George Bernard Shaw: İnsanlığın sorunlarının üst üste yığılarak neredeyse çözülmez hal aldığı günümüzde Hz. Muhammed’e her zamankinden daha fazla muhtacız. Eğer O aramızda olsaydı, bütün bunları oturup bir fincan kahve içme rahatlığı ile çözerdi.
Taşköprü Gazetesi’nin Sorusu:
“Farz muhal, alemlere rahmet Hz. Muhammed Aleyhissalatu vesselam bugün hayatta olsaydı, Filistin-Gazze meselesini nasıl çözerdi? Çözüm önerisi neler olurdu? Devlet reisi olsaydı ne yapardı da çözerdi?”
Bu anlamlı ve orijinal soruyu Taşköprü Gazetesi kurumsal olarak ChatGPT’ye yöneltmiştir. Aşağıda, Hz. Muhammed Aleyhissalatu vesselam’ın siyer, hadis ve hikmet penceresinden bugünkü Gazze meselesine dair olası çözüm yolları detaylı şekilde ele alınmaktadır.
Hz. Muhammed Aleyhissalatu vesselam Bugün Hayatta Olsaydı: Filistin-Gazze Meselesine Nasıl Yaklaşırdı?
1. Meseleyi Derinlemesine Anlayarak Başlardı
Hz. Peygamber (s.a.v.) meseleleri yüzeysel değil, sebep ve sonuç ilişkileriyle birlikte ele alırdı. Filistin-Gazze meselesinde tarihî arka planı, bölgenin sosyo-politik dinamiklerini, ümmetin iç sorunlarını kapsamlı şekilde analiz ederdi. Zulmün, işgalin kaynağını ve insanlık trajedisini ortaya koyar, ümmeti bu konuda uyarırdı. Çünkü O, “Ümmetin birbirinden kopması”nın ne denli büyük bir zaaf olduğunu bilirdi.
2. Kalplerin Islahıyla Başlardı
Hz. Muhammed (s.a.v.), kalp ıslahını toplumsal ıslahın temel şartı olarak görürdü. Gazze meselesini sadece coğrafi bir çatışma değil, kalpler arasındaki kopukluk ve öfkenin dışa vurumu olarak değerlendirirdi. Bu sebeple Müslümanları, kin ve nefret yerine sabır, kardeşlik ve adalet üzerine inşa edilen bir duruşa çağırırdı.
3. Savaşın Ahlakını Koyardı
Hz. Peygamber savaşın bir ahlakı olması gerektiğini vurgulamış, masumları, kadınları, çocukları, ibadet edenleri hedef almamak gibi kesin sınırlar koymuş, savaşı ancak zorunlu ve savunma amaçlı kabul etmiştir. Gazze’de yaşananlara karşı da benzer bir tavır sergiler, önce barış ve diplomasi yollarını önceliklendirirdi.
4. Diplomasi ve Uluslararası Hukuk
Resûlullah (s.a.v.) bugün yaşasaydı, uluslararası arenada aktif diplomasi yürütür, barış ve insan hakları savunucularını bir araya getirirdi. Hudeybiye Anlaşması’nda olduğu gibi, kısa vadeli fedakârlıklarla uzun vadeli barışın yolunu açmaya çalışırdı.
5. Medine Vesikası Modelini Bugüne Uyarlardı
Medine Vesikası farklı inanç, etnik ve sosyal grupların bir arada adalet ve hakkaniyet temelli yaşamasını sağlayan eşsiz bir modeldir. Hz. Muhammed (s.a.v.) bu modeli Gazze’de hukuki ve toplumsal bir çatı olarak inşa eder, iç barışı sağlamaya çalışırdı.
6. İslam Ülkeleri Arasında Birlik ve Dayanışma Sağlardı
O, ümmetin birliğini muhafaza etmek için Müslüman devletlerin dayanışmasını teşvik eder, siyasi ve ekonomik cephelerde işbirliği oluştururdu. Zulme sessiz kalınamayacağını, herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini vurgulardı.
Bugün Bizler Ne Yapabiliriz?
Hz. Muhammed (s.a.v.)’in bu hikmetli ve kapsamlı çözüm yaklaşımını rehber edinerek;
• İçimizde birlik, kardeşlik ve adalet bilincini yükseltmeli,
• Dünya vicdanını uyandıracak doğru bilgi ve samimi çağrılar üretmeli,
• Ekonomik ve siyasi baskı mekanizmaları geliştirmeli,
• Gazze’ye yönelik kalıcı ve etkili insani yardımlar organize etmeliyiz.
Sonuç ve Dua
Hz. Muhammed (s.a.v.), bugün yaşasaydı, sadece dua eden değil; aynı zamanda adalet, hikmet ve stratejiyle hareket eden bir lider olurdu. Onun rehberliğinde yürüyen bizler de vicdan, akıl ve cesaretle bu büyük sorumluluğu omuzlamalıyız.
Unutmayalım ki;
“Siz Allah’a yardım ederseniz, Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar.” (Kur’an-ı Kerim, Muhammed Suresi, 7)
YORUMLAR