Adnan KALKAN | Yazar | Aile Danışmanı

Adnan KALKAN | Yazar | Aile Danışmanı

[email protected]

Mizahî Bir Video Nasıl 'Skandal' Oldu?

13 Mayıs 2025 - 19:37

Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, birkaç gündür beklenmedik bir sosyal medya fırtınasının tam ortasında. Her şey, Vali Bey’in 18 yaşındaki oğlu Tarık Çiftçi’nin TikTok’ta paylaştığı mizahî bir video ile başladı. Bu videoda Tarık, valiliğin kapalı garajında resmi plakalı ve çakarlı (tepe lambalı) bir makam aracını fon alarak ufak bir oyun sergiliyor. Ekrana koyduğu yazılarla hayali bir diyalog kurgulamış: Bir polis memurunun araç evrakını istemesi karşısında gencin “Ben de sicil numaranı alayım” diye üste çıktığı mizansen, aslında esprili bir kurgu amacı taşıyordu. Bir diğer sahnede ise garajdaki birkaç aracı gösterip “Dedenize sorun bakayım akşam hangisiyle konvoya çıkalım?” şeklinde nükteli bir ifade kullanıyor. Tarık Çiftçi’nin niyeti belki arkadaş çevresinde ilgi çekmekti; ancak bu küçük şaka, kısa sürede bambaşka bir anlam yüklenerek sosyal medyada tepki çeken bir skandal gibi lanse edildi.

Ne olduysa, birkaç saat içinde Twitter ve bazı haber siteleri bu videoları keşfedip yaymaya başladı. “Valinin oğlu çakarlı makam aracıyla polise gözdağı verdi!” manşetleri atıldı, videolardaki kurgu diyalog gerçek bir olaymış gibi aktarıldı. Hatta bu paylaşımları “polislere gözdağı veren” tehditkâr çıkışlar olarak niteleyenler oldu. Muhalefetten bazı siyasetçiler de fırsatı kaçırmadı; örneğin Cemal Enginyurt gibi isimler “Böyle bir şeyi bir muhalefet milletvekilinin oğlu yapsa ortalık ayağa kalkardı” diyerek Vali’yi sert biçimde eleştirdi. Bir anda bir gencin TikTok esprisi, babasının makamını hedef alan bir itibarsızlaştırma kampanyasının malzemesi haline geldi.
 
Gerçekler Ortada: Ne Yaşandı, Ne Yaşanmadı?
Valiliğin kapalı garajında çekilen TikTok paylaşımlarından ekran görüntüleri. Solda yer alan videoda polis-araç diyaloğu kurgusu görülüyor: “Tahsis belgeni alayım” – “Ben de sicil numaranı alayım.” Sağda ise garajdaki resmi plakalı araçlarla yapılan mizansen: “Dedenize sorun bakayım akşam hangisiyle konvoya çıkalım?”
 
Ortalık çalkalanırken, soğukkanlılığı koruyup olayın gerçek boyutlarına bakmak şart. Bir iddia ne kadar çok tekrar edilirse edilsin, doğruyu yanlıştan ayıran somut verilerdir. İşin aslı nedir? Vali Mustafa Çiftçi, oğlunun çektiği videonun ardından bir açıklama yapmak zorunda kaldı ve net bir şekilde izah etti: “Paylaşım tamamen kurgusaldır” diyerek, videonun mizansen olduğunu vurguladı. Söz konusu araçlar valiliğe ait kapalı garajdaydı; ne o araç trafiğe çıktı, ne de bir polis çevirmesi yaşandı. Yani videoda gösterilen diyalogların hiçbiri gerçekte vuku bulmadı. Tarık Çiftçi’nin yaptığı şey, sadece araç içinde ve garaj ortamında çekilen bir rol yapma videosundan ibaretti.
 
Ancak sosyal medyada oluşturulan algıya bakarsanız, sanki genç sürücü çakarlı makam aracını alıp şehrin trafiğine dalmış, kendisini durduran polisi de azarlamış, tehdit etmiş gibi bir senaryo çizildi. Bu tamamen hayal ürünü. Vali Çiftçi de açıklamasında tam olarak bu noktaya isyan ediyor: Gerçek olmadığını bildikleri halde, bazı çevrelerin olayı çarpıtarak kamuoyuna “gerçekmiş gibi” yansıttığını, bunun da art niyetli bir itibarsızlaştırma çabası olduğunu söylüyor. Nitekim, “Hadise gerçekte yaşanmış gibi bir algı oluşturulması… tamamen art niyetli bir yaklaşımdır, itibar suikastıdır” sözleriyle bu durumu kınıyor.
 
Görünen o ki, küçük bir video parçası bağlamından koparılarak dev bir algı operasyonu malzemesine dönüştürülmüş. Kimi haber siteleri ve sosyal medya hesapları, Erzurum’da yapılmış onca iyi işi görmezden gelirken bu görüntülere balıklama atladılar. Yerel bir yorumcunun dediği gibi, “Erzurum’da yapılan hiçbir olumlu gelişmeye yer vermeyen sözde muhalif medya”, Vali Çiftçi’yi hedef almak için bu videoyu fırsat bildi. Sonuç mu? Gerçek ile söylenti birbirine karıştı; Vali’nin bir şaka videosu yüzünden “Devletin makam araçlarıyla skandal gösteriş” yaptığına inananlar bile çıktı.
 
Vali Çiftçi’nin Görev Anlayışı ve Duruşu
Peki tüm bu hengâmenin hedefindeki Mustafa Çiftçi kimdir, nasıl bir idareci profili çizer? Onu şahsen tanıyanların ve çalıştığı şehirlerdeki vatandaşların anlattığı ortak bir özelliği var: Mütevazı ve dürüst bir yönetici oluşu. Vali Çiftçi, 5 yıl boyunca Çorum Valiliği yapmış deneyimli bir bürokrat; şimdi Erzurum Valisi olarak görevde. Makamının getirdiği güç ve imkânları suistimal etmemek konusunda titiz biri olduğu biliniyor. Nitekim kendisi de bu prensibini açıkça dile getiriyor: “Bir kamu görevlisinin ‘makam diyeti’ yapması, makama bağlı haklardan en asgari düzeyde faydalanması gerektiğini her ortamda savunurum” diyor. Bu söz, onun görev anlayışını özetliyor. Vali’nin yakın çalışma ekibi ve Erzurum’daki vatandaşlar da bu duruşuna şahittir; zira Mustafa Çiftçi çoğu zaman makam aracı bile kullanmamayı tercih edip işe yürüyerek giden, şehri yaya olarak dolaşan bir vali. Yani halktan kopuk olmayan, halkın arasında olmayı seven bir idareci profili çiziyor.
 
Tam da bu nedenle, oğlunun garajda çektiği video yüzünden ortaya atılan “kamu kaynaklarını şahsi gösterişe kullanma” iddiaları, Vali’yi tanıyanların gözünde inandırıcı gelmiyor. Çiftçi, “Evladım da olsa kimsenin kamu araçlarını amaç dışı kullanmasına izin vermem” diyerek bu tür bir davranışı asla kabul etmeyeceğinin altını çiziyor. Zaten videonun gerçek bir trafik olayı olmadığını ortaya koyarak, kamu kaynaklarının suistimali bir yana, ortada somut bir hata dışında bir şey olmadığını şeffaflıkla paylaştı. Göreve başladığı ilk günden beri kamu mallarına kendi malı gibi titiz yaklaşan, vatandaşın hakkını korumayı şiar edinmiş bir bürokratın; hele de bunu defalarca kanıtlamış bir ismin, böyle bir hataya bilerek göz yumacağı düşünülemez. Nitekim Çiftçi de açıklamasında “Personelim kamu araçlarının kullanımında titiz olduğumu bilir, çoğu zaman makam aracı yerine yürümeyi tercih ederim” diyerek geçmiş performansını hatırlatıyor. Bu sözler sadece bir savunma değil, kendisine yönelik haksız kampanyayı boşa çıkaran karakter referansları adeta.
 
Eleştiriye Evet, İnsafsızlığa Hayır
Elbette kimse, ortada hiçbir kusur yokmuş gibi davranmıyor. Mustafa Çiftçi, oğlunun yaptığı paylaşımdan duyduğu üzüntüyü ve mahcubiyeti de samimiyetle dile getirdi. Erzurum halkından ve tüm milletten, böyle bir konuyla gündeme geldikleri için özür dilemeyi ihmal etmedi. “İnsanımızın engin hoşgörüsüne sığınıyorum” diyerek, hem halka saygısını gösterdi hem de bir baba olarak mahcubiyetini ortaya koydu. Bu sözler, kol kırılır yen içinde kalır demek yerine hatayı kabul eden, şeffaf bir yöneticinin tavrıdır. Vali Çiftçi, oğlunun hatasını kamuoyu önünde kabul edip özür dilerken aynı zamanda ortada bir organizeli linç girişimi olduğunu da belirtmek zorunda kaldı. Yani bir yandan babalık göreviyle mahcubiyet yaşarken, diğer yandan valilik makamının itibarını koruma sorumluluğunu da taşıdı.
 
Bu olay, sosyal medyanın linç kültürünün ve dezenformasyonun ne kadar tehlikeli boyutlara varabildiğine dair ibretlik bir örnek oldu. Bir yanda yaptığı yanlış bir paylaşımdan ders alan genç bir delikanlı, diğer yanda evladının hatasını milletin önünde üstlenip düzeltmeye çalışan bir baba ve vali var. Mustafa Çiftçi, gelen eleştirilerin makul olanını anlayışla karşıladığını özellikle belirtiyor: “Oğlumun yaptığı hatalı paylaşım sebebiyle insanların şahsıma ve aileme eleştiri yöneltmesi anlaşılabilir ve makul karşılanabilir” diyor. Hatasını kabul eden herkes gibi, yapıcı eleştiriye kapıları açık tutuyor. Ancak iş hakarete, küfüre, insafsız yargısız infaza dönünce akan sular durmalı. Vali’nin de vurguladığı üzere, iftira ve galiz hakaretler hukuk önünde hesabı verilmesi gereken suçlardır. Maalesef bu süreçte, eleştiriyi aşıp işi aileye sövmeye vardıranlar da görüldü. Böylesi durumlarda yasal yollara başvuracağını net bir dille ifade etti Çiftçi – ki bu, sadece kendi ailesini değil, kamuda görev yapan herkesin onurunu korumak adına atılması gereken bir adım.
 
Vicdan Nerede?
En sarsıcı nokta ise vicdanların nasıl devre dışı kalabildiği… Vali Çiftçi, açıklamasında çok çarpıcı bir kıyaslama yapıyor: “Sahipsiz sokak hayvanlarının dahi hakkını-hukukunu savunur görünen mütecaviz ve hadsiz güruh, aynı hassasiyeti (hata yapmış) bir genç delikanlıdan neden esirgedi?” diye soruyor. Gerçekten de, her konuda merhamet ve hak-hukuk nutku atanların, söz konusu olan 18 yaşında bir gencin hatası olunca acımasız bir linç yarışı başlatmaları düşündürücü. Bir an durup empati yapmak bu kadar mı zor? Hepimiz, ailemiz veya yakınlarımız üzerinden imtihan edilebiliriz. Nitekim Çiftçi de Kur’an’dan “Şüphesiz sizin mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan vesilesidir” ayetini hatırlatıp “Herkes evladıyla sınanabilir” diyor. Bu sözler hepimize bir çağrı niteliğinde: Eleştirelim ama insafı ve vicdanı elden bırakmadan eleştirelim.
 
Son Tahlilde...
Son tahlilde, Erzurum Valisi’nin başına gelen bu olay bir turnusol kâğıdı işlevi gördü. Hem sosyal medya dediğimiz mecranın nasıl bir kurgu videoyu bile gerçekmiş gibi çarpıtıp insanları hedef haline getirebildiğini gösterdi, hem de yıllarını devlete hizmete vermiş dürüst bir bürokratın, böyle bir saldırı karşısında bile sergilediği vakur duruşu ortaya koydu. Mustafa Çiftçi, şeffaflıkla hatayı kabul edip milletine hesap verirken, onu linç etmeye kalkanlara da ders niteliğinde sözler söyledi. Vicdan sahibi herkesin bu derslerden alacağı pay var. Unutmayalım, “Beşer şaşar” – insanız, hata yaparız. Mühim olan niyetimizin halis olması, hatadan dönmesini bilmek ve başkalarını yargılarken merhameti elden bırakmamaktır. Vali Çiftçi olayında da asıl karar ve takdir, öfkeyle klavye başına geçenlerin değil, soğukkanlı ve adil değerlendirme yapabilen sağduyulu milletimizin olacaktır.
 
Karar ve takdir, milletindir.
 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum