Reklam
Editörden Notlar

Editörden Notlar

Editorial

7 Ekim: Medeniyetlerin Kırılma Noktası

07 Ekim 2025 - 22:45

7 Ekim: Medeniyetlerin Kırılma Noktası
Bu tarihten sonra elemeler başladı. Bir yandan fırtınalar, bir yandan sağanak yağmurlar, öte yandan kavurucu bir güneş… “Aksa Tufanı” ise, her medeniyette, her millette ve her fertte farklı tezahür etti.

Sosyal medyanın manipülasyon ve ajanlık algoritması, daha yeni yeni ne olduğunu anlamaya çalıştığımız yapay zekâ tarafından aslında uzun süredir hazırlanıyordu. İlk zamanlar Yahoo ve MSN Messenger’lar, Facebook zaman tünelleri, özelden görüşme aparatları, Twitter ve Instagram gibi platformlar; YZ’nin burnunu göstermeden önce ilk aşama görevini tamamlamıştı.

Hassasiyetlerimiz, eğilimlerimiz, zaaflarımız, anlık psikolojik durumlarımız, siyasi veya sosyal olaylara verdiğimiz tepkiler... İlçe ilçe, ülke ülke hatta toplu hâlde tüm insan gruplarının durumları anlık olarak değerlendirilip, kesinliğe yakın tepki ölçümleri alınarak toplumlar üzerinde operasyonlar yapılmaktadır.

Ve “Son Operasyon: Gazze.”
Verilecek tepkilerin bile zamanlaması algoritmalarla belirleniyor. Toplumun sosyal medya ve internet üzerindeki haber paylaşımları; kimler tarafından, ne sıklıkla ve hangi haber demeti kime uygun, tamamı saliselik YZ veya manuel manipülasyonlarla yönlendiriliyor. Ruhumuz bile duymadan, bize bir şeyler dayatılıyor.

Örneğin, Gazze’deki canilikler; konuyu zaten bilen ve artı etki yapmayacak insanlar arasında paylaşılırken, “duyarsız” kullanıcıların ekranlarına oyun, eğlence ve komedi içerikleri düşüyor. Böylece duyarsızlıkları daha da artıyor. Vahşetin en ince detaylarına kadar yaşandığı Gazze topraklarında, aklın sıkletinin kaldıramayacağı görüntülerin hemen ardından insanı kahkahaya boğacak sahneler servis edilebiliyor.

Tüm bu operasyonlara rağmen, nüfusa oranla az sayıda insan; tüm rahatlarını bozarak, sivil ve vicdani akıl çerçevesinde, İsrail’in sivil halk üzerine ölüm yağdıran saldırılarına karşı etkisi sınırlı da olsa kamuoyu oluşturmaya başladı. Üstelik başarılı da oldular.

Aslında yaptıkları şey, manipülasyon hesaplamalarının dışında, öngörülemeyen, beklenmedik aktivitelerle geniş kitlelerde vicdani bir uyanışı tetiklemekti. Bu eylemler, bir yandan Türkiye gerçeğini göz önünde bulundurarak hükümete uluslararası diplomaside kullanabileceği bir koz sundu; diğer yandan İsrail ve siyonizm destekçisi markaları ısrarlı boykotlarla ciddi biçimde sarstı.

Enteresandır ki, Filistin/Gazze hassasiyeti yalnızca dindar kesim tarafından sahipleniliyor görünmesine rağmen, kendilerini seküler addeden vatandaşlarımızın da protestolarını göstermekten çekindikleri gözlemlendi.

Dünyanın hemen her ülkesinde, özellikle ABD ve AB’de, bu yaşananlar o ülkelerin “medeniyet” algılarını sarsacak, derinden etkileyici sorgulamalara yol açtı. Dünya sivil ortak aklının şu ana kadarki en etkin eylemi, yüreklerini ve canlarını koyarak Gazze kıyılarına yüzdürdükleri insanlık vicdanıydı. İşgalci ve terörist İsrail’in itibarını ve dengesini altüst eden, stratejik etkiye yol açan Sumud Filosu, neredeyse tüm milletlerin yardım gemilerinde homojen bir dağılımla yer aldı. Her bir gemi, tüm gemilerin genlerini taşıyarak “birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” etkisi oluşturdu.

Sonuçta, “medeni dünya” derin bir sorgulamanın içine girdi. Medeniyetler, kendi değerlerini yeniden ve derinden gözden geçirecek bir yöne doğru sürükleniyor.

Bu ana kadarki ahlaki öğreti ve müktesebatların, yeniden düşünülmesine yol açtı Hamas’ın Aksa Tufanı.

Esas biz neredeyiz, onu tespit etmek önemli.

Editör

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum