ve çürümelere, yozlaşmalara ve ardı arkası kesilmez akıl almaz hadiselere şahit olmaktayız. Bu çağın hızla değişen ve karmaşıklaşan yapısı, insanı karar verirken daha çok akıl yürütmeye, kısa vadeli fayda hesaplarına ve anlık tepkilere yönlendirmektedir. Oysa insan sadece akıl değil, aynı zamanda irade, vicdan ve kalple hareket eden bir varlıktır. İşte bu çok boyutlu yapının rehberi olan “hikmet”, hayatın her alanında denge, derinlik ve yön sağlayan bir kavram olarak karşımızda durmaktadır. Gözlerimizin içine bakıp kendini kullanmamızı beklemektedir. Bu araştırma yazımız; hikmetin İslam dini, toplumsal yapı, kültürel davranışlar ve kişisel psikoloji üzerindeki etkisini çok boyutlu şekilde inceleyerek, neden hikmetli davranışın kişisel ve toplumsal kurtuluş için vazgeçilmez olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Dilerseniz başlayalım:
“Hikmet” Kavramının Anlamı ve Kaynağı
“Hikmet”, Arapça kökenli bir kelime olup kelime anlamı olarak “engel olmak, bir şeyi yerli yerince yapmak, doğruyu bilmek ve uygulamak” gibi manaları içerir. Kur’an’da birçok ayette “hikmet” kelimesi, peygamberlerin temel özelliklerinden biri olarak zikredilir:
-“Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, ona pek çok hayır verilmiştir.” (El Bakara/269)
İslam’a göre hikmet; sadece bilgi değil, bilginin doğru yerde, doğru zamanda, doğru yöntemle uygulanmasıdır. Yani hikmet, ilmin ahlakla, aklın kalple buluştuğu yerdir. Bu yönüyle hem kişinin içsel düzenine hem de toplumun genel sağlığına doğrudan katkı sağlar.
Hikmetin Sosyal ve Kültürel Boyutu
Toplumsal ilişkilerde hikmetli davranmak, çatışma yerine uzlaşıyı, öfke yerine sabrı, kibir yerine tevazuu öne çıkarır. Geleneksel Anadolu irfanı, hikmetli sözlerle yoğrulmuştur:
-“Söz var insan yaşatır, söz var insanı taş eder.”
Bu anlayış, sosyal ilişkilerde neyin nasıl ve ne zaman söylenmesi gerektiği konusunda derin bir kültürel bilinç oluşturmuştur.
Toplumu bir arada tutan değerlerin aşındığı, bireyciliğin yüceltildiği günümüzde; hikmetli davranış, sadece ahlaki değil aynı zamanda sosyolojik bir zorunluluk haline gelmiştir. Çünkü hikmet, kişiyi bencillikten uzaklaştırıp, cemiyetin hayrına yönlendirir. Toplumsal barış, ancak fertlerin hikmetli tutumlarıyla mümkündür.
Psikolojik Açıdan Hikmetli Yaşamak
Modern psikoloji, son yıllarda “bilgelik” (wisdom) üzerine birçok çalışma yürütmektedir. Hikmete yakın anlamlar taşıyan bu kavram, yüksek düzeyde öz-farkındalık, empati, ahlaki muhakeme ve uzun vadeli düşünme becerilerini içerir.
Hikmetli kimseler:
-Olaylar karşısında ani tepkiler vermez,
-Hayatın iniş çıkışlarını sükûnetle karşılar,
-Kendini başkalarının yerine koyarak düşünür,
-Her olayda bir ibret ve ders arar.
Bu yönleriyle hikmet, sadece dini değil, aynı zamanda psikolojik bir olgunluk göstergesidir. Hikmetli davranmak; stresle başa çıkmayı, iç huzuru korumayı ve öz saygıyı güçlendirmeyi sağlar. Nitekim tasavvufta da “nefsin terbiyesi” süreci, kişinin hikmete erişmesiyle tamamlanır.
Hikmetin İslam’daki Yeri ve Önemi
Bu konu aslında çok geniş bir saha. Lakin biz kısaca izah etmeye çalışırsak; İslam dini, hikmeti hem bir ahlak ilkesi hem de bir tebliğ yöntemi olarak tanımladığını söyleyebiliriz. Kur’an, Peygamber Efendimizin insanlara dini anlatırken bile hikmetli olmasını emreder:
-“(Ey Peygamber!) Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır...” (En Nahl/125)
Buradan da anlaşılıyor ki İslam’da amaç kadar yöntem de önemlidir. Hikmetli olmayan bir söz, hakikat bile olsa kalpleri kırabilir, insanlar arasında fitneye yol açabilir. İmam Ali’nin şu sözü bu bağlamda anlamlıdır:
-“Söylediğin söz yerinde değilse, susman daha hikmetlidir.”
İslam’ın ahlaki ilkeleri —adalet, merhamet, tevazu, sabır— hep hikmetle bağlantılıdır. Bu ilkeler, hikmetle uygulandığında bir toplumu ihya eder; hikmetsiz uygulandığında ise zulüm aracı olabilir.
Hikmetli Davranmanın Hayata Yansımaları
Hayatın tüm alanlarında hikmetli davranmanın hem kişisel hem toplumsal olumlu sonuçları vardır:
Alanlara Göre Hikmetli Davranış Sonuç İlişkisi
-Aile Hayatında “Sabır”, anlayış, doğru üslup “Sağlam Aile Bağı”
-Eğitimde “Öğrencinin” seviyesine göre anlatım “Kalıcı Öğrenme”
-Ticarette “Helal Kazanç”, güvenilirlik “Bereketli” kazanç
-Yönetimde “Adalet”, istişare, ölçülülük “Halkın Güveni”
-İletişimde “Empati”, doğru zamanlama “Etkili ve Yapıcı İlişki”
Yani Hikmet, Hayatın Mayasıdır
Hikmet, hayatın her alanına denge ve derinlik kazandıran bir rahmettir. İslam’ın tebliğinden aile içi iletişime, toplumsal adaletten kişisel ruh sağlığına kadar her alanda hikmetin izini sürmek mümkündür. Hikmet; bilginin, duygunun, sezginin ve ahlakın ortak aklıdır.
Bugün yaşadığımız ahlaki, toplumsal ve ruhsal bunalımların ilacı, bilginin değil hikmetin eksikliğidir. Çünkü hikmet, sadece neyin doğru olduğunu değil, onu nasıl ve ne zaman uygulayacağımızı da öğretir.
Hayatın çetin yollarında yolumuzu kaybetmemek için her adımda kendimize şu soruyu sormalıyız: “Bu yaptığım şey, hikmete uygun mu?”
Kalın sağlıcakla…
Gökmen CAN
Eğitimci Sosyolog
YORUMLAR