TECRÜBE İLE SABİT
خاب الذى قد يرى ذالقبح كالحسن
وفاز من كان فيه حدة البصر
Hâbellezi ked yera zelkubhi kelheseni,
ve fêze men kêne fîhi hiddet ül basari.
Çirkin olanı güzel gibi görene yazık (zararlı çıkar),keskin bakışlı (çirkini çirkin, güzeli güzel gören) kimse ise kurtulmuş (ve isabet etmiştir).
Basar, gözün renkleri şekilleri ışıkları görmesidir.
Basiret ise kalbin ve ruh'un eşyanın hakikatını ve iç yüzünü görmesidir.
Küçük ve ince bir kıl,göze girdiğinde görmeyi nasıl ki engelliyorsa, günah masiyet ve gaflet de kalbe arız olunca kalb ve ruh hakikati tam göremiyor, işin iç yüzüne vakıf olamıyor.
İşin bu kadarı tecrübeyle sabittir herkes tecrübe edebilir.
Basiret yani kalbin ve ruhun görmesi ve müşahede etmesi insanı hayretten ve tereddütten kurtarır öyle olmayınca hayret ve tereddüt insana iş yaptırmaz çirkini güzel güzel çirkin gösterebilir.
Basiret tahakkuk edince, marifeti manevi işaretleri ve feraseti meydana getiriyor.
Bu durumda olan bir kul manen git gide yüce Allah'a yaklaşıyor.
Allah'ım bizlerin ve bütün mü'min kardeşlerimizin basarını ve basiretini
sağlam ve keskin eyle, batılı batılı hakkı hak olarak göster,boş şeylerle uğraşmaktan koru, eşyanın hakikatini görmeyi nasib eyle.
Amin.
Ahmet ÖZKAN
Emekli Müftü
03/12/2025 Çarsamba




YORUMLAR