Reklam
Gökmen CAN | Eğitimci | Sosyolog

Gökmen CAN | Eğitimci | Sosyolog


Haşim ve...

27 Eylül 2025 - 13:10

HAŞİM VE…

Bir genç düşünün…
Anasının kuzusu, babasının babası…
Babaannesinin kınalısı.
Ailesinin canı ciğeri,
Kimse incinmemiş, kimsenin kötülüğüne dair küçük bir söz bile etmemiş.
Hiç kimse elinden de bir zarar görmemiş.
Hep gülen, hep pozitif bakan ve çevresine hep aziz bir insan olmuş.
Gülüşü, insanlara saygı ve sevgiyi hissettirmiş.

Adı: Ahmet Haşim
Yaşı: 27
 
Şimdi ebedi aleme irtihal etmiş hatıralarla dolu romanın baş kahramanı. Hayatın, iyi aktörlerinden bir tanesi Haşim.
 
Kimler yoktu ki uğurlanırken kimler…Uzak yakın demeden kimler…
Sadece bir şehirden kalkan uçak dolar mı? Hostes hanım şaşırmış; bir bakan ya da milletvekili mi vefat etti diye de sormuş Haşim’i sevenlere.
Ne yani, sevilmek ya da saygı görmek milletvekili ve bakanlara mı ait? Ya da zengin takımı diye tabir edilenlere mi?
 
Bana kalırsa Haşim gibi olmak yeterli.
Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki; şimdi bu satırdan sonra sarf edeceğim her kelime yetersiz kalacak biliyorum ama yine de yazacağım:
Dilinden kötü söz çıkmama gayretinde olan mı saygı görmeli yoksa kendini “bilgili” görüp de “kardeşim” dediklerine zehirler akıtanlar mı?
Yapıcı ve birleştirici bir dostluğa sahip olana mı sevgi gösterilmeli yoksa “kardeşim” dediği kimselere kumpaslar kuran, oyunlar oynayan, fitne fesat ve fırıldaklara mı?
 
Herkes tarafından ahlakında en küçük bir faso bile görülmemiş Haşim mi güvenilir görülmeli, yoksa ahlaksızlığın adeta adresi olmuş sahte bilgi sahipleri mi?
 
Gözü gönlü bol, karşılıksız yardım eden ve kimseye de çaktırmayan Haşim evladım mı daha dürüst, yoksa hesapları, nakitleri bin bir hinlik ve dolandırıcılık mantığıyla hareket eden “dili gibi zihni de eksik” kişiler m?
Bu kıyaslamayı o kadar uç noktalara ulaştırabilirim ki aklınız hayaliniz durur lakin maksadımız bağcıyı dövmek değil üzüm yemek.
 
Haşim evladımın o güzel kişiliği örnekliğinde herkese şunu söylemek istiyorum: Evet sıfatımız olabilir, bilmem hangi okullardan mezun ve doktoramız, şuyumuz buyumuz olabilir. Lakin en başta “insani” sıfatları, yaşadığımız bu kadim topraklardaki kadim kültürü benimseyememiş, bu toprağın insanlarını, hem de “Müslüman kardeşim” dediğimiz kimselere işimize geldiği gibi davranmışsak/davranırsak ne dirimize gelecek birini bulabiliriz ne de ölümüze. Hatta insanlar, çevresindeki insanlara “vasiyet” bırakırlar; şu falan kimseler ne cenazemize gelsin ne de semtimize uğrasın.
 
İşte, böyle biri olmak yerine Haşim evladım gibi saygılı, sevgi dolu, iyi niyetli, güler yüzlü, yardımsever, gerçek anlamda “dost/kardeş” olmakla gerçek sevginin muhatabı oluruz. Daha başka ne diyeyim ki?

Aslında ne desem az.
 
Ne güzel şeyler bırakarak gittin evladım.
Mekânın cennet ola, kabrin nur dola.
Rabbim anana, babana, ailene sabırlar vere.
Seni tanımak, varlığındaki güzellikleri yokluğunda seni yâd ederek sürdürmek de güzel.
 
Güler yüzlü, iyi kalpli, naif evladım.
Makamın âli olsun.
 
Ahmet Haşim evladımın ruhuna El Fatiha...

Kalın sağlıcakla…
Gökmen CAN
Eğitimci Sosyolog
 
 
 

Reklam

YORUMLAR

  • 2 Yorum