DAVET'TE BAŞKA BİR METOD
إِنَّ طُولَ صَلَاةِ الرَّجُلِ وَقِصَرَ خُطْبَتِهِ مَئِنَّةٌ مِنْ فِقْهِهِ
Bir kişinin (hatibin cuma) namazının uzun, hutbesinin kısa oluşu anlayışını ifade eder. Müslim, 869
Hayati istisnalar hariç, her hususta orta yolu takip etmek iyidir.
Medine'de Medine emiri (cuma günü) hutbe okuyor, hutbeyi biraz uzatıyor, bir alim yukarıdaki hadisi okuyor ve hutbe kısa olmalı namaz uzun olmalı sen ne diye hutbeyi uzatıyorsun diyor, hutbe ve namaz bitiyor hutbeyi okuyan Medine emiri o itiraz eden alimi çağırıyor nezarete atıyor ve herkesin karşısında benim gücümü zayıflatmana hakkın yok diyor.
Emir makamına geçiyor namazdan sonra başka bir alim onun kapısını çalıyor içeri giriyor selam veriyor, emir diyor ki buyurun ne istiyorsunuz?
Diyor ki: Ben hutbede size itiraz eden ve nezarete attığınız ahmak alimin arkadaşıyım.
Emir soruyor: Niye ahmak diyorsunuz?
Bu ikinci alim diyor ki: Efendim o alim sizin haksızlık yaptığınızı, haram yediğinizi bildiği halde itiraz etmiyor da biraz hutbeyi uzattınız diye itiraz ediyor! Onun için ahmak dedim.
Medine emiri şöyle diyor: Sen çok daha ağır konuştun ama burada ikimizden başka insan yok ben senin bu güzel acı da olsa bu güzel üslubun hatırına sana bir şey demiyorum o ahmak alimi de bırakıyorum diyor ve salıveriyor.
Burada ikinci alim ağır ve acı da olsa hakikatı yerinde ve zamanında hikmetli bir şekilde ilettiği için kendine de bir zarar gelmedi nezarette olan alim arkadaşını da kurtarmaya vesile oldu.
Zamana zemine şartlara ve konuma göre alimlerin takınacakları tavır ve takip edecekleri üslup burada önem kazanıyor.
Allah'ım! Bizleri ve bütün mü'minleri Hakkı hak bilen tabi olan batılı batılı bilen ictinab eden kullarından eyle. Amin.
Ahmet ÖZKAN
Emekli Müftü
16/12/2025 Salı
YORUMLAR