ÇEDES Medeniyet Projesidir
Bu toprakların mayası merhametle yoğrulmuştur. Bin yıldır medeniyetimizin harcını vicdan, paylaşma, yardımlaşma ve din kardeşliği oluşturmuştur. Fakat bugün öyle bir dönemden geçiyoruz ki, bu değerleri yaşatmak bile “laikliğe aykırı” diye suçlanabiliyor.
Ancak, Cumhuriyet gazetesi bu faaliyeti laikliğe ve Cumhuriyet’e aykırı bulduğunu ilan ederek, adeta merhamete savaş açtı. Mazluma uzanan elleri suçlayan, yardımlaşmayı siyasete indirgeyen bu zihniyet, sadece inançla değil, insanlıkla da bağını koparmıştır.
Medeniyet Düşmanlığı Yeni Değil
Bu topraklarda millî ve manevî değerlere düşmanlık yeni değil. Kökleri, ümmeti başsız bırakan, hilafeti kaldırıp Batı’ya yaranma hevesiyle yaşayan zihniyete kadar gider. Bugün de aynı damar hortlamıştır. O gün ümmeti bölüp Filistin cephesini terk edenler, bugün de merhamet cephesini terk ediyor. Dün şapka giymedi diye kendi halkını darağacına gönderenler, bugün “yardım etti” diye kendi milletinin evlatlarını hedef gösteriyor.
Bu zihniyet ne merhameti tanır ne vicdanı. Çünkü onların değer ölçüsü Paris’tir, Londra’dır, Washington’dur. Onlar milletin değil, efendilerinin sesine kulak verir.
MEB Tarihî Bir Görev Üstlenmiştir
Millî Eğitim Bakanlığı sadece ders anlatmakla görevli değildir. Onun asli vazifesi, kardeşlik, yardımlaşma, fedakârlık ve adalet gibi kadim medeniyet değerlerini evlatlarımıza aktarmaktır. ÇEDES tam da bunu yapıyor. Bu proje, vakıf kültürünü yeniden canlandırıyor; öğrencilerimize, “bizim medeniyetimiz başkasının acısına kayıtsız kalmaz” bilincini aşılıyor.
Bakan Yusuf Tekin başta olmak üzere emeği geçen tüm eğitimciler, aslında bir medeniyet nöbeti tutuyorlar. Çünkü iyiliği öğretmek, insan yetiştirmenin en asil yoludur.
Vicdansızlığın Değişmez Maskesi: Laiklik
Bugün “laiklik” maskesiyle merhamete düşmanlık yapanlar, dün de inancımıza düşmanlıklarını aynı maskeyle gizlemişlerdi. Ancak bilinsin ki laiklik, vicdansızlık değildir; merhameti yasaklamak hiç değildir. Türkiye’de laiklik değil lâdinilik vardır. İslam düşmanlığı vardır.
Gazze’deki çocuklara uzanan minik elleri eleştirenler, insanlığın en temel sınavını kaybetmişlerdir. Çünkü insan olmak, başkasının acısını hissedebilmektir.
Biz bu topraklarda iyiliği öğreten, merhameti yaşayan, vicdanı diri tutan bir medeniyetin çocuklarıyız. Bu medeniyetin adı “Nesli İhyâ, Medeniyeti İnşâ” mefkûresidir. Ve din düşmanları; onlar saldıracak, biz inşa etmeye devam edeceğiz. Onlar karalayacak, biz aydınlatacağız. Onlar yıkacak biz yapacağız. Mücadele devam edecek…
Çünkü biz biliyoruz ki, merhamet eden bir millet yok olmaz. Vicdanını kaybeden bir zihniyet ise tarih sahnesinden silinir. Bu vatanı ve insanımızı kadim inanç değerlerimizle yetiştirmeye devam edeceğiz. Son nefese kadar.





YORUMLAR