
Strateji, korkaklığın kılığına girmiş akıl değil; aklın savaş meydanında kılıçtan daha keskin kullanılmasıdır. Başkaları stratejiyi “kaçmak” ya da “risk almamak” sanıyor olsa da bu aslında stratejinin ne olduğunu bilmemelerinden kaynaklanan bir hatalar zincirinin başıdır.
Strateji; bir hedefe giderken hangi yolu, ne zaman, hangi güçle ve hangi sırayla kullanacağını bilmektir. Bazen ileri atılmak stratejidir, bazen de geri çekilmek… Ama geri çekilme korkaklıktan değil, daha uygun zamanda daha büyük işlere imza atmak içindir. Tarihte nice zafer, doğrudan saldırıyla değil, akıllı plan ve sabırla kazanılmıştır. Selahaddin Eyyubi, Kudüs’ü almak için yıllarca diplomasi yürütüp, zamanı geldiğinde kılıcı çekmesi de bir stratejiyken, Kurtuluş Savaşı’nın Sakarya Meydan Muharebesi bölümünde M.Kemal Atatürk’ün; “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır” diyerek geri çekilmeyi stratejiye dönüştürmesi, sonra karşı taarruzla mücadelenin kazanılması da bir stratejidir.
Stratejiyi korkaklık sananlar, aslında anlık cesareti uzun vadeli akla tercih edenlerdir.
Oysa plansız cesaret, koca ordunun mezarına dönüşebilir.
İnsanın stratejik davranmak zorunda olmasının hem bireysel hem toplumsal düzeyde sebepleri vardır:
Kaynaklar Sınırlı Olması
Zaman, enerji, para, fırsatlar… Hepsi sınırlı şeylerdir.
Zaman, enerji, para, fırsatlar… Hepsi sınırlı şeylerdir.
Strateji, bu kaynakları en az israfla en yüksek sonuca ulaştırma sanatıdır diyebiliriz.
Kaynağını rastgele harcayan kişi, en kritik anda elinde hiçbir şey bulamayabilir. Bu da “kaybetmek” demektir.
Hayat Bir Satranç Gibidir
Dünya durağan değil, herkes hareket halindedir. Rakipler, engeller, fırsatlar sürekli değişir. Strateji; hamleleri önceden görme, karşı tarafın planını sezme ve oyunu ona göre kurma becerisidir. Plansız ve stratejisiz insan, başkalarının plan ve stratejilerinin parçası olurlar.
Dünya durağan değil, herkes hareket halindedir. Rakipler, engeller, fırsatlar sürekli değişir. Strateji; hamleleri önceden görme, karşı tarafın planını sezme ve oyunu ona göre kurma becerisidir. Plansız ve stratejisiz insan, başkalarının plan ve stratejilerinin parçası olurlar.
Doğru Zaman Çok Önemlidir
Doğru işin yanlış zamanda yapılması, bazen yanlıştan bile kötü sonuç doğurur. Strateji, “ne yapılmalı?” kadar “ne zaman yapılmalı?” sorusunun da cevabıdır.
Doğru işin yanlış zamanda yapılması, bazen yanlıştan bile kötü sonuç doğurur. Strateji, “ne yapılmalı?” kadar “ne zaman yapılmalı?” sorusunun da cevabıdır.
Selahaddin Eyyubi’nin Kudüs’ü fethetmeden önce yıllarca beklemesi, bunun en net örneğidir.
Düşmanlar ve Zorluklar Akıllıdır Diye Bakmalıyız
Mücadele ettiğin güçler aptal değildir. Onlar da hesap yapar, onlar da fırsat kollarlar. Stratejik davranmayan kişi, farkına bile varmadan rakibin oyununda piyon olur.
Mücadele ettiğin güçler aptal değildir. Onlar da hesap yapar, onlar da fırsat kollarlar. Stratejik davranmayan kişi, farkına bile varmadan rakibin oyununda piyon olur.
Duygular Geçicidir, Hedefler Kalıcıdır
Anlık öfke, heyecan veya korku seni yanlış hamleye sürükleyebilir. Strateji, duygularını kontrol edip hedefini korumaktır. Bu yüzden en büyük komutanlar, soğukkanlılıklarıyla tanınırlar.
Anlık öfke, heyecan veya korku seni yanlış hamleye sürükleyebilir. Strateji, duygularını kontrol edip hedefini korumaktır. Bu yüzden en büyük komutanlar, soğukkanlılıklarıyla tanınırlar.
Yani demek istiyorum ki;
strateji, korkaklığın değil basiretli cesaretin adıdır.
strateji, korkaklığın değil basiretli cesaretin adıdır.
Stratejik davranmayan, günü kurtarabilir ama geleceği kaybeder. Stratejik davranmak belli bir meslek ya da makamın lüksü değil; neredeyse herkesin zorunluluğu halidir.
Ama derinlemesine bakarsak, bazı gruplar için strateji hayatta kalma şartı gibidir. Onları da şöyle açıklayabilirim:
Liderler ve Yöneticiler
Bir topluluğu, şirketi, devleti yöneten kişi strateji bilmezse, o gemi rotasız kalır. Komutan savaşta yanlış plan yaparsa, ordusunu mezara götürür. Siyasetçi strateji bilmezse, halkını başkasının planının içine iter.
Bir topluluğu, şirketi, devleti yöneten kişi strateji bilmezse, o gemi rotasız kalır. Komutan savaşta yanlış plan yaparsa, ordusunu mezara götürür. Siyasetçi strateji bilmezse, halkını başkasının planının içine iter.
Mücadele Eden Herkes; Hangi alanda olursa olsun mücadele eden (siyasi, fikri, sosyal, ekonomik) kişiler stratejik davranmak zorundadır. Çünkü rakipleri de boş durmaz; hesap yapar, hamle hazırlar.
Kısıtlı Kaynakla Büyük Hedef Peşinde Olanlar
Eli bol olan israf edebilir, ama kıt imkânla büyük iş yapacak olanın tek şansı iyi stratejidir. Tarih boyunca birçok bağımsızlık mücadelesi, kısıtlı güçle ama doğru stratejiyle kazanılmıştır.
Eli bol olan israf edebilir, ama kıt imkânla büyük iş yapacak olanın tek şansı iyi stratejidir. Tarih boyunca birçok bağımsızlık mücadelesi, kısıtlı güçle ama doğru stratejiyle kazanılmıştır.
Kriz ve Tehlike Altındaki Toplumlar
Baskı, savaş, yoksulluk, kültürel yozlaşma gibi dönemlerde strateji, toplumsal varoluşun sigortasıdır. Stratejisiz toplum, güçlülerin oyuncağı olup çıkarlar.
Baskı, savaş, yoksulluk, kültürel yozlaşma gibi dönemlerde strateji, toplumsal varoluşun sigortasıdır. Stratejisiz toplum, güçlülerin oyuncağı olup çıkarlar.
Bireysel Hayatta Yön Arayanlar
Aslında sıradan bir insan bile iş, eğitim, aile gibi konularda stratejik düşünmek zorundadır. Kariyerinde hangi adımı önce atacak? Riskleri nasıl minimize edecek? Hangi ilişkilere yatırım yapacak? Bu ve benzeri onlarca hatta yüzlerce satıhta stratejik aklı kendine dost edinmelidir.
Aslında sıradan bir insan bile iş, eğitim, aile gibi konularda stratejik düşünmek zorundadır. Kariyerinde hangi adımı önce atacak? Riskleri nasıl minimize edecek? Hangi ilişkilere yatırım yapacak? Bu ve benzeri onlarca hatta yüzlerce satıhta stratejik aklı kendine dost edinmelidir.
Demek istiyorum ki; hedefi olan, rakibi olan, sınırlı kaynağı olan, riski olan herkes stratejik olmak zorundadır. Aksi hâlde, başkalarının stratejisine figüran olur. Stratejiyi hafife alanların zararı bazen sadece kendilerine değil, bağlı oldukları topluluğa, hatta koca bir millete bile dokunur. Bunu da birkaç boyutta ele alabiliriz:
Kaynakların Boşa Gitmesi
Planı olmayan adam, en değerli imkânını yanlış yerde harcar. Zamanı yanlış işe yatırır. Parayı gereksiz yerde tüketir. İnsan gücünü gereksiz yıpratır.
Planı olmayan adam, en değerli imkânını yanlış yerde harcar. Zamanı yanlış işe yatırır. Parayı gereksiz yerde tüketir. İnsan gücünü gereksiz yıpratır.
Sonuçta “iyi niyet” vardır lakin geriye boşa gitmiş emek kalır.
Fırsatların Kaçması
Strateji, fırsatları zamanında görme becerisidir. Hafife alan, fırsatın ya farkına varamaz ya da geç kalır. Tarihte birçok devlet, diplomasi fırsatlarını göremediği için savaşla yıkılmıştır.
Strateji, fırsatları zamanında görme becerisidir. Hafife alan, fırsatın ya farkına varamaz ya da geç kalır. Tarihte birçok devlet, diplomasi fırsatlarını göremediği için savaşla yıkılmıştır.
Düşmanın Planına Alet Olmak
Stratejik düşünmeyen, farkında olmadan rakibin istediği hamleyi yapar. Bu, satrançta rakibin “piyon”u olmaktan farksızdır. Düşmanın işini kolaylaştırmak, bazen ihanet bile olmadan ihanete denk sonuç verir.
Stratejik düşünmeyen, farkında olmadan rakibin istediği hamleyi yapar. Bu, satrançta rakibin “piyon”u olmaktan farksızdır. Düşmanın işini kolaylaştırmak, bazen ihanet bile olmadan ihanete denk sonuç verir.
Panik ve Dağınıklık
Plan olmayınca kriz anında panik olur. Herkes başka yöne koşar, kimse ne yapacağını bilmez. Bu durum hem moral çökertir hem de fırsatları düşmana bırakır.
Plan olmayınca kriz anında panik olur. Herkes başka yöne koşar, kimse ne yapacağını bilmez. Bu durum hem moral çökertir hem de fırsatları düşmana bırakır.
Güven Kaybı
Topluluğu, kurumu veya aileyi yöneten kişi strateji bilmezse, etrafındakiler güvenini yitirir. “Bu bizi nereye götürüyor?” sorusu cevapsız kalınca, sadakat çözülür.
Topluluğu, kurumu veya aileyi yöneten kişi strateji bilmezse, etrafındakiler güvenini yitirir. “Bu bizi nereye götürüyor?” sorusu cevapsız kalınca, sadakat çözülür.
Gereksiz Kayıplar
Bazen yanlış yerde cesaret göstermek, geri çekilmesi gereken yerde ısrar etmek büyük kayıplara yol açar. Birçok savaş, strateji olmadığı için kaybedildiği hâlde, halk arasında “kahramanca yenilgi” diye anlatılır. Oysa o kahramanlık, doğru stratejiyle “zafer” olabilirdi.
Bazen yanlış yerde cesaret göstermek, geri çekilmesi gereken yerde ısrar etmek büyük kayıplara yol açar. Birçok savaş, strateji olmadığı için kaybedildiği hâlde, halk arasında “kahramanca yenilgi” diye anlatılır. Oysa o kahramanlık, doğru stratejiyle “zafer” olabilirdi.
Özetle
Stratejiyi hafife alan, zamanını, gücünü, insanlarını, fırsatlarını kaybeder. En acısı, çoğu zaman bunun neden kaybettiğini bile anlamaz.
Stratejiyi hafife alan, zamanını, gücünü, insanlarını, fırsatlarını kaybeder. En acısı, çoğu zaman bunun neden kaybettiğini bile anlamaz.
Tüm bunlara rağmen toplum içinde bazı güruhlar ve çok bilmişler vardır ki onlar da stratejik davrananlarla alay ederler. Bu tiplemelerin de temel sıkıntıları genellikle şunlardır:
Kıskançlık ve Haset
Stratejik düşünen, planlı hareket eden kişi genellikle öne çıkar, başarı kazanır. Bazıları buna tahammül edemez, kendi yetersizliklerini kapatmak için alay ederler.
Stratejik düşünen, planlı hareket eden kişi genellikle öne çıkar, başarı kazanır. Bazıları buna tahammül edemez, kendi yetersizliklerini kapatmak için alay ederler.
Alay, çoğu zaman güçsüzlüğün maskesidir.
Korku ve Güvensizlik
Strateji, uzun vadeli düşünmek, riskleri hesaplamak demektir dedik.
Strateji, uzun vadeli düşünmek, riskleri hesaplamak demektir dedik.
Bazı kişiler ise değişime, bilinmeze korkar, güvenli görünen “anlık” alışkanlıklara tutunurlar.
Stratejik olanı küçümseyerek kendi konfor alanlarını korumaya çalışırlar. Yani benim rahatım en stratejik hamlemdir der durur.
Cehalet ve Bilgisizlik
Stratejinin ne olduğunu, neden önemli olduğunu tam anlamamış olabilirler. Bu yüzden planlı hareket edenleri “gereksiz” ya da “fazla kafayı yormak” olarak görürler. Bu tip alay, bilgi eksikliğinin dışa vurumudur. Çok bilen ya da daha iyiyi düşünen bir insanın davranışları değildir.
Stratejinin ne olduğunu, neden önemli olduğunu tam anlamamış olabilirler. Bu yüzden planlı hareket edenleri “gereksiz” ya da “fazla kafayı yormak” olarak görürler. Bu tip alay, bilgi eksikliğinin dışa vurumudur. Çok bilen ya da daha iyiyi düşünen bir insanın davranışları değildir.
Gurur ve İnkâr
Bazıları gurur yapar, başkalarının doğru bildiği şeyi kabul etmek istemez.
Bazıları gurur yapar, başkalarının doğru bildiği şeyi kabul etmek istemez.
“Ben böyle yapıyorum, stratejiye ihtiyacım yok” diyerek kendini kandırır.
Alay etmek, kendini güçlü hissetme yoludur. Tabi, oyunun sonunda göreceğini karşısında istemese de göreceği için pişmanlıkları da para etmeyecektir.
Anlık Tatmin Arayışı
Stratejik davranmak sabır ve erdem ister. Bazıları ise anlık haz peşindedir, hızlı sonuç bekler. Planlama ve bekleme gerektiren davranışları küçümser, “boş işler” diye alay eder. Hatta bu ifadeyi ben bizatihi kendisini alleme olarak lanse etmeye çalışanlardan duymuş, şahit olmuş birisi olduğum için bu maddeyi de yazmayı özellikle istedim.
Stratejik davranmak sabır ve erdem ister. Bazıları ise anlık haz peşindedir, hızlı sonuç bekler. Planlama ve bekleme gerektiren davranışları küçümser, “boş işler” diye alay eder. Hatta bu ifadeyi ben bizatihi kendisini alleme olarak lanse etmeye çalışanlardan duymuş, şahit olmuş birisi olduğum için bu maddeyi de yazmayı özellikle istedim.
Sosyal ve Kültürel Etkiler
Bulunduğu çevre, aile, arkadaş grubu stratejiyi önemsemiyor olabilir.
Bulunduğu çevre, aile, arkadaş grubu stratejiyi önemsemiyor olabilir.
“Gereksiz detay, fazla mükemmeliyetçilik” olarak görüp küçümsemek o ortamın normu olabilir.
Kişi bu ortamda kalabilmek için stratejik olanı alaya alır.
Stratejiye gülenler çoğu zaman kendi içlerindeki korku, cehalet, kıskançlık ve gururla mücadele ederler. Asıl zayıflıkları bu duygulara yenik düşmeleridir. Kitlelere yön vermek isteyenlerin stratejiyi hafife alması büyük bir çelişki ve hatta trajedi.
Şöyle düşünelim
Şöyle düşünelim
Kitleyi yöneten veya etkilemeye çalışan biri, stratejinin ne demek olduğunu tam bilmeli ki etkili olsun. Ama çoğu zaman tam tersini görüyoruz; plansız, günü kurtarmaya yönelik, anlık reflekslerle hareket eden liderler ya da gruplar…
Peki, neden böyle oluyor? Hiç düşündük mü? İşte, size birkaç olası sebep:
Kısa Vadeli Kazanç Hırsı
Kitle yönetiminde bazen anlık popülerlik ya da hızlı sonuç almak, uzun vadeli stratejiden daha cazip gelir. Sosyal medya çağında hızlı etkileşimler peşinde koşmak, kalıcı etkiden vazgeçmek gibi.
Kitle yönetiminde bazen anlık popülerlik ya da hızlı sonuç almak, uzun vadeli stratejiden daha cazip gelir. Sosyal medya çağında hızlı etkileşimler peşinde koşmak, kalıcı etkiden vazgeçmek gibi.
Gurur ve Kibir
“Ben her şeyi bilirim” havası, stratejiye kulak vermemeyi getirir.
“Ben her şeyi bilirim” havası, stratejiye kulak vermemeyi getirir.
Strateji, plan yapmayı gerektirir, kabul etmeyi… Bu da bazı liderlerin egosuna ters düşer.
Bilgi Eksikliği veya Yanlış Anlama
Stratejiyi karmaşık, gereksiz bir bürokrasi olarak görenler olabilir. Onlara göre “doğal, içgüdüsel” davranmak yeterlidir, oysa bu çoğu zaman yanıltır.
Stratejiyi karmaşık, gereksiz bir bürokrasi olarak görenler olabilir. Onlara göre “doğal, içgüdüsel” davranmak yeterlidir, oysa bu çoğu zaman yanıltır.
İletişim ve Koordinasyon Eksikliği
Kitlelere yön verenler bazen kendi ekipleri içinde bile ortak bir strateji oluşturmada başarısızdır. Kaos ortamında strateji unutulur, refleksler devreye girer.
Kitlelere yön verenler bazen kendi ekipleri içinde bile ortak bir strateji oluşturmada başarısızdır. Kaos ortamında strateji unutulur, refleksler devreye girer.
Hızlı Değişimlerin Baskısı
Dünya çok hızlı değişiyor; bazen “strateji yapmaya zaman yok” diye düşünürler. Oysa ki strateji tam da bu tür hızlı değişimlere karşı kalkan gibidir.
Dünya çok hızlı değişiyor; bazen “strateji yapmaya zaman yok” diye düşünürler. Oysa ki strateji tam da bu tür hızlı değişimlere karşı kalkan gibidir.
Aynı zamanda dostlar; stratejiyi hafife almak, kitleyi yanlış yönlendirmeye neden olurken yanlış bilgiler, geçici çözümler çoğalır. Toplumsal güven azalır, kutuplaşma artar. Uzun vadeli kayıplar birikir, güven biter. Yani hülasası diyebiliriz ki, kitlelere yön verenlerin stratejiyi önemsememesi, aslında kendi elleriyle gemiyi fırtınaya sürmeleridir.
Kalın sağlıcakla…
Gökmen CAN
Eğitimci Sosyolog
YORUMLAR