Sosyal hayatın mahremiyet sınırlılıkları ve sorumlulukları sosyal medya için de geçerlidir. Allah sosyal hayatın da sosyal medyanın da Rabb'idir.
Dijital çağın hayatımıza kattığı en büyük yeniliklerden biri sosyal medya oldu.
Kimi için haberleşme aracı, kimi için kazanç kapısı, kimi için eğlence platformu, kimi için ifsat aracı…
Ama unuttuğumuz bir hakikat var: Mahremiyet.
Sosyal medya, evlerimizin kapısını ardına kadar açıp mahremimizi meydan yerine çevirdi.
Sosyal Medya Mahremiyeti İmha Ediyor
Eskiden mahremiyet, evin kapısından başlardı.
“Evimizin sırrı dışarı çıkmaz” derdik.
Bugün ise bir fotoğraf, bir video veya bir paylaşım evimizin, ailemizin, hatta ruhumuzun mahremiyetini ifşa ediyor.
Bir düğün, bir kahvaltı, çocukların odası…
Her şey paylaşılıyor ve özel-mahrem olan sıradanlaşıyor.
Mahremiyetin kalkması, aile huzurunu, toplum ahlakını ve manevi derinliği yok ediyor.
İnsan, kendine ait olan mahremiyeti kaybedince kimliğini de kaybediyor, şahsiyetini de...
Ahlak ve Maneviyat Sosyal Medyada Korunmalı
Mahremiyet sadece bedenle değil, sözle, bakışla, paylaşımla da ilgilidir.
Bugün sosyal medyada ahlak sınırları yavaş yavaş siliniyor.
-Dinî ve manevi değerleri göz ardı eden paylaşımlar,
-Çocukları ve gençleri özensiz içeriklere maruz bırakan videolar,
-Ailenin özelini dünyaya açan fotoğraflar…
Bu durum, İslami şahsiyetimizi zedeliyor.
Çözüm, mahremiyet bilincini dijital dünyada da diri tutmaktır.
Paylaşmadan önce “Bu Allah’ın razı olacağı bir paylaşım mı?” diye düşünmek, dijital hayatın en büyük takvasıdır.
RTÜK Sosyal Medyayı Denetlemeli
Televizyon dizileri nasıl denetleniyorsa, ahlaki çizgiyi aşan sosyal medya içerikleri de denetlenmelidir.
Çünkü sosyal medya, televizyonun çok daha etkili bir versiyonudur.
Bugün milyonlarca çocuk ve genç, denetimsiz sosyal medyada ahlaki yozlaşmaya maruz kalıyor.
Devletin ve RTÜK’ün görevi, toplumu ahlaki felaketten korumaktır.
Allah Sosyal Hayat ve Sosyal Medyanın da Rabbidir
Hayatın hangi alanında olursak olalım; evde, işte, sokakta, sosyal medyada…
Unutmamalıyız ki Allah her yerde hâkimdir.
Paylaştığımız her fotoğraf, yazdığımız her yorum, izlediğimiz her video Allah’ın huzurunda işlenir.
Dijital dünya bir “mahremiyet dışı alan” değil, aksine kulun imtihan alanıdır.
Allah sosyal hayatın olduğu gibi sosyal medyanın da Rabb’idir.
Sosyal Hayatta Mahremiyet, Sosyal Medyada da Geçerlidir
Bazı insanlar sosyal medyada kendini gerçek hayattakinden farklı gösterir.
Mahremiyet sınırlarını ihlal eder, özel hayatı ifşa eder.
Oysa mahremiyet bir mekâna bağlı değildir.
Evin kapalı kapıları ardında nasıl dikkatliysek, sosyal medya platformlarında da aynı hassasiyeti göstermek zorundayız.
Çünkü “görünmez” sandığımız dijital hareketler yarın karşımıza “hesap günü”nde çıkar.
Mahremiyet Korunursa Medeniyet Korunur
Mahremiyet, aileyi korur.
Aileyi koruyan toplum, medeniyeti ayakta tutar.
Mahremiyetin yok olduğu toplumlar; ailesiz, köksüz ve kimliksiz hale gelir.
Bugün sosyal medyada mahremiyet savaşını kazanamazsak, yarın medeniyetimizi kaybederiz.
Sosyal medya, yeni bir meydan. Ama bu meydan başıboş bırakılırsa,
ahlak ve maneviyat yok olur. Sosyal medya mahremiyetini ihmal edersek medeniyeti imha ederiz.
Mahremiyeti sosyal medya dahil yeniden gündeme almalıyız,
Ahlaki denetimi sosyal medyada da sağlamalıyız
Dijital dünyada da Allah’ın emirlerini ve yasaklarını gözetmeliyiz
Sosyal medyayı mahremiyete uygun bilinçli kullanmalıyız.
“Mahremiyet, imanın kalelerindendir. Kale yıkılırsa medeniyet düşer.” Medeniyet düşerse elde bir şey kalmaz. Nefsimize ve neslimize Allah’ın sosyal medyanın da sosyal hayatın da Rabb’i olduğunu nakşetmeliyiz ki inanç medeniyetini inşa edelim. Ya inşa ya imha…
Adnan Kalkan
youtube: @adnankalkan01
YORUMLAR