ŞÜKÜR
ولو ان لي في كل منبت شعرة
لسانا يبث الشكر كنت مقصرا
Velev enne lî fi külli menbeti şa'ratin,
Lisênen yebussüşşükra küntü mukassiran.
Lisênen yebussüşşükra küntü mukassiran.
Eğer benim vucudumda bulunan (ve sayılması gayri kâbil olan kılların) her birisinin bittiği yerde bir dil olsa ve bunlar (diller) Yüce Allah'a şükredip dâima şükrü yaysalar, yine de Yüce Allah'a şükretme konusunda kusurlu ve eksik kalırım.
İman iki bölümdür bir bölümü sabır, diğer bölümü şükürdür.
Beyhakî | Şuab 9715
Beyhakî | Şuab 9715
Yüce Allah'ın nimetlerini dile getirmek şükürdür bunu terk etmek nimete küfrandır, az'a şükretmeyen çoğa da şükretmez, insanlara teşekkür etmesini beceremeyen yüce Allah'a da şükredemez.
Şükür, nimet vereni yüceltmek manasına gelen her fiil ve iş manasına gelir, burada fiil ve iş söz söylemekten ve itikattan daha şamil daha geniş bir anlam ifade eder, zira şükür dil ile itikatla ve fiille olabilir, şükür nimet karşılığında olandır, örfi manada şükür kulun Yüce Allah'ın kendisine verdiği bütün nimetleri yaratıldığı gaye içi sarf etmesidir.
Her organın şükrü vardır ve kendi cinsindendir; kulağın şükrü, gözün şükrü, dilin şükrü, elin - ayağın şükrüde böyledir.
Yüce Allah'ın nimetleri sayılamadığına göre ve bütün nimetler yüce Allah'tan olduğuna göre o halde bu nimetlere şükür de hakkıyla mümkün değildir.
Bir kulun bu nimetlere hakiki şükrün mümkün olmadığını yapılabilen şükrün de Yüce Allah'ın fazl ü keremiyle olduğunu düşündüğü zaman şükretmiş olur.
Yüce Allah bizleri ve bütün müminleri çok şükreden şakir ve şakûr olan kullarından eylesin.
Amin
Amin
Ahmet ÖZKAN
Emekli Müftü
YORUMLAR